KEMAL KEMAHLI YAZDI: İRAN'A GÖRE AKSA TUFANI BİR HATA MIYDI?

img
KEMAL KEMAHLI YAZDI: İRAN'A GÖRE AKSA TUFANI BİR HATA MIYDI?

Sitemiz yayın yönetmeni Kemal Kemahlı, İran'da yayınlanan Cumhur-i İslami gazetesinin dünkü başmakalesinde, Aksa Tufanı'nın bir hata olduğuna yönelik iddiasının Türkiye medyasına yansıtılış tarzı hakkında bir yazı kaleme aldı.

Bismillahinnur.
Dün, İran'da yayınlanan Cumhur-i İslami gazetesinin başmakalesinde, 'Bu Tufa'nın Kazananı Var Mıydı?' Başlığıyla yayınlanan yazı; bazı medya organları tarafından Türkiye kamuoyuna, 'İran'ın Aksa Tufanı'nı Bir Hata Olarak' değerlendirdiği şeklinde yansıtıldı. 
Söz konusu makalede geçen, 'gerçek şu ki, birçok analiz ve görüşün aksine Aksa Tufanı operasyonu bir hataydı' cümlesi, Türkiye kamuoyuna, İran İslam Cumhuriyeti'nin resmi görüşüymüş gibi aktarıldı.
Gazetenin isminin, 'Cumhur-i İslami' (İslam Cumhuriyeti) olması, ülkemizdeki medya organları ve okuyucular tarafından, bu gazetenin sanki İran İslam Cumhuriyeti'nin resmi bir yayın organı olduğu ve İslam Cumhuriyeti'nin resmi görüşlerini yansıttığı şeklinde algılandı. Tabii spekülasyon peşinde koşan bazı haber siteleri, özellikle kamuoyunda bu algının oluşmasını istediler ve maalesef hedeflerine kısmen de olsa ulaştılar. 
Halbuki söz konusu gazete, İran İslam Cumhuriyeti'nin resmi görüşlerinin yansıtıldığı bir gazete değildir. Zaten İran'da bu anlamda resmi bir gazete de yoktur. Dolayısıyla söz konusu yazı ile ilgili olarak İran Dışişleri Bakanlığı'nın her hangi bir açıklama yapması söz konusu değildir. Cumhur-i İslami gazetesi, kendi ifadelerine göre ılımlı bir çizgide yayın yapmaktadır, yani reformist kanada destek veren bir gazetedir. Gazetenin genel yayın yönetmeni ve baş yazarı 1956 doğumlu Mesih Muhaciri'dir. Aynı zamanda bir alim olan Muhaciri, Haşimi Rafsancani'nin en önemli destekçilerinden biri olarak bilinmektedir. Bu şahıs aynı zamanda, Hasan Ruhani'yi de açık bir şekilde desteklemiş ve bir röportajında aynen şu cümleyi sarf etmiştir: 'Ruhani'ye mutlaka oy verilmesi gerekir, çünkü ülkenin ılımlılığa ihtiyacı var.' Gazetenin başmakaleleri çoğunlukla kendisi tarafından yazılmaktadır. 
İran'da reformistlerin temel özelliği; Gazze ve Lübnan'a yani Direniş Cephesi'ne mesafeli davranmalarıdır. Reformistlere göre, asıl olan İran'ın ulusal çıkarlarıdır ve İran, İsrail ile uğraşmamalıdır. İran'daki reformistler kendilerine Erdoğan modelini örnek almaktadır. 
Aksa Tufanı Operasyonu başladığı günden bu yana başta İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamenei olmak üzere İranlı üst düzey yetkililerin açıklamalarına baktığımızda, İran'ın Aksa Tufanı'na tam desteğini açık bir şekilde görürüz. 
Merhum Cumhurbaşkanı Reisi'nin,  merhum Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan'ın, şu anki cumhurbaşkanı Pezeşkiya'nın ve Dışişleri Bakanı Arakçi'nin Aksa Tufanı'na ve Hamas'a destek açıklamalarını arama motorlarından araştırıp bulabilirsiniz. Bendeniz, İmam Hamenei'nin Aksa Tufanı'na destek konuşmalarına ait bazı haberlerin linklerini burada paylaşmakla yetiniyorum. 

https://kudusgunu.com/d/43707/hamaney-in-meb-es-mesaji-gazze-siyonist-rejime-diz-cokturdu 

https://kudusgunu.com/d/43742/hamaney-gazze-zaferini-kur-an-i-kerim-e-gore-degerlendirdi 

https://kudusgunu.com/d/43765/hamas-heyetiyle-gorusen-hamaney-den-gazze-icin-onemli-cagri
 

Bilindiği gibi İran İslam Cumhuriyeti  kurulduğu günden itibaren Filistin ve Kudüs davasını kendisine mihver olarak almıştır. İslam Cumhuriyeti'nin var oluş sebeplerinden biri Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturmaktır. 
Ayrıca lokomotifini İran İslam Cumhuriyeti'nin üstlendiği Direniş Cephesi'nin bileşenleri arasında dikey değil yatay bir ilişki söz konusudur. 
Yani ne Hamas ne İslami Cihad ne Hizbullah ne de Ensarullah İran'dan emir almamaktadır. Her ülke ve teşkilat alacağı kararlarda bağımsız ve hürdür. Aynı hedefe kilitlenen Direniş Cephesi'nin bileşenleri birbirlerine velayet bağı ile bağlıdır. Aralarında simbiyotik (çıkarcı) değil velayî bir ilişki vardır. Zaten başarılarının en büyük sırlarından biri de budur. 
Ülkemizdeki muhafazakar demokratların ve diğer çevrelerin bu ilahi ilişkiyi anlaması için Kur'anî bir bakış açısına sahip olmaları gerekir. 

Yazıma, İran'ı yakından tanımayanlar için şu bilgiyi de eklemek istiyorum: İran'da ifade özgürlüğü; Amerika'dan ve hatta demokrasi ile yönetildiğini iddia eden birçok ülkeden daha fazladır. İran medyasında her konu tartışılır ve eleştirilir. Hatta İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamenei'nin icraatlarının ve sözlerinin de, kendisine bağlı olan İran Radyo ve Televizyon Kurumundaki programlarda konuklar tarafından eleştirildiğine bizzat şahit olmuşum.  
Kemal Kemahlı



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!