Sudan’ın Faşir kentinden gelen haberlere göre, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) bağlı Hızlı Destek Güçleri milisleri, Gazze’de siyonistlerin işlediği suçlara benzer vahşi katliamlar gerçekleştiriyor. Sivilleri acımasızca öldürmekle kalmayan bu milisler, onları su, gıda ve sağlık hizmetlerinden de mahrum bırakıyor.
Tasnim Haber Ajansı Farsça Servisi’nin bildirdiğine göre, Sudan’ın Darfur eyaletinin başkenti Faşir, uzun süredir BAE destekli Hızlı Destek Güçleri’nin vahşi saldırıları sonucu büyük bir insani felaket yaşıyor. Dünya medyasının sessizliği içinde süren bu katliamların bazı boyutları, son haftalarda bazı uluslararası medya organları tarafından ortaya çıkarıldı.
Hayır mutfaklarının, pazarların ve hastanelerin yok edilmesi
Faşir’den gelen bilgilere göre, Hızlı Destek Güçleri kentte halkın son umudu olan hayır mutfaklarını, kalan pazarları ve hastaneleri tamamen yok etti. Bu, Gazze’de siyonistlerin işlediği suçlarla aynı yöntemi izliyor.
Faşir’deki insani yardım kuruluşları, personellerinin hayatını tehdit eden ciddi kısıtlamalara rağmen yerinden edilmiş insanlara yardım etmeye çalışıyor. Ancak kentteki siviller, milislerin korkunç saldırıları altında şehri terk etmeye çalışsalar da tüm çıkış yolları teröristler tarafından kapatıldığı için kurtulma imkânı bulamıyorlar. Faşir halkı hem insanlık dışı saldırılara maruz kalıyor hem de su, gıda ve sağlık hizmeti gibi temel ihtiyaçların yokluğu nedeniyle büyük acılar çekiyor.
Şehirden kaçmayı başaran bazı siviller, el-Arabi el-Cedid muhabirine “Durum felaket boyutunda, insanlar en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor” dedi.
Onlar, milislerin çok sayıda sivili kaçırarak cinsiyet ve etnik kimliğe göre ayırdıklarını, bazılarını ise 5 ila 30 milyon Sudan lirası arasında fidye talep ederek alıkoyduklarını anlattı.
BAE’li paralı askerlerin yağma ve aç bırakma politikası
Dış dünya ile tüm bağlantısı kesilen Faşir’deki BAE destekli Hızlı Destek Güçleri, açlığı kasıtlı bir silaha dönüştürdü. Halkın günlük yaşamını sürdürmesini sağlayan hayır mutfaklarını, pazarları ve basit geçim araçlarını kapattılar. Bu, Gazze’deki İsrail işgalcilerinin izlediği politikanın aynısıydı.
Şehirden kaçmayı başaran bir Sudanlı, el-Arabi el-Cedid’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Faşir halkı işkence, açlık, zulüm ve katliamla karşı karşıya. Yaşlıları ve çocukları taşıyan hayvan arabaları bile hedef alınıyor.”
Bir diğer sığınmacı ise, “Faşir bir hayalet kente dönüştü. Ulaşım hem tehlikeli hem de çoğunlukla yasak. Gıda hazırlamak için kullanılan mutfaklar yok edildi, pazarlar kapandı, özellikle yaşlılar ve çocuklar için hayat dayanılmaz hale geldi” dedi.
Bir diğer tanık, milislerin halkın evlerini de yağmaladığını, sahip oldukları her şeyi çaldıklarını aktardı.
Faşir’deki hayır mutfaklarından sorumlu Muhammed Osman ise, “Bu mutfaklar halkın tek sığınağıydı. Hızlı Destek Güçleri geldikten sonra içlerindeki tüm kaynaklar tahrip edildi, çalışanların çoğu katledildi” dedi. Osman, “Teröristler insanları kasıtlı olarak aç bırakıyor. Biz tüm çabamızı gösterdik ama fayda etmedi” diye ekledi.
Kaçmayı başaran siviller, milislerin insanlardan şehri terk edebilmek için büyük meblağlar talep ettiklerini, kadınların ise üzerlerinin aranarak para, takı ve cep telefonu gibi eşyalarının alındığını anlattı.
BAE’li paralı askerlerin Sudanlı kadınlara yönelik cinsel saldırıları
Faşirli Aişe İsmail, kızıyla birlikte şehirden kaçarken yaşadıkları dehşeti şöyle anlattı: “Hızlı Destek Güçleri’nin kadınları arayacağını ve onlara saldıracağını asla düşünmemiştik. Kadınlara para ve altın için tecavüz ediyorlar. Oysa bu şehirden kaçanların hepsi aç ve susuz.”
İsmail, “Durum tamamen kontrolden çıktı. Teröristler kadınlardan para koparıyor. Genç erkekler için bile fiyat biçiyorlar; örneğin bir gençten 500 bin Sudan lirası fidye alıyorlar, bunun karşılığında eşine ve çocuklarına çıkış izni veriyorlar, ama kendisini rehin tutuyorlar” dedi.
Faşirli kadın, “Üç gün boyunca hiçbir şey yemedik, sürekli milisler tarafından kovalandık. Korku ve panik içinde geceyi kuru toprakta geçirip gündüzleri yürüyorduk. Birçok kişi yolda öldü ve gömemedik, sadece kaçmak zorundaydık” diye ekledi.
Sudan Sosyal Refah Bakanı Selma İshak da yaptığı açıklamada, Faşir’de kadınların cinsel saldırı, şiddet ve işkenceye maruz kaldığını bildirdi. Bakan, milislerin kente girdikleri ilk iki günde 300 kadını katlettiğini, Faşir’den Tuvayle’ye kaçmaya çalışanların da “ölüm yoluna” saplanıp kaldığını söyledi.
İshak, “Faşir’deki aileler hâlâ ölüm, işkence, istismar, aşağılanma ve cinsel şiddet tehdidi altında. Bu şehirde yaşananlar, sistematik bir etnik temizliktir. Dünya bu büyük suça sessiz kalarak ortak oluyor” dedi.
Faşir’de sağlık ve insani kriz — Yardım kuruluşlarına saldırı
İnsani yardım kuruluşlarının çalışanları, Hızlı Destek Güçleri milisleri tarafından kaçırılma, işkence ve tacizle karşı karşıya. Bu nedenle halka etkin yardım ulaştıramıyorlar.
Yaklaşık 15 ton tıbbi malzemenin Faşir’e ulaştırılmak üzere olduğu, ancak güvenlik ve idari engeller nedeniyle varamadığı bildirildi. Bu durum, insani sistemin çökmesine ve sağlık koşullarının felaket boyutuna ulaşmasına neden oldu.
İsmini vermek istemeyen bir sağlık yetkilisi, “Hastaneler ve sağlık merkezleri tamamen yıkıldı. Kalan tıbbi ekipmanlar kullanılamaz halde. İlaçlar yağmalandı, eczaneler yakıldı, hastanelerdeki tüm hastalar katledildi” dedi.
Yetkili, “Faşir sağlık açısından tamamen çöktü. İnsanlar açlıktan ölüyor ya da tıbbi bakım alamadıkları için yavaş yavaş can veriyor. Durum tarif edilemez. Dış dünya ile hiçbir iletişim yok. Şehirde kalanlar ağır kuşatma altında, nasıl kaçacaklarını bile bilmiyorlar” ifadelerini kullandı.
Faşir'de Halk Ağaç Yaprakları Yiyor
Faşir’den kaçan bir gazeteci de, yardım kuruluşlarının büyük zorluklar yaşadığını, halkın açlıktan ağaç yaprakları yediğini, içecek su dahi bulamadığını aktardı.
Gazeteci, “Dünya medyasının sessizliği altında Hızlı Destek Güçleri kalan tüm depoları yaktı, hayvanları ve evleri yağmaladı, tüm hizmet tesislerini, su kuyularını, hastaneleri ve pazarları yok etti” dedi.
Son günlerde BAE’nin geniş desteğini alan Hızlı Destek Güçleri milisleri, Sudanlı sivillere yönelik korkunç bir soykırım başlattı. Sözde insan hakları savunucularının sessizliği, bu acımasız katliamın devamını daha da kolaylaştırdı.
BAE Destekli Milisler Soykırım Yapıyor
BAE’nin ölümcül silahlarla donattığı bu paralı askerler, uluslararası toplumun sessizliği gölgesinde Sudan’da vahşi bir soykırımı sürdürüyor. Onların işlediği suçlar yüzünden bazı şehirler tamamen yok oldu, köyler yerle bir edildi, yüzlerce kadına tecavüz edildi, binlerce insan — aralarında bebekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar da var — katledildi. 12 milyondan fazla Sudanlı bu korkunç suçlar nedeniyle yerinden edildi.
Dünya kamuoyu ve sözde insan hakları savunucuları, BAE destekli Hızlı Destek Güçleri’nin Sudan’da işlediği bu büyük soykırımı görmezden geliyor. Bugün Kuzey Darfur’daki Faşir kentinde yaşananlar, uluslararası medya ve insani kuruluşların sessizliğiyle süren “sessiz bir soykırım”dır. Bu sessizlik, başta BAE olmak üzere bu terörist milislere destek veren ülkeler üzerinde baskı kurulmasını engelliyor ve katliamların sürmesine zemin hazırlıyor.
www.kudusgunu.com