Maariv gazetesi, Gazze savaşının ordu personeli üzerinde eşi görülmemiş bir psikolojik baskı oluşturduğunu ve askerler arasında intihar vakalarının belirgin şekilde arttığını yazdı.
İsrailli askerler arasında benzeri görülmemiş intihar artışına ilişkin yeni istatistiklerin ortaya çıkması, Gazze savaşı sonrasında bu orduda yaşanan ağır psikolojik çöküşü bir kez daha gözler önüne sererken, Tel Aviv’in siyasi ve askerî çevrelerinde ciddi endişelere yol açtı.
Qodsna'nın Filistin El-An’dan aktardığı habere göre, söz konusu veriler ordunun yaşadığı derin travmayı ve yıpranmayı açık biçimde ortaya koyarak Tel Aviv’de alarm zillerinin çalmasına neden oldu.
Maariv gazetesi, Knesset Araştırma ve Bilgi Merkezi’nden yayımlanan yeni bir belgeye dayanarak, Gazze savaşının ordu personeli üzerinde eşi görülmemiş bir psikolojik baskı oluşturduğunu ve askerler arasında intihar vakalarının belirgin şekilde arttığını yazdı. Bu durum, rejim içinde “ciddi bir tehlike sinyali” olarak tanımlanıyor.
Habere göre, son sekiz yılda zorunlu hizmet, daimi görev ve aktif yedek statüsündeki 124 asker intihar etti (terhis sonrası vakalar hariç). Yeni veriler, Ekim 2023’te Gazze savaşının başlamasından bu yana yedek kuvvetler arasında intihar oranının belirgin biçimde artarak ayda bir vakaya yükseldiğini gösteriyor. Bu rakam, Knesset Dışişleri ve Güvenlik Komitesi üyeleri üzerinde şok etkisi yarattı.
İntihar edenlerin çoğunluğunu erkekler oluşturuyor. Savaş öncesi bu istatistiklerde muharip birlikler ağırlık taşımıyordu; ancak Gazze operasyonunun başlamasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra muharip birlikler yeniden en yüksek paya sahip gruba dönüştü. Bununla birlikte merkez, ordunun gerçek risk düzeyini ya da personel yapısındaki değişimi değerlendirmeye yetecek veri bulunmadığına dikkat çekiyor.
Psikolojik destek alanında da belge ciddi eksiklere işaret ediyor. İntihar edenlerin yalnızca yüzde 17’sinin olaydan önceki son iki ay içinde bir ruh sağlığı subayıyla görüştüğü kaydediliyor; bu da erken uyarı ve takip sistemindeki büyük bir boşluğa işaret ediyor. Asker şikâyetleri ise randevu için uzun bekleme sıraları ve önleyici tedbirlerde yetersizlik olduğunu gösteriyor.
Ayrıca son bir buçuk yılda 279 intihar girişimi kaydedildi ve bunların yüzde 12’si ağır vakalar olarak sınıflandırıldı. Verilere göre her başarılı intihar vakasına karşılık yedi başarısız girişim bulunuyor. İsrail Savaş Bakanlığı psikolojik destek merkezi kurduğunu iddia ediyor; ancak incelemeler bu merkezin 24 saat hizmet sunmadığını, tam kapsamlı tedavi sağlamadığını ve bazı askerlerin yeterli yardım almadan birliklerine geri gönderildiğini ortaya koyuyor.
Maariv ayrıca ordunun ruh sağlığı subayları istihdam etme çabalarına, uzmanları cephe hattındaki birliklere yerleştirmeye ve komutanlara psikolojik baskı belirtilerini tespit etmeye yönelik eğitimlere dikkat çekiyor. Buna karşın Savunma Bakanlığı yaş, sosyal durum, doğum yeri, hizmet süresi ve tedavi süreçlerinin ayrıntıları gibi birçok önemli veriyi açıklamayı reddetmiş durumda.
Raporda sonunda, bu artışın İsrail ordusunun moral ve ruh sağlığında derinleşen ve büyüyen ağır bir krizin işareti olduğu uyarısında bulunuluyor. Bu krizin rejim açısından uzun vadeli sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor.
www.kudusgunu.com
