MEYSEM EMRUDİ: GAZZE HALKI MUTLAKA KAZANACAK

img
MEYSEM EMRUDİ: GAZZE HALKI MUTLAKA KAZANACAK

Hüccetü'l-İslam Meysem Emrudi: 'Gazze bugün “insanlığın turnusol kâğıdıdır”. Gazze halkı da bilsin ki yalnız değiller ve mutlaka kazanacaklardır; çünkü zafer adalet için ayakta duran halklara aittir.'

Hüccetü'l-İslam Meysem Emrudi, İstanbul’daki “Kudüs İçin Söz Konferansı” kapsamında düzenlenen toplantı sırasında, Kudüs dostu sivil toplum kuruluşları ve aktivistler birliğinin başkanı sıfatıyla Qodsna ile yaptığı özel röportajda Gazze halkının direnişini ve bu direnişi desteklemenin küresel sorumluluğunu değerlendirerek şunları söyledi: Gazze bugün “insanlığın turnusol kâğıdıdır”. Gazze halkı da bilsin ki yalnız değiller ve mutlaka kazanacaklardır; çünkü zafer adalet için ayakta duran halklara aittir.

Qodsna'nın bildirdiğine göre röportajın tam metni şu şekildedir:

Gazze’nin sadece bir coğrafya olmadığını defalarca söylediniz. Bugün Gazze’yi nasıl tanımlıyorsunuz?

Gazze bugün “insanlığın turnusol kâğıdıdır”. Sadece bir halkın hakları ateş altında değil; aynı zamanda modern dünyanın itibarı sınanmaktadır. Bir zamanlar insanlık, BM Şartı ve Cenevre Sözleşmeleri ile övünürdü; bugün ise bu ilkeleri savunma gücüne sahip olup olmadığını görmek zorundadır. Gazze bizim sınavımızdır ve bu sınavdan yüz akıyla çıkmalıyız.

Uluslararası bir sivil toplum örgütünün başkanı olarak devletlerin Gazze karşısındaki sorumluluğunu nasıl tanımlıyorsunuz?

Devletlerin sorumluluğu bir “lütuf” değil; insan vicdanına ve uluslararası hukuk metinlerine yazılmış bir yükümlülüktür. Devletler sivilleri korumak, kuşatmayı kaldırmak ve insanlığa karşı suçların önüne geçmekle mükelleftir. Bugün sessiz kalan her devlet, bu sessizliğin tarih tarafından kaydedileceğini bilmelidir.

Bazı devletler müdahil olacak konumda olmadıklarını söylüyor. Yanıtınız nedir?

Bir cinayet karşısında “tarafsızlık” diye bir şey yoktur. Bir çocuk enkaz altında kalırken, bir hastane bombalanırken hiçbir devlet “bu bizi ilgilendirmez” diyemez. Uluslararası hukuk onlara şunu söyler: Ya adaletin yanında durun ya da tarih önünde sorumlu olun.

Devletlerin harekete geçmesi için gerçek ve uygulanabilir araçlar var mı?

Evet, tamamen var. Yaptırımlar, askeri iş birliklerini durdurma, diplomatik baskı, dosyayı uluslararası mahkemelere taşıma ve insani koridorları açmak için girişimler… Bu araçları kullanmazlarsa, yasalar kâğıt üzerinde etkisiz cümlelerden ibaret kalır.

Halklar nasıl bir rol oynayabilir?

Tarihin birçok kritik anında halklar hükümetlerden önce harekete geçmiştir. Bugün de durum aynıdır. Dünya halkları kalemleriyle, fotoğraflarıyla, videolarıyla, sosyal medya paylaşımlarıyla ve meydanlardaki varlıklarıyla Gazze’nin sesini duyurdular. Bu hareketlerin Gazze halkı için nasıl bir umut olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Bir Gazze çocuğu Londra, Cakarta, Tahran, Cape Town ve Santiago’da kendisi için yürüyüşler yapıldığını gördüğünde şöyle der: “Biz yalnız değiliz.”

Bazıları halk dayanışmasının gerçek bir etkisi olmadığını söylüyor. Yanıtınız nedir?

Bu görüş yanlıştır. Dünyadaki büyük dönüşümlerin en önemli dinamiği halkların baskısı olmuştur; Güney Afrika mücadelesinden Vietnam savaşına kadar. Halklar uyandığında devletler hareket etmeye mecbur kalır. Daha da önemlisi: Gazze kuşatmasının ortasında küresel dayanışma, umudun kıvılcımıdır.

Halk yardımlarının rolü nedir?

Her ilaç paketi, her bir dolar, her gıda kolisi bir çocuğun hayatını kurtarabilir. Hiçbir yardım küçümsenemez. Kendi örgütümüzde defalarca küçük bir yardımın bir ailenin hayatını nasıl kurtardığına tanık olduk.

Gazze halkının umut yaratmadaki rolünü neden sürekli vurguluyorsunuz?

Çünkü Gazze halkı yalnızca savunma yapmıyor; dünyaya ilham veriyor. Enkazların ortasında okulunu kaybetmiş ama hâlâ defterini elinde tutan bir çocuk; ağlarken aynı anda çocuğunu teselli eden bir anne; tüm yetersizliklere rağmen son ana kadar hastalarının başından ayrılmayan bir doktor… Bunlar sadece acı hikâyeleri değil; insanlık onurunun ve direnişin anlatılarıdır. Gazze insanlığın ruhunda bir yara olabilir ama tam da bu yaradan direnişin ışığı yükseliyor.

İstanbul’daki toplantıya katılan bir temsilci olarak dünya halklarına ve Gazze halkına mesajınız nedir?

Devletlere diyorum ki: Bugün sizin sınav gününüzdür. Tarih hükmünü vermeden önce adaletin yanında durun. Halklara diyorum ki: Sesiniz zulme karşı en güçlü silahtır. Sessiz kalmayın; çünkü Gazze halkının umudu sizin sesinizden güç alır. Gazze halkına ise şunu söylüyorum: Siz yalnız değilsiniz. Siz dünyanın uyanık vicdanısınız. Direnişiniz özgürlük isteyen tüm insanlara ilham veriyor. Bilin ki zulüm kalıcı değildir; zafer ve kurtuluş, adalet için ayakta duran halklarındır.

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!