İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi'den Trump’a yanıt: Yeni saldırılar olursa “daha sert” karşılık vereceğiz.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin yeni bir Amerikan ya da İsrail saldırısına uğraması durumunda “daha sert bir şekilde” karşılık vereceğini belirtti.
Irakçi'nin bu açıklamaları, ABD Başkanı Donald Trump’ın dün yaptığı tehditlere yanıt olarak geldi.
İskoçya’yı ziyaret eden Trump, burada yaptığı konuşmada “Nükleer kapasitelerini yok ettik. Yeniden başlamak isterlerse, bir göz açıp kapayıncaya kadar yeniden yok ederiz,” dedi.
Irakçi, X platformunda yayımladığı bir paylaşımda, “Eğer saldırılar tekrarlanırsa, hiç şüphesiz daha kararlı bir şekilde karşılık vereceğiz,” vurgusunda bulundu.
“İran, son Amerikan-İsrail saldırganlığı sırasında hem bize hem de düşmanlarımıza neler olduğunu, hatta hâlâ sansürlenen darbelerin boyutunu bile çok iyi biliyor. Saldırganlık tekrarlanırsa, daha kararlı ve örtbas edilmesi İMKANSIZ bir şekilde tepki vermekten çekinmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Irakçi ayrıca “Eğer nükleer programımızın barışçıl olmayan amaçlarla kullanılabileceğine dair endişeler varsa, askeri seçeneklerin işe yaramadığı kanıtlandı. Ancak müzakereyle bir çözüm bulunabilir,” dedi.
Irakçi, paylaşımının sonunda şu ifadeleri kullandı: “Hepimiz bilmeliyiz ki biz İranlılar, barışçıl nükleer programımızı SATIN ALMADIK; ONU KAN, TER VE GÖZYAŞLARIYLA İNŞA ETTİK. MUHTEŞEM insan kaynaklarımızın geliştirdiği teknoloji ve bilgi birikimi, bombalamalarla YOK EDİLEMEZ. Evet, zenginleştirme tesislerimiz ciddi şekilde hasar gördü, ama KARARLILIĞIMIZ YOK EDİLEMEZ.”
Öte yandan, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Trump’ın, İran’ın Gazze’deki ateşkes müzakerelerine müdahil olduğuna dair iddialarını reddetti.
Bekayi, “Hamas’ın müzakerecileri, mazlum Gazze halkının çıkarlarını en uygun şekilde korumak için çaba göstermektedir. Bu konuda üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç yoktur,” dedi.
Sözcü, İran’ın müzakerelere müdahil olduğu iddialarının “kesinlikle asılsız” olduğunu vurguladı ve şunları ekledi: “Bu tür iddialar, ABD’nin, siyonist rejimin Filistin halkına karşı işlediği suçlardaki ortaklığından ve 60 bin masumun katledilmesinden duyduğu sorumluluktan kaçma ve suçu başkasına atma girişimidir.”
