Seyyid Abdülmelik El Husi, İsrail’in “dokuz emir” adı altında yeni bir plan peşinde olduğunu, bu planın amacının Filistin halkı içinden iş birlikçiler devşirerek hayata geçirileceğini belirtti.
Bugün açıklama yapan Seyyid Abdulmelik El Husi, “Kendini medeni ilan eden bir dünya nasıl olur da 600 bin çocuğun Gazze’de enkaz altında, hiçbir barınak olmadan yaşamasına göz yumar?” diye sordu.
Ayrıca yüz binlerce çocuğun bir dilim ekmek için umutla beklediğini, buna rağmen yüzlerce yardım tırının Gazze sınırında yığılıp kaldığını vurguladı.
El Husi, bu neslin, uluslararası toplumun içine düştüğü en büyük rezalete ve insanlık vicdanının ölümüne tanıklık edeceğini ifade etti.
Geçtiğimiz pazartesi gecesi Beyt Hanun’da düzenlenen pusu eylemini, direnişin ve cihat hareketinin en yüksek düzeydeki yaratıcı ve etkili performansı olarak nitelendirdi.
İşgalci İsrail’in Lübnan’a yönelik ihlallerine de değinen El Husi, bu saldırıların ABD’nin teşviki ve desteğiyle devam ettiğini söyledi.
ABD ve İsrail’in, Lübnan halkını silahsızlandırmak ve direnişin gücünü kırmak için yeni formüller ve şartlar dayatmaya çalıştığını vurguladı.
El Husi, direniş silahlarının Lübnan’ı işgalden ve doğrudan İsrail kontrolünden koruduğunu ifade etti.
İsrail’le barış ve ortak yaşam umuduna dair tüm fikirlerin gerçek dışı ve Kur’an’a aykırı olduğunu vurgulayan el-Husi, bunların bir aldatmaca olduğunu söyledi.
Yemen’deki destek operasyonlarının, vaat edilen büyük fetih ve kutsal cihat yürüyüşü kapsamında artarak devam ettiğini belirtti.
El Husi, bu hafta 45 farklı operasyonda hipersonik ve balistik füzeler, insansız hava araçları ve savaş botlarının kullanıldığını açıkladı.
Denizde yapılan operasyonlarda iki geminin batırılmasının, Gazze’ye yönelik saldırılar ve ablukalar sürdükçe İsrail’e karşı deniz ablukası kararında kararlılık göstergesi olduğunu vurguladı.
Bazı deniz taşımacılığı şirketlerinin yasağı delerek Um el-Reşraş limanına yük taşımaya kalkıştığını, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.
Kızıldeniz’de yaşanan olayın, İsrail’e hizmet eden tüm denizcilik şirketlerine açık bir ders niteliğinde olduğunu ifade etti.
Kızıldeniz, Aden Körfezi ve Arap Denizi'nde İsrail’e karşı uygulanan deniz ablukasının, Gazze’ye yönelik saldırılar ve abluka bitene kadar devam edeceğini dile getirdi.
İsrail’in saldırıları ve aldığı ABD ile Batı desteğinin, Gazze’ye destek verme ve Filistin halkının yanında durma konusundaki kararlılığı etkilemeyeceğini belirtti.
Um el-Reşraş Limanı’nın yeniden faaliyete geçmesine asla izin verilmeyeceğini, Yemen’in bu konuda net bir duruşa sahip olduğunu söyledi.
El Husi, Yemen halkının bilinçli, kararlı ve fedakarlığa hazır olduğunu; hangi seviyede olursa olsun zorluklara ve mücadeleye karşı dimdik duracağını vurguladı.
Ne kadar şiddetli olursa olsun, sabırla ve Allah’a dayanarak yürütülen direnişin sonunda zaferin ve kurtuluşun geleceğine inandıklarını söyledi.
Geri çekilme ve sorumluluktan kaçmanın büyük bir vebal olduğunu, özellikle bu kritik süreçte bunun çok tehlikeli bir tutum olduğunu ifade etti.
Filistin halkına destek kararının Allah’a bir itaat, yolunda cihat ve siyonist İsrail zulmüne karşı bir duruş olduğunu vurguladı.
El Husi, Yemen’deki destek operasyonlarının artarak sürdüğünü ve bu hafta 45 operasyonun gerçekleştirildiğini tekrarladı.
Son olarak, Yemen halkını yarın Sana ve diğer illerde büyük bir milyonluk yürüyüşe katılmaya çağırdı ve bu yürüyüşün kararlılığı göstereceğini belirtti.
