Hamas, siyonist İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının 600. gününe girildiğini belirterek, İslam dünyasını ve özgür halkları, bu zulme karşı ses yükseltmeye çağırdı.
Tesnim'in haberine göre, Hamas’ın yayımladığı bildiride, cuma, cumartesi ve pazar günlerinin (30-31 Mayıs ve 1 Haziran) küresel öfke günleri olarak ilan edilmesi talep edildi.
Açıklamada, İsrail’in Gazze’de sivil halka karşı yürüttüğü savaşın yalnızca askeri saldırılarla sınırlı kalmadığı, aynı zamanda kadınlar, çocuklar ve yaşlıları hedef alan bir soykırıma ve açlığa dönüştüğü vurgulandı. Hamas, bu insanlık dışı uygulamaların aradan geçen 600 günde derinleştiğini ve dünya kamuoyunun buna sessiz kalmaması gerektiğini ifade etti.
Hamas’ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Önümüzdeki günler, Gazze’deki masum sivillere karşı işlenen soykırım ve açlık suçlarına karşı küresel öfkenin büyüyeceği günler olmalıdır. Tüm dünya halklarını ve vicdan sahibi kurumları, bu adaletsizliğe karşı sokaklara çıkmaya, meydanlarda seslerini yükseltmeye ve İsrail rejimine baskıyı artırmaya çağırıyoruz.”
Açıklamanın devamında, uluslararası toplumdan gelen dayanışma mesajlarının memnuniyetle karşılandığı ancak bunun yeterli olmadığı ifade edilerek, Gazze’ye yönelik saldırıların ve ablukanın tamamen sonlandırılması için küresel düzeyde baskının sürdürülmesi gerektiği belirtildi. Hamas, Gazze halkının yalnız bırakılmaması gerektiğini vurgularken, işgalci İsrail’e karşı protesto eylemlerinin daha da yaygınlaştırılması çağrısında bulundu.
Özellikle Gazze’de yaşanan insani felaketin boyutlarına dikkat çekilen açıklamada, İsrail’in kadın ve çocukları hedef alan sistematik saldırılarıyla tüm uluslararası hukuk normlarını ihlal ettiği hatırlatıldı. Hamas, İsrail’in Birleşmiş Milletler kararlarını ve uluslararası kamuoyunun tepkilerini yok sayarak, “gökyüzünün yasalarını” dahi hiçe saydığını belirtti.
Bildiri şu çağrıyla sona erdi:
“30-31 Mayıs ve 1 Haziran tarihleri, dünyanın dört bir yanında düzenlenecek kitlesel protestolar, gösteriler ve oturma eylemleriyle işgal rejimine karşı küresel bir öfke seline dönüşmelidir. Bu günler, Gazze’deki Filistin halkının maruz kaldığı soykırımı ve açlığı reddeden, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yla dayanışmayı yükselten seslerin yankılandığı günler olmalıdır.”