İMAM HAMANEY 3. GÖRÜNTÜLÜ MESAJINI YAYINLADI

img
İMAM HAMANEY 3. GÖRÜNTÜLÜ MESAJINI YAYINLADI

Qodsna'nın bildirdiğine göre, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamaney'in aziz ve yüce İran halkına hitaben yayımladığı üçüncü görüntülü mesaj kamuoyuna sunuldu.

İmam Hamaney'in mesajında şu ifadeler yer aldı:

Bismillahirrahmanirrahim

Aziz ve büyük İran milletine selam ve saygılarımı sunuyorum. Öncelikle son olaylarda şehit düşen değerli isimleri, özellikle de şehit komutanları ve şehit bilim insanlarını saygıyla anıyorum. Gerçekten ve hakkıyla, İslam Cumhuriyeti için çok kıymetliydiler, büyük hizmetler sundular ve bugün Allah’ın huzurunda bu üstün hizmetlerinin karşılığını alacaklardır inşallah.

Büyük İran milletine bazı kutlamalarda bulunmam gerekiyor. Bu vesileyle birkaç noktada tebrikimi sunuyorum:

İlk olarak, Siyonist rejime karşı elde edilen zaferi kutluyorum. Siyonist rejim, tüm gürültüsüne ve büyük iddialarına rağmen, İslam Cumhuriyeti’nin darbeleri karşısında neredeyse tamamen çöktü ve ezildi. Bu rejim, İslam Cumhuriyeti’nden böyle darbeler alacağını asla tahayyül etmemişti, ama olan oldu.

Allah’a hamdolsun ki, silahlı kuvvetlerimize yardım etti; onlar da siyonist rejimin çok katmanlı gelişmiş savunma sistemlerini aşarak birçok askeri ve sivil noktayı güçlü füzeler ve gelişmiş silahlarla yerle bir etmeyi başardılar. Bu, Allah’ın büyük nimetlerinden biridir. Bu da siyonist rejime şu gerçeği hatırlatmaktadır: İran İslam Cumhuriyeti’ne saldırmanın ağır bir bedeli vardır. Böyle bir saldırı onlara büyük bir maliyet yükler ve bu da artık herkes tarafından görülmüştür.

Bu başarı, silahlı kuvvetlerimize ve onları bağrından çıkaran, yetiştiren, destekleyen aziz milletimize aittir. Halkımız, bu büyük işi yapmaları için onların ellerini güçlendirdi.

İkinci tebrik, aziz ülkemiz İran’ın Amerika rejimine karşı kazandığı zaferle ilgilidir. ABD doğrudan savaşa dahil oldu çünkü müdahil olmadığı takdirde siyonist rejimin tamamen yok olacağını hissetti. Ancak müdahaleyle İsrail’i kurtarmaya çalışsa da bu savaştan hiçbir somut kazanç elde edemedi.

Amerika, nükleer tesislerimize saldırı düzenledi — ki bu konu uluslararası mahkemelerde bağımsız olarak yargılanması gereken bir suçtur — ancak ciddi bir başarı elde edemediler. ABD Başkanı, olan biteni anlatırken büyük bir abartıya başvurdu; bu da, gerçekte o anlatımın ardında başka bir hakikatin gizlendiğini açıkça ortaya koydu. Ortada başarı yoktu; hedeflerine ulaşamadılar ve bunu örtbas etmek için olayları olduğundan büyük göstermeye çalıştılar.

Bu cephede de kazanan İran İslam Cumhuriyeti oldu. Tersine, ABD’ye güçlü bir tokat vuruldu; İran, bölgede bulunan en önemli Amerikan üslerinden biri olan El Udeyd Üssü’nü hedef aldı ve ciddi zararlar verdi. Olayları abartan çevreler, bu saldırıyı küçümsemeye çalıştı ve “hiçbir şey olmadı” demeye kalkıştılar. Oysa çok önemli bir gelişme yaşanmıştı.

İran İslam Cumhuriyeti'nin bölgedeki ABD üslerine ulaşma ve ihtiyaç duyduğu anda onları hedef alma kapasitesine sahip olması küçük bir gelişme değil, büyük ve kritik bir olaydır. Ve bu olayın gelecekte tekrarlanması da ihtimal dahilindedir. Eğer yeniden bir saldırı gerçekleşirse, saldırganın ve düşmanın ödeyeceği bedel çok ağır olacaktır.

Üçüncü tebrik, İran milletinin sergilediği olağanüstü birlik ve dayanışmayadır. Hamdolsun, yaklaşık doksan milyonluk bu millet yekvücut olarak, tek yürek halinde, omuz omuza durdu; dile getirdikleri talepler ve hedeflerde hiçbir ayrılık göstermeden aynı dili konuştu, aynı sloganları attı ve silahlı kuvvetlerin yanında durdu. Bu tutumun gelecekte de devam edeceği açıktır.

İran halkı bu olayda büyüklüğünü, yüce karakterini ve seçkin şahsiyetini bir kez daha ortaya koydu. Gerektiğinde bu milletten tek bir ses yükseleceğini tüm dünyaya gösterdi. Hamdolsun, bu da gerçekleşmiş oldu.

Söylemek istediğim temel bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Amerika Başkanı konuşmalarından birinde şöyle dedi: İran teslim olmalıdır. "Teslim olmalıdır!" Artık mesele zenginleştirme değil, nükleer sanayi değil, mesele İran’ın teslim olmasıdır. Elbette bu söz Amerika Başkanının ağzına fazla büyük bir laftır. Yüce İran, bu tarihe sahip İran, bu kültüre sahip İran, bu çelik gibi milli iradeye sahip İran için “teslim olmak” ifadesi, İran milletini tanıyanlar için alay konusu olur. Ancak bu ifadeyle o, bir gerçeği açığa çıkardı; Amerikalılar, devrimin başından itibaren İran İslam Cumhuriyeti ile mücadele halindeydiler, kavga ediyorlardı ve her seferinde bir bahaneye sarılıyorlardı: Bir seferinde insan hakları, bir seferinde demokrasiyi savunma, bir seferinde kadın hakları, bir seferinde zenginleştirme meselesi, bir seferinde nükleer mesele, bir seferinde füze yapımı meselesi; çeşitli bahaneler öne sürüyorlardı. Ancak meselenin özünde sadece bir şey vardı: İran’ın teslim olması. Öncekiler bunu söylemiyordu çünkü bu kabul edilemezdi; hiçbir insani mantıkta bir millete “gelin teslim olun” demek kabul edilmez. Bu kişi bu gerçeği açığa vurdu, gösterdi ve Amerikalıların yalnızca İran’ın teslim olmasına razı olduklarını, daha azına razı olmayacaklarını ortaya koydu. Ve bu çok önemli bir noktadır! İran milleti bilmelidir ki, Amerika ile mücadelenin nedeni budur ve bu büyük hakareti Amerikalılar İran milletine yöneltiyor ve böyle bir olay asla gerçekleşmeyecektir; asla gerçekleşmeyecektir.

İran milleti büyük bir millettir, İran güçlü ve geniş bir ülkedir, İran köklü bir medeniyete sahiptir; kültürel ve medeniyet zenginliğimiz Amerika ve onun gibilerden yüzlerce kat fazladır. Birinin İran’ın başka bir ülkeye teslim olmasını beklemesi, kesinlikle akıllı ve bilinçli insanların gözünde alay konusu olacak boş bir sözdür. İran milleti azizdir ve aziz kalacaktır, galiptir ve Allah’ın izniyle galip kalacaktır. Ve umuyoruz ki yüce Allah bu milleti kendi lütuf gölgesinde daima izzet ve şerefle korusun, büyük İmam’ın makamını yüceltsin ve Hazreti Bakiyetullah (ruhumuz ona feda olsun) bu milletten razı ve hoşnut olsun ve onun yardımı bu milletin destekçisi olsun.

Vesselâmü aleyküm ve rahmetullah ve berekâtuhu.

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!