Uluslararası medya kuruluşlarının aktardığı verilere göre, işgalci İsrail’in füze savunma sistemlerine ve genel savaş harcamalarına ayırdığı günlük maliyet dikkat çekici seviyelere ulaştı.
Son 9 gün içinde yalnızca savunma sistemleri için en az 2,5 milyar dolar, savaşın genel giderleri için ise 6,5 milyar dolar harcandığı bildirildi. Bu rakamlara İran’ın saldırılarının neden olduğu fiziksel hasarlar dahil değil.
Tesnim Haber Ajansı’nın ekonomi muhabirinin aktardığına göre, İran ile İsrail arasında doğrudan yaşanan askeri çatışma, son on yılların en maliyetli bölgesel savaşlarından biri haline geldi. Amerikan Washington Post gazetesi ise, İsrail’in bu süreçte sadece hava savunma sistemlerine günlük yaklaşık 285 milyon dolar harcadığını ortaya koydu.
Haberde, İsrail ordusunun İran ve ona bağlı direniş gruplarından gelen füze ve insansız hava araçlarına karşı Demir Kubbe, Davud’un Sapanı ve Arrow (Ok) gibi pahalı sistemleri devreye soktuğu ifade edildi. Yalnızca hava savunmasına yönelik bu harcamaların yanı sıra, İsrail’in toplam günlük askeri giderinin 725 milyon doları bulabileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, bu düzeydeki harcamaların İsrail’in mali ve lojistik kapasitesini hızla aşındırabileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle savunma sistemlerine ait önleyici füzeler ve fırlatma ünitelerinin yalnızca 10 ila 12 günlük kesintisiz kullanım için yeterli olduğu, Amerika Birleşik Devletleri’nden destek gelmemesi durumunda bu stokların hızla tükeneceği ifade ediliyor.
Söz konusu ifşaatlar, İsrail ekonomisinin aynı zamanda ciddi bir baskı altında olduğu bir döneme denk geldi. Artan bütçe açığı, yükselen askeri harcamalar ve düşen ekonomik üretimle ilgili raporlar, İsrail’in ekonomik olarak da zor bir süreçten geçtiğini gösteriyor.
Mevcut tabloya bakıldığında, uluslararası medya kaynaklarının derlediği verilere göre, son 9 günlük süreçte İsrail en az 9 milyar dolarlık doğrudan savaş harcaması gerçekleştirdi. Bu rakama, İran’ın füze saldırıları sonucu işgal altındaki bölgelerde oluşan hasarlar dahil değil.
Analistler, bu verilerin İsrail’in İran ve direniş ekseniyle uzun sürecek bir yıpratma savaşına karşı sınırlı dayanıklılığa sahip olduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor. Özellikle Tahran’ın orta yoğunlukta ama uzun soluklu bir çatışma stratejisi izlemesi durumunda, İsrail’in direncinin daha da zayıflayabileceği ifade ediliyor.
