Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi ve Devrim Muhafızları’nın eski komutanı Muhsin Rızai, katıldığı televizyon programında yaptığı açıklamada, İsrail’e yönelik saldırıların, bu rejim ağır ve kalıcı bir biçimde cezalandırılana kadar süreceğini ifade etti.
YDH'nin haberine göre, Rızai, İran’ın dört ay önce savaşı kaçınılmaz görerek askeri ve siber kapasitesini beş kat artırdığını belirtti.
Muhsin Rızai, İran’ın İsrail’i bir daha benzer saldırılar yapamayacak şekilde cezalandırması gerektiğini vurguladı. “Daha önce ‘Müzakere olursa savaş çıkmaz’ diyenler vardı, ama müzakere ettik ve savaş çıktı. Şimdi aynı kişiler ‘ateşkes her şeyi çözer’ diyor. İsrail’le ateşkes yapılırsa, iki ay içinde tekrar saldırırlar” diyen Rızai, bu noktada Devrim Rehberi’nin öngörüsüne atıf yaparak şu değerlendirmede bulundu: “Bu milletin lideri uzmanlığı ve ferasetiyle meseleyi yıllar önce tespit etmişti. Bu nedenle düşmanı öyle bir cezalandırmalıyız ki, yeniden böyle bir adım atmayı aklından bile geçiremesin. İsrail bu kadar zayıflamışken, ateşkesle toparlanmasına ve iç meselelerini çözmesine neden fırsat tanıyalım?”
Programda İsrail’in üst düzey İranlı komutanları hedef alarak ülkede kaos çıkarmayı planladığını belirten Rızai, bu girişimin 48 saat içinde başarısızlığa uğratıldığını söyledi. İran’ın askeri üstünlüğüne işaret eden Rızai, savaşın kontrolünün İran’ın elinde olduğunu ve teknolojik, taktiksel düzeyde Siyonist rejimi şaşkınlığa uğrattıklarını ifade etti. “İran’ı Suriye gibi istikrarsız bir ülkeye çevirmeyi planlıyorlardı. Ama bugün geldiğimiz noktada, Suriye’ye dönen taraf İsrail oldu. Özellikle son 48 saatte Fettah ve Siccil füzelerini birlikte kullanarak yeni bir taktik geliştirdik. Bu ikili, düşmanın savunma sistemlerinde ciddi tahribat yaratıyor.”
Rızai, savaşın çıkacağına dair tahminlerinin Şubat ve Mart aylarında yapılan analizlere dayandığını ve bu doğrultuda sadece füze ve siber sistemlerde değil; kara, deniz, enerji ve Hürmüz Boğazı gibi stratejik alanlarda da hazırlıklarını önemli ölçüde artırdıklarını kaydetti. Ayrıca bu süreçte İran’ın bölgesel müttefiklerini henüz devreye sokmadıklarını söyledi.
Konuşmasında Soroka Hastanesi meselesine de değinen Rızai, “Bir hastanenin yanına komuta merkezi kurup bizi oradan hedef alıyorlar, sonra da karşılık vermememizi bekliyorlar; bu kabul edilemez” diyerek sert tepki gösterdi.
İran’ın müttefiklerinin savaşa katılmak için başvurduğunu ama İran’ın henüz buna gerek duymadığını belirten Rızai, Avrupa ülkelerinin de İsrail’e yardım etmek istediğini ancak İran’ın füze kapasitesinin bu ülkeleri caydırdığını söyledi. “Eğer şimdi iki aylık bir ateşkes yapılırsa, Netanyahu’ya tekrar destek bulurlar. Bu yüzden buna izin veremeyiz.”
İsrail’in yeni bir savaşın altyapısını kurmasını engellemek gerektiğini söyleyen Rızai, “Eğer şu an bir ateşkes sağlanırsa, bu sadece daha büyük bir çatışmanın önünü açar” dedi. İran’ın askeri gücünün henüz yüzde 30’undan azının kullanıldığını hatırlatan Rızai, operasyonların yavaş ilerlemesinin nedenlerinden birinin sivillerin zarar görmemesi için yapılan tahliyeler olduğunu vurguladı. İşgal altındaki bölgelerde yaşayan sivillerin özellikle askeri ve istihbarat noktalarına yakın bölgelerden uzaklaştırılmaları gerektiğini defalarca ilan ettiklerini belirtti.
Netanyahu’nun ABD’ye “Ya bize yardım edin ya da ateşkes sağlayın” çağrısında bulunduğunu ifade eden Rızai, ABD’nin savaşa doğrudan dahil olması hâlinde İran’ın Fordo nükleer tesisindeki faaliyetlerini kısa süreliğine askıya alabileceğini, fakat İsrail savunmasının mevcut kapasitesinin üzerine çıkamayacağını belirtti.
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarında, Natanz, İsfahan, Hondab ve Arak gibi bölgelerdeki merkezlerin önceden boşaltıldığını ve tüm materyallerin güvenli bölgelere taşındığını dile getiren Rızai, İsrail’in bu saldırılarla neyi amaçladığını sorguladı. İran’ın bilim insanları ve üretim kapasitesinin hâlâ faal olduğunu vurgulayan Rızai, İsrail’in stratejik hedeflerine ulaşamadığını ifade etti.