Tüm saha ve istihbarat göstergeleri, siyonist rejimin Lübnan'a karşı topyekûn bir savaşa doğru büyük bir stratejik değişimin eşiğinde olduğunu işaret ediyor.
Üst düzey İsrailli subaylar, mevcut caydırıcılık dengesi göz önüne alındığında, kuzeydeki durumu istikrarsız olarak nitelendiriyor. Bu durum, İsrail'in askeri doktrininde, önleyici ve hesaplanmış bir saldırıyla oyunun kurallarını değiştirmeye yönelik bir değişime işaret ediyor. Rejimin bir boşlukta hareket etmediği açık. Askeri tırmanış, savaşın kaçınılmaz bir seçenek olarak kabul edilmesi için uygun bir psikolojik ortam oluşturmayı amaçlayan eş zamanlı bir siyasi ve medya tırmanışıyla birleşiyor.
İsrail'deki bazı yazar ve analistler, Hizbullah'ın son on yıldaki kayıplarına rağmen savaş gücünü yaklaşık 90.000 savaşçıya çıkardığını ve Güney Lübnan'dan Bekaa Vadisi'ne kadar uzanan karmaşık bir savunma yapısı kurduğunu belirtiyor. Bu rakamlar kasıtlı olarak abartılmış olsa da, bunların İsrail söyleminde kullanılması, savaşın psikolojik boyutunu açıkça gösteriyor. Algılanan tehdit ne kadar büyük olursa, önleyici askeri eylemin meşruiyeti de o kadar artıyor.
Bu tonun arkasında, ekonomik araçların, diplomasi ve yaptırımların başarısız olmasının ardından Lübnan'a siyasi ve askeri teslimiyeti dayatmayı amaçlayan yeni İsrail güvenlik doktrini yatıyor. Mesaj açık: Rejim, Lübnan'ın Suriye'ye benzer bir modele tabi olmasını istiyor: Yeteneklerden yoksun ve iradesi bölünmüş, Tel Aviv'in önleyici caydırıcılık adı altında yeni bir güvenlik gerçeği dayattığı bir ülke.
Hizbullah'ın Yenilenen Savaş Stratejisi
Yakın tarihli bir İsrail raporuna göre, istihbarat teşkilatları, Hizbullah'ın İsrail ordusuyla son çatışmasına ilişkin kapsamlı iç değerlendirmesini yakından izliyor. Rapor, Lübnan direniş hareketini, doğrudan İran uzmanlarının teknik bilgileri ve istihbaratıyla desteklenen, son savaş turunun kapsamlı bir değerlendirmesini yürüten son derece profesyonel bir askeri organizasyon olarak resmediyor.
İsrail değerlendirmeleri, Hizbullah'ın önceki savaşlarda gözlemlenen geleneksel çatışma kalıplarının ötesine geçen tamamen yeni bir savaş stratejisi hazırladığını gösteriyor. İsrailli analistlere göre amaç, yeni caydırıcılık denklemleri oluşturmak ve kuzey cephesi boyunca güç dengesini yeniden tanımlamaktır. İsrailli kaynaklar, Hizbullah'ın son gerginlikte kayıplar verdiğini kabul etmekle birlikte, grubun bir sonraki çatışmada güvenmeyi planladığı belirli savaş alanı başarıları elde ettiğini de kabul ediyorlar.
İsrailli yetkililer, bu taktiksel başarıların Hizbullah'ın operasyonel özgüvenini ve uyum sağlama ile yenilik yapma yeteneğini önemli ölçüde artırabileceği konusunda uyarıyor. İsrail istihbaratı, Hizbullah'ın şu anda füze saldırılarından elektronik savaşa kadar son çatışmanın tüm ayrıntılarını analiz ederek savaş hazırlığını geliştirmeye çalıştığına ve muhtemelen hem saldırı hem de savunma yeteneklerini genişleteceğine inanıyor.
İstihbarat Çıkmazı ve İHA Tehdidi
Rapor ayrıca, İsrail Askeri İstihbarat Direktörlüğü'nün (AMAN) 7 Ekim'e benzer herhangi bir sürpriz saldırıyı önleme gibi büyük bir zorlukla karşı karşıya olduğunu vurguluyor. Bu sorunu çözmek için İsrail ordusunun, Lübnan'dan kaynaklanan gelişen "tehditleri" daha iyi tahmin etmek ve bunlara uyum sağlamak amacıyla stratejik erken uyarı sistemlerini yükselttiği söyleniyor. AMAN içindeki kaynaklar, İsrail medyasına, ordunun Gazze'de yaşanan ve İsrail'in Hamas'ın koordineli saldırısına hazırlıksız yakalandığı istihbarat başarısızlıklarını önlemek için şu anda istihbarat ve uyarı modellerini yeniden gözden geçirdiğini söyledi. Bu İsrail tahminlerine göre Hizbullah, bir sonraki aşamasında sadece hassas güdümlü füzeler ve uzun menzilli roketlerle değil, aynı zamanda saldırı ve keşif görevleri için insansız hava araçlarının (İHA) yoğun kullanımı yoluyla da İsrail'in iç cephesini hedef almaya odaklanacaktır.
Buna ek olarak, İsrailli subaylar, Hizbullah'ın işgal altındaki topraklara gelecekteki kara istilası fikrini terk etmediğine inanıyorlar. Ancak doğrudan büyük ölçekli saldırılar yerine, grubun İsrail savunmasını şaşırtmak ve alt etmek için tasarlanmış koordineli, çok eksenli operasyonlara yöneleceği bekleniyor. Rapora göre, Hizbullah'ın savaş sonrası yeniden yapılanmasının ana unsurlarından biri, 127. Birlik olarak bilinen uzmanlaşmış İHA birimidir. Bu birimin faaliyetlerini genişlettiği ve Güney Lübnan genelinde küçük ekipler konuşlandırdığı, bu sayede İsrail hedeflerine karşı birden fazla İHA fırlatma operasyonu gerçekleştirilebileceği bildiriliyor.
İsrail ordusu, İHA karşıtı sistemlerini iyileştirmede ilerleme kaydettiğini iddia etse de, emekli İsrailli generaller, Hizbullah'ın aynı anda gizlenme, manevra ve aldatma taktiklerini geliştirdiğini kabul ediyorlar. Gelişen bu yöntemler, İsrail'in Hizbullah operasyonlarını durdurmasını daha da zorlaştıracaktır. Raporda alıntılanan üst düzey bir İsrailli subay, yaklaşan çatışmayı "gerçek zihin savaşı" olarak nitelendirdi; bu, yalnızca ateş gücü değil, aynı zamanda strateji, istihbarat ve inovasyon üzerine bir rekabet.
Raporun nihai değerlendirmesine göre, her iki taraf da hızla öğreniyor ve uyum sağlıyor. İsrail için zorluk, istihbarat ve teknolojideki üstünlüğünü sürdürmektir. Hizbullah için ise amaç, İsrail'in her avantajını bir güvenlik açığına dönüştürmektir; bu dinamik, İsrailli analistlerin bile artık kabul ettiği gibi, bir sonraki kuzey savaşını diğerlerinden farklı kılacaktır.
İbrahim Macid
www.kudusgunu.com
