NASIR EBU ŞERİF: SİYONİSTLER GAZZE'Yİ TAMAMEN İŞGAL ETMEK İSTİYOR

img
NASIR EBU ŞERİF: SİYONİSTLER GAZZE'Yİ TAMAMEN İŞGAL ETMEK İSTİYOR

Tahran'da düzenlenen toplantıda, Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Tahran temsilcisi Nasır Ebu Şerif ile Filistin el-Yevm Kanalı Müdürü Mazen es-Sürey’in katılımıyla “Gazze halkının mazlumiyetinin ve direnişinin aktarılmasında direniş medyasının rolü” ele alındı.

Qodsna'da düzenlenen toplantıda, Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Tahran temsilcisi Nasır Ebu Şerif ile Filistin el-Yevm Kanalı Müdürü Mazen es-Sürey’in katılımıyla “Gazze halkının mazlumiyetinin ve direnişinin aktarılmasında direniş medyasının rolü” ele alındı.

Toplantıda konuşan Ebu Şerif, “Öncelikle bu toplantıyı düzenlediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Özellikle Gazze savaşının başlangıcından bu yana bu süreci sahadan aktaran medya kuruluşlarını takdir ediyorum” dedi.

Filistinli Gazeteciler Sistematik Şekilde Katlediliyor 

Ebu Şerif, toplantının başında şehit olan gazetecilere ilişkin hazırlanan bir klibin yayınlandığını hatırlatarak, “O görüntülerde sadece Gazze’deki Filistin Gazeteciler Sendikası’na üye basın mensuplarının şehadetinden bahsedildi. Oysa medya ile bağlantılı idari birimlerde çalışan şehitlerin sayısı bunun çok daha üzerindedir” ifadelerini kullandı.

Ebu Şerif, “Son aylarda Gazze’de yaşananlar, Filistinli gazetecilerin sistematik bir şekilde katledilmesidir. Genel tabloda ise Gazze Şeridi’nde topyekûn bir soykırım tanıklık ediyoruz. Bugüne kadar 62 binden fazla Filistinli şehit oldu. İlaç ve tedavi yetersizliği nedeniyle özellikle diyaliz hastalarının yüzde 40’ı ve kanser hastalarının yüzde 50’sinden fazlası hayatını kaybetti” dedi.

“Şehit sayısı resmi rakamların çok üzerindedir” diyen Ebu Şerif, “Hastalıktan ölenler ve kayıplar da eklendiğinde şehitlerin sayısı yaklaşık 124 bine ulaşıyor. Yaralıların sayısı ise bugüne kadar açıklananın en az iki katıdır” ifadelerini kullandı.

Gazze'ye Yönelik Kuşatma Daha da Ağırlaştı 

Ebu Şerif, “Öte yandan Siyonist rejim, Gazze’ye yönelik kuşatmayı daha da ağırlaştırmakta, işlediği suçların yanı sıra insani yardımların girişini sistematik olarak engellemektedir. Böylece daha fazla insanı açlık ve ağır yetersiz beslenme nedeniyle ölüme sürüklemeyi amaçlamaktadır” dedi.

Gazze’de insanî, sağlık, yardım ve hatta medya faaliyetlerini kapsayan çok boyutlu bir suç işlendiğini belirten Ebu Şerif, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Medya faaliyetlerinin rolüne gelince; Siyonist rejim, kurulduğu günden itibaren olayları ters yüz etmeye dönük geniş kapsamlı bir çaba içerisindedir ve bu süreç hâlâ devam ediyor. İşledikleri tüm suçlara rağmen kendilerini mağdur gibi göstermeye çalışıyorlar.”

Nasır Ebu Şerif: Siyonist rejimin vahşi yüzü artık gizlenemez hale geldi

Ebu Şerif, bazı Avrupa liderlerinin son günlerde işgalci Siyonist rejimin işlediği suçlara yönelik sert eleştirilerine işaret ederek şunları söyledi:
“Bu gelişmeler, Siyonist rejimin Gazze Şeridi’nde işlediği suçların derinliğini ve boyutunu ortaya koymaktadır. Öyle ki, bugüne kadar her zaman bu rejimin destekçileri safında yer alan ülkeler bile artık eleştirenler ve karşı çıkanlar cephesine katılmışlardır.”

Ebu Şerif şöyle devam etti:
“Aslında Siyonist rejim son aylarda, geçmişte kısmen gizleyerek yürüttüğü bazı uygulamaları artık açıkça ve pervasızca yapmaya başlamıştır. Bu durum, bu rejimin suçlarını ve vahşi karakterini ifşa etmemiz açısından bize daha fazla imkan sunmaktadır.”

Mossad Siyasilerin Gizli Dosyalarını Ele Geçiriyor 

Filistin İslami Cihad Hareketi temsilcisi, Siyonist rejimin hedeflerine ulaşmak için farklı araçlar kullandığını belirterek, “Örneğin, dünyadaki bazı siyasi şahsiyetlere karşı şantaj yöntemine başvurmaktadırlar. MOSSAD ve diğer Siyonist servisler, kimi siyasetçilerin gizli dosyalarını ellerine geçirerek onları baskı altında tutmaya çalışmaktadır” dedi.

Ebu Şerif, New York Belediye Başkanlığı’na Filistin’e destek veren ve Siyonist rejimin suçlarına karşı çıkan eğilimleriyle bilinen Zehran Mamdani’nin seçilmesini hatırlatarak, “Bu durum, Siyonistlerin siyasi şahsiyetleri kullanma ve istismar etme yönteminin artık giderek zayıfladığını göstermektedir. Artık eskisi kadar bu aracı etkili biçimde kullanamıyorlar” ifadelerini kullandı.

Ebu Şerif ayrıca, Siyonist rejimin suçlarını örtbas etmek için de çeşitli araçlara başvurduğunu vurgulayarak, bu noktada direnişi destekleyen medya organlarının güçlü faaliyetlerinin önemine dikkat çekti.
“Olayların Filistin içinden dünyaya aktarılması, Filistin’in kendi anlatısının küresel ölçekte duyurulması açısından çok kıymetlidir. Medya sahasında başarının en temel unsuru, Filistin halkının direnişi ve sebatı ile birlikte savaşın belgelenmesidir; hatta en basit imkanlarla yapılan bu çalışmalar bile büyük bir etki yaratmaktadır” dedi.

Dünyada Filistin'e Destek Artıyor 

Ebu Şerif, bu faaliyetlerin geniş çaplı toplumsal hareketlere dönüşerek büyük yankı uyandırdığına işaret ederek, “Bugün Hollanda, ABD, İngiltere ve Avustralya gibi ülkelerde yüz binlerin katıldığı devasa gösteriler düzenleniyor. Bu yürüyüşler Filistin’e destek ve Siyonist rejimin suçlarının kınanması etrafında şekilleniyor. Bütün bu kazanımlar, Filistin halkının fedakar direnişiyle ve özellikle sosyal medyada yürütülen etkili medya faaliyetleri sayesinde elde edilmiştir. Böylece Siyonist rejimin işlediği suçlar tüm dünyanın gözleri önüne serilmiş ve ifşa edilmiştir” diye konuştu.

O, tüm bu gelişmelerin dünya kamuoyunun Filistin’e desteğini geçmişe kıyasla çok daha fazla güçlendirdiğini belirterek, bunun son derece önemli bir kazanım olduğunu vurguladı. Bu başarı, Batı medyasının geçmişte hiçbir şekilde Filistin’i ve Filistinli anlatıyı desteklemediği, aksine Siyonistlerin lehine çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Ancak bugün dünya kamuoyunda yaşanan değişim, Filistin anlatısının yaygınlaşması açısından büyük bir başarı olarak değerlendirilmektedir.

Filistin İslami Cihad Hareketi temsilcisi, siyasi boyutta da Filistin’in direniş sayesinde büyük kazanımlar elde ettiğini ifade etti. Günümüzde birçok çevre ve ülke, geçmişteki politikalarının aksine, Filistin devletini tanıma yönünde adımlar atmaya başlamış ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi’nin işgal altında olduğunu kabul etmiştir.

Medyanın Direnişi Desteklemekteki Rolü Çok Önemli 

O, hala bir sorun bulunduğunu belirterek, bazı ülkelerde Siyonist işgaline karşı direnişin suç sayıldığını hatırlattı. Bu noktada, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler tarafından meşruiyeti tanınmış olan direnişin dünyada kabul görmesi ve anti-direniş faaliyetlerinin engellenmesi gerektiğini vurguladı. Bu süreçte direnişi destekleyen medyanın rolü çok önemli görülmektedir. Medyanın, sözde Filistin’i destekleyen ancak pratikte bütünüyle Siyonistlerin yanında duran uluslararası kurumlar üzerinde baskı kurması gerektiğini kaydetti. Örneğin, FIFA’nın kamuoyu baskısıyla Filistin lehine açıklamalar yaptığını ancak İsrail’i resmi üyesi olarak tanıdığını ve bu rejimin bu tür uluslararası kurumlardan ihraç edilmesi için hiçbir adım atmadığını hatırlattı. Bu bağlamda, direniş yanlısı medyanın faaliyetleri büyük önem taşımaktadır.

Nasır Ebu Şerif, Gazze’de ateşkes konusunun, bölgenin son derece kritik koşulları nedeniyle gündeme geldiğini ifade etti. Ancak Gazze’nin bugün karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikenin, Siyonist rejimin çok daha kapsamlı bir kara saldırısı ihtimali olduğunu belirtti. Bu planın, Gazze kentine girilmesi, evlerin tamamen yıkılması ve halkın zorla göç ettirilmesini içerdiğini kaydetti.

Hamas Ateşkes Teklifini Kabul Etti 

Ateşkes konusunda Mısır ve Katar’ın, 60 günlük bir ateşkes, Siyonist ordunun bazı bölgelerden çekilmesi, askeri operasyonların durdurulması, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve esir takasını kapsayan bir teklif sunduğunu aktardı. Bu teklifin Hamas tarafından da kabul edildiğini söyledi.

Ayrıca, ABD’nin de bu teklife onay verdiğini, ancak Siyonist rejim kabinesinde bazı itirazların bulunduğunu ve bu nedenle Netanyahu’nun nihai karar almadığını ifade etti. Kendi kanaatine göre bu ateşkes planlarının hayata geçme ihtimalinin yüzde 50’nin altında olduğunu belirten Ebu Şerif, Siyonistlerin Gazze şehrinin tamamen işgaline yönelik planlar peşinde olduğunu, ancak bunun onlar için son derece riskli olacağını dile getirdi.

Filistin el-Yevm Kanalı temsilcisi Mazen es-Seri, toplantıda yaptığı konuşmada, Siyonist rejimin “anlatı savaşını” son on yıllarda sürekli sürdürdüğünü belirterek, bu rejimin haber ağları, kültürel yapımlar ve sinema gibi araçlarla kendi anlatısını üstün kılmaya çalıştığını söyledi.

Siyonist Rejim Filistinli Gazetecileri Katlediyor 

Es-Seri, Gazze savaşının başlamasıyla birlikte bu anlatının ciddi biçimde yara aldığını, yerine Filistin anlatısının güç kazandığını ifade etti. Bu durumun, Gazze’deki olayları aktaran Filistinli gazetecilerin çabalarının doğrudan sonucu olduğunu, onların gayretleri sayesinde anlatının Filistin lehine değiştiğini vurguladı.

O, Siyonist rejimin bu bağlamda iki yıl önce Filistinli gazetecilere yönelik organize suikast sürecini başlattığını, gazetecileri ortadan kaldırarak Filistin gerçeklerinin yansıtılmasını engellemeye çalıştığını belirtti. “Anlatı savaşında uğradıkları yenilginin ardından, işledikleri cinayet ve katliamları dünyaya duyuran medya faaliyetlerinden intikam aldılar ve bugün hâlâ Gazze’de Filistin’in medya ve bilgi aktarım damarını hedef almaya devam ediyorlar” dedi. Son günlerde yaklaşık 240 Filistinli gazetecinin şehit edildiğine dikkat çekti.

Filistin el-Yevm, Siyonist rejimin bu yıl içinde 520 saldırıyla doğrudan Filistin medyasını hedef aldığını, her ay yaklaşık 15 gazeteciyi şehit ettiğini açıkladı. Ayrıca rejimin, Filistinli gazetecileri baskı altına almak ve itibarsızlaştırmak için çeşitli araçlar kullandığını, onları direniş gruplarına bağlı göstermeye çalıştığını; yurt dışında ise medya aktivistlerini hedef almak amacıyla “Esther Projesi”nden yararlandığını belirtti.

ABD'de İsrail'e Destek Düştü 

Es-Seri, Filistin’i destekleyen medya faaliyetlerinin dünya kamuoyunun Siyonist rejime bakışını değiştirdiğini kaydetti. Gallup’un yeni anketine göre, ABD’de İsrail’e desteğin yüzde 46 oranında düştüğünü, Avrupa ülkelerinde ise rejime karşı çıkış oranının yüzde 63 ila 70 seviyelerine ulaştığını, genel destek oranının ise yüzde 13 ila 15’e gerilediğini aktardı. “Bu gelişmeler, nihayetinde dünya kamuoyunun ve bazı Avrupa ülkelerinin Siyonist rejime yönelik politikalarının değişmesine yol açtı. Eğer bu medya faaliyetleri devam ederse Batı’nın rejime desteği tamamen kesilebilir. Hatta bazı raporlar bu sürecin Siyonist rejimin varlığını dahi tehdit edebileceğini söylüyor” dedi.

Qodsna Haber Müdürü Sirus Şirzad ise toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “Biz, Aksa Tufanı operasyonunun ikinci yıldönümü ve Siyonist rejimin savunmasız, direnişçi Gazze halkına karşı yürüttüğü eşitsiz savaşın yıl dönümünün eşiğindeyiz” dedi.

Siyonist Rejim Gazze'de Hedeflerine Ulaşamadı 

Şirzad, Filistin Sağlık Bakanlığı’nın resmi verilerine göre 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze savaşında şehit sayısının 62 bini aştığını, 160 binden fazla kişinin yaralandığını, yaklaşık 14 bin Filistinlinin de enkaz altında kayıp olduğunu aktardı. “Bunlar sadece rakam değil; yaşamı olan, hayat süren insanlardı ki Siyonist rejim onların canını aldı” diye konuştu. Ayrıca Siyonist rejimin son dönemde Gazze kuşatmasını şiddetlendirdiğini, gıda malzemeleri ve yardım tırlarının girişine izin vermediğini, Gazze’deki yardım kuyruklarında ölüm tuzakları kurarak gıda bekleyen sivilleri kasten hedef aldığını vurguladı.

Şirzad, Siyonist rejimin, Gazze savaşında hiçbir hedefine ulaşamadığını – Hamas’ı yok edemediğini, esir askerlerini kurtaramadığını – bu nedenle ciddi bir çıkmaza girdiğini ve Gazze bataklığından kurtulmanın yolunu aradığını söyledi.

Şirzad, “Siyonistler ve bu rejimin suç ortağı olan Amerikalı yetkililer, Gazze halkının kanıyla yazılan mazlumiyetin dünyaya yansımasından korkuyorlardı. Ancak tüm küresel medya hâkimiyetlerine rağmen bunu engelleyemediler. Batı ve Batı medyası, Siyonist rejimin suçlarını örtbas etmek için yoğun çaba harcadı ve hâlâ harcıyor. Fakat Gazze’nin genç gazetecilerinin cesareti, direniş medyasını destekleyenlerin gayreti ve dünya medyasının uyanışı, küresel medya imparatorluğunu yenilgiye uğrattı ve onların kamuoyunu kandırma, işgalci rejimin imajını aklama çabalarını boşa çıkardı” dedi.

Şirzad, bu süreçte Gazze’de 239 gazeteci ve medya çalışanının hayatını kaybettiğini hatırlattı. “Oysa İkinci Dünya Savaşı’nda (1939–1945) ölen gazeteci sayısı sadece 69’du. Ukrayna savaşında 2022’den bu yana üç yılda 17 gazeteci öldürüldü. Kore Savaşı’nda da üç yıl içinde yalnızca 17 gazeteci yaşamını yitirdi” dedi.

Gazze Halkı Direncini Tüm Dünyaya Kanıtladı 

Şirzad, Siyonist rejimin savunmasız Gazze halkına karşı yürüttüğü savaşın acılarına rağmen Gazze halkının direncini ve kararlılığını tüm dünyaya kanıtladığını söyledi. “Bu süreçte dünya genelinde Siyonistlere karşı nefret dalgası büyüdü; pek çok ülkede Gazze’ye destek gösterileri düzenlendi ve düzenlenmeye devam ediyor. Eğer Filistinli gazetecilerin cesur bilgilendirme çabaları olmasaydı, bu çapta küresel dayanışma gösterilerine tanıklık edemezdik” ifadelerini kullandı.

Şirzad, “Bu yiğit Filistinli medya mensupları, cesaret ve fedakârlıklarıyla, kanlarını feda ederek, direnişçi halklarının mazlumiyetini dünyaya duyurdular. Aynı zamanda, Gazze’de kahramanlık destanı yazan direnişçilerin yiğitliğini yansıtırken, Siyonist düşmanın zilletini ve acziyetini de tüm dünyanın gözleri önüne serdiler” dedi.

Şirzad, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Siyonist rejimin, Gazze savaşı sırasında geçmiş savaşlardan farklı olarak ağır bir yenilgi aldığı alan, ‘bilişsel savaş’ ya da ‘anlatı savaşı’dır. Bu kez kendi anlatısını dünya kamuoyuna dayatmayı başaramadılar. Cesaretle söyleyebiliriz ki bu, hak cephesinin anlatı savaşında küfür ve istikbar cephesine karşı ilk zaferidir. Bu nedenle, Kudsna Haber Ajansı olarak ‘Gazze Halkının Mazlumiyetini ve Direnişini Anlatmada Direniş Medyasının Rolü’ başlıklı bu oturumu düzenledik.”

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!