Emir Aziz Nasirzade, İran’ın bölgede savaşın yayılmasını önlemek için ateşkes önerisini kabul ettiğini, ancak İsrail ve ABD’nin taahhütlerine güvenmediklerini söyledi. “Eğer karşı taraf saldırılarına devam ederse, bu kez cevabımız çok yönlü, sürpriz, acı verici ve hesap dışı olacaktır” uyarısında bulundu.
Tesnim'in haberine göre, İran Savunma ve Silahlı Kuvvetler Lojistik Bakanı Emir Aziz Nasirzade, 12 günlük savaşta kullanılan füzelerin yıllar önce İran Savunma Bakanlığı tarafından üretildiğini, bugün ise çok daha gelişmiş füzelere sahip olduklarını açıkladı. Tahran’da “Savunma Sanayi Günü” vesilesiyle yabancı askeri ataşelerle bir araya gelen Nasirzade, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada önemli mesajlar verdi.
Bakan, İran’ın 12 günlük savaşta yalnızca İsrail ile değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin sağladığı geniş lojistik, istihbarat ve askeri destekle de karşı karşıya kaldığını söyledi. Nasirzade’ye göre, bu dönemde kullanılan tüm mühimmat ve sistemler tamamen İran’ın yerli savunma sanayisi tarafından üretilmişti.
İran’ın füze operasyonlarının isabet oranına dikkat çeken Nasirzade, savaşın başında füzelerin yaklaşık yüzde 40’ının İsrail’in savunma sistemleri tarafından durdurulduğunu, ancak savaşın sonuna gelindiğinde bu oranı tersine çevirerek yüzde 90 isabet sağladıklarını belirtti. Ona göre bu durum, İran’ın tecrübesinin arttığını ve İsrail’in savunma kabiliyetinin giderek zayıfladığını ortaya koydu.
Nasirzade, İsrail’in medya sansürüne rağmen İran füzelerinin verdiği zararın zamanla ortaya çıktığını vurguladı. Bugün ellerinde, geçmişte kullanılanlardan çok daha güçlü füze sistemleri bulunduğunu dile getiren Bakan, “Eğer İsrail yeni bir maceraya kalkışırsa bu füzeleri mutlaka kullanacağız” dedi.
Savaş sürecinde THAAD, Patriot, Demir Kubbe ve Arrow gibi gelişmiş savunma sistemlerinin devreye girdiğini hatırlatan Nasirzade, buna rağmen İsrail’in füze saldırılarının büyük kısmını engelleyemediğini kaydetti.
İran Savunma Bakanı ayrıca, ABD’nin yalnızca siyasi ve istihbari değil, operasyonel ve askeri anlamda da doğrudan savaşa dahil olduğunu ifade etti. ABD’nin yanı sıra bazı Batılı ve bölge ülkelerinin de İsrail’in savunma operasyonlarına aktif katılım gösterdiğini söyledi.
Savaşın başlangıcında İranlı bazı üst düzey komutanların ve bilim insanlarının aileleriyle birlikte hedef alınarak şehit edildiğini hatırlatan Nasirzade, buna karşılık İran’ın misillemelerinde askeri üsler, istihbarat merkezleri, araştırma kurumları, Mossad binaları ve Savunma Bakanlığı gibi stratejik hedeflerin vurulduğunu açıkladı.
ABD’nin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı gözetimindeki İran’ın barışçıl nükleer tesislerine saldırısını “BM Şartı ve NPT’ye açık aykırılık” olarak nitelendiren Bakan, uluslararası kurumların ABD ve Avrupa’nın etkisiyle sessiz kalmalarını da eleştirdi.
İran’ın ABD’ye karşı verdiği yanıtın sınırlı tutulduğunu vurgulayan Nasirzade, Katar’daki Al-Udeyd üssüne yalnızca 14 füze fırlatıldığını, bunların da üste bulunan bazı radar sistemlerini tamamen imha ettiğini açıkladı.
Ateşkes sürecine ilişkin de konuşan Savunma Bakanı, İran’ın bölgede savaşın yayılmasını önlemek için bu öneriyi kabul ettiğini, ancak İsrail ve ABD’nin taahhütlerine güvenmediklerini söyledi. “Eğer karşı taraf saldırılarına devam ederse, bu kez cevabımız çok yönlü, sürpriz, acı verici ve hesap dışı olacaktır” uyarısında bulundu.
Nasirzade, diplomasi ve diyalogun bölgesel istikrar için tek yol olduğunu belirterek, çok taraflı işbirliği mekanizmalarının (Şanghay İşbirliği Örgütü, BRICS, Avrasya Ekonomik Birliği) ABD’nin tek taraflılığını dengeleyecek önemli araçlar haline geldiğini vurguladı.
İran’ın, bölgesel barışın tesisi için adil ve gerçekçi tüm önerilere açık olduğunu kaydeden Savunma Bakanı, savunma sanayisinin caydırıcılık stratejisi çerçevesinde ulusal güvenliğin temel unsurlarından biri olduğunu ifade etti. Son olarak, bölge ülkelerine “karşılıklı anlayış, diyalog ve güven inşasıyla barış, ortak refah ve kalkınma” mesajı verdi.