İsrail’e ait bazı medya kuruluşları, Netanyahu’nun Gazze Şeridi’ne dönük askeri operasyonların kapsamını genişletmeyi ve tüm bölgeyi işgal etmeyi planladığını aktarıyor.
Tesnim'in haberine gore, katil Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik saldırıları yoğunlaştırma ve bölgeyi tamamen işgal etme yönündeki kararı, Siyonist rejimin Gazze’nin mevcut statüsünü değiştirme çabasının yanı sıra Hamas’a esir takası konusunda baskı kurma girişimi olarak değerlendiriliyor.
Siyonist israil’e ait bazı medya kuruluşları, Netanyahu’nun Gazze Şeridi’ne dönük askeri operasyonların kapsamını genişletmeyi ve tüm bölgeyi işgal etmeyi planladığını aktarıyor. Güvenlik çevrelerinden gelen yorumlara göre bu adım, İsrail’in Hamas’a yönelik müzakere stratejisinin bir uzantısı niteliğinde.
İsrail Kanal 14 televizyonu, Başbakan Netanyahu’nun ordu içinde yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen Gazze’yi tamamen işgal etme kararı aldığını ve bu konunun güvenlik kabinesinde ele alınmasının beklendiğini duyurdu.
Siyonist rejim uzun süredir “Hamas’ı yok etme” ve Gazze’nin jeopolitik yapısını kökten değiştirme hedefini sürdürüyor. Ancak bu hedefler, Filistin halkının kararlı direnişi sayesinde bugüne dek hayata geçirilemedi. Uzmanlara göre, İsrail’in uzun vadeli planları arasında Gazze’nin tümünün ya da bir kısmının ilhak edilmesi, kitlesel nüfus tehciri ve demografik yapının değiştirilmesi gibi senaryolar yer alıyor. Bu senaryolar, İsrailli yetkililerin açıklamaları ve Filistinli mültecilerin Ürdün, Mısır ve Endonezya gibi ülkelere nakledilmesini öngören planlarla destekleniyor.
Netanyahu’nun tam işgal planlarının gündeme gelmesiyle birlikte İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in ABD’ye yapması planlanan ziyaretin iptal edildiği bildirildi. Yedioth Ahronoth gazetesi ise Netanyahu’nun bu planı hayata geçirmek için eski ABD Başkanı Donald Trump’tan destek aldığını ileri sürdü.
Bazı siyasi yorumcular ise Netanyahu’nun bu adımını, Hamas’a esir takası ve ateşkes görüşmelerinde kendi şartlarını dayatmak amacıyla uyguladığı bir baskı taktiği olarak görüyor. Bu görüşe göre, Gazze’nin işgal tehdidi aslında bir müzakere aracı olarak kullanılmakta ve dolaylı bir tehdit işlevi görmektedir. Siyonist rejim, savaşın başından beri esirlerin serbest bırakılmasını öncelikli hedef olarak duyurmuştur. Dolayısıyla, askeri operasyonların yoğunlaştırılması ve tam işgal tehdidi, Hamas’ın müzakerelerde geri adım atmasını sağlamayı amaçlıyor olabilir.
Tüm bu gelişmeler, 7 Ekim 2023’te başlayan Gazze Savaşı’nın gölgesinde yaşanıyor. Savaş boyunca 61.020 Filistinli hayatını kaybederken, 150.671 kişi yaralandı. Gazze’deki kuşatma, açlık, kıtlık ve büyük ölçekli zorunlu göçler, bölgedeki insani krizi derinleştirmiş durumda.
Diğer yandan Netanyahu’nun işgal kararı, İsrail’in siyasi ve askeri liderliği arasında yeni çatlaklara yol açtı. Güvenlik kurumları, özellikle esirlerin bulunduğu bölgelerde askeri operasyonlara karşı çıkıyor. Bu kapsamda Genelkurmay Başkanı Zamir’in istifasının gündeme gelebileceği belirtiliyor. Kanal 14 televizyonu, Netanyahu’ya yakın kaynaklara atıfla, “Eğer Genelkurmay Başkanı bu plana karşı çıkmaya devam ederse istifa edebilir” şeklinde bir açıklamaya yer verdi. İsrail kamu yayıncısı ise, güvenlik kabinesindeki bazı bakanların, Gazze’nin tamamen işgal edilmesi durumunda Zamir’in görevini bırakabileceğini aktardığını bildirdi.
Öte yandan Filistinli direniş güçlerinin şehir savaşına yönelmesi ve pusu saldırılarıyla Siyonist orduya ağır kayıplar verdirmesi, İsrail askerleri arasında moral bozukluğuna ve endişeye neden oldu. İsrail medyasında, askerler arasındaki intihar vakalarına dair istatistiklerin gündeme gelmesi, sahadaki durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
Bu gelişmeler ışığında, güvenlik uzmanları, Gazze’ye yönelik tam kapsamlı bir operasyonun, orada tutulan İsrailli esirler için idam anlamına gelebileceği uyarısında bulundu. Dolayısıyla, İsrail yönetiminin önünde iki seçenek bulunuyor: Ya tüm riskleri göze alarak uzun ve yıpratıcı bir savaş başlatmak ya da Filistin direnişiyle dolaylı müzakerelere girerek esirlerin serbest bırakılmasını sağlamaya çalışmak. Bu ikinci seçenek, aynı zamanda savaşın olası yıkıcı sonuçlarından kaçınmak anlamına da gelebilir.
