Müslüman ülkeler içerisinde bir casusluk şebekesi olarak çalışan, İsrail büyükelçiliğinin olmadığı;
İşgalci rejim ile hiçbir askeri, siyasi, ekonomik ilişkinin kurulmadığı;
Spor müsabakalarında Siyonistlerin bayrağını açan/tutan siyasetçilerine siyaset yasağının getirildiği;
Müsabakalarında İşgalci rejim aleyhine slogan atanlar hakkında soruşturma açan savcıların görevlerine son verilip insan içine çıkamayacağı;
1995 yılında, aziz dinimiz İslam’ı düşman ve tehdit olarak ilan eden NATO’nun hiç tesisinin olmadığı;
NATO üyesi hiç bir ülkenin “üs”lerinin kalmadığı;
İşgalci rejim pasaportu taşıyan hiç kimseye ülkeye giriş izninin verilmediği;
İşgalci rejim’in varlığını coğrafyamız için tehdit olarak görüp bu tehlike ve tehdide karşı en üst düzeyde önlemlerin alındığı;
İşgalci rejim’in de kendi varlığı için tehdit olarak kabul ettiği;
İşgalci rejim’in Filistinlilere karşı “soykırım” suçu işlediğinin meclisinde kabul edildiği;
Başta Sabra Şatilla katliamları olmak üzere çok sayıda kanlı terör eyleminin faili işgalci rejimin TERÖR ÖRGÜTÜ ilan edildiği;
İşgalci rejim’in işgal ettiği her karış toprağın vatandaşları tarafından kendi vatanı olarak bilinip kabul gördüğü;
Mescid-ı Aksanın özgürlüğü için savaşmanın “vatan müdafaası” olduğunun, okullarında ders olarak okutulduğu;
Ordusunun asli görevlerinden birinin de ecdat yadigârı Filistin topraklarını işgalden kurtarmak olduğu;
Ordusunda sırf Kudüs’ü işgalden kurtarmak için özel birliklerin oluşturulduğu;
İslam düşmanı NATO ve İşgalci İşgalci rejim’i dost bilenlerin düşman, düşman kabul edenlerin dost olarak kabul edildiği;
Her nerede olursa olsun Kudüs için savaşıp şehit olanların kendi vatan şehidi olarak kabul gördüğü;
İslam ülkeleri ile ancak hayırda yarışıp Kudüs için daha fazla bedel ödeyerek ümmete lider olmanın kazanıldığı;
CIA’in ileri karakolu şeklinde İşgalci rejim’e hizmet eden; cıamat, tarikat, dernek, vakıf ve sair kurum ve kuruluşlara göz açtırılmadığı, adım attırılmadığı;
Irkı mezhebi ne olursa olsun her Müslümanın kendi devleti kabul ettiği ve uğruna canını feda etmekten çekinmeyeceği;
Irkı, dili, dini, rengi ne olursa olsun bütün dünya mazlumlarının ve mustaz’aflarının yegâne umut kaynağı;
Ramazanın son cumasında bütün camilerinde hutbe konusunun Kudüs’ün özgürlüğü olduğu;
BİR ÜLKEM OLSUN İSTİYORUM, ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUM...?