EŞ-ŞECERE OKULU OPERASYONU ÜZERİNDEKİ SIR PERDESİ

img
EŞ-ŞECERE OKULU OPERASYONU ÜZERİNDEKİ SIR PERDESİ

Hacı Ali Kereki, Aksa Tufanı Savaşı başlamadan önce Seyyid Hasan Nasrallah’a, Eş-Şecere Okulu’na yönelik operasyonu gerçekleştiren fedainin isim ve kimliğinin kırk yıl sonra duyurulmasını teklif etmişti.

Hizbullah’ın üst düzey komutanlarına yönelik suikastlarının ardından, yıllarca Lübnan direnişini takip edenlerin merak ettiği pek çok gizli bilgi ve isim ortaya çıkmaya başladı. Bu süreçte, uzun yıllar boyunca Siyonist yapıya ağır darbeler indirip hiçbir iz bırakmadan hareket etmeyi başaran Hacı Ali Kereki, yani Hacı Ebu’l-Fazl da dikkat çeken isimlerden biri olarak öne çıktı.

Operasyonda 92 Siyonist Asker Öldürüldü 

Aşağıdaki satırlar, Hacı Ali Kereki’nin kendi oğluna anlattığı bir hatıradan oluşuyor. Bu hatıra, Lübnan’daki İsrail askerlerinin bulunduğu Eş-Şecere Okulu’nu hedef alan ve direniş tarihinin en kapalı kalan fedai operasyonlarından birinin nasıl planlandığını onun dilinden aktarıyor. Söz konusu metin, Şehit Hacı Ebu’l-Fazl’ın oğlu tarafından Tesnim Haber Ajansı’na özel olarak gönderildi. 

Kasım 1983’te, “Hayber Operasyonu” diye bilinen ve Sur’daki İsrail askeri komuta merkezine düzenlenen Ahmed Kasır’ın fedai eyleminin yıldönümüne birkaç gün kala, aynı kentte bulunan yeni İsrail komuta merkezi şiddetli bir patlamayla sarsıldı. Bu merkez, Sur ile Nakura hattı üzerindeki Benot Birkat kışlasının girişine karşı konumlanmıştı. Patlamayı önlemeye çalışan İsrailli askerler engel olamadı; fedai, bariyerleri ve üç toprak setini aşarak binanın önünde patlayıcıları infilak ettirdi. Güney Lübnan’ın birçok noktasında 35 kilometreye kadar duyulan bu saldırı, Hacı İmad Muğniye, Hacı Ali Kereki ve Seyyid Fuad Şükür tarafından planlanmıştı.

Operasyonun Planlayıcısı Hacı İmad Muğniye İdi 

O dönemin haberlerinde, kimliği açıklanmayan bir fedainin, engellerle çevrili yapıya bomba yüklü kamyonla çarptığı yazıyordu. İsrail’in kendi açıklamalarına göre bu saldırıda subay ve askerlerden oluşan 92 kişi hayatını kaybetmişti. Hacı Ali Kereki, yıllar sonra aile içinde yaptığı konuşmalarda, bu eylemin başlıca planlayıcıları arasında yer aldığını belirtti. Operasyonun uygulayıcısı olan ve “Şehit el-Hüseyni” diye bilinen fedaiyle şehadetinden önce görüşen son kişiler arasında kendisiyle birlikte Seyyid Muhsin Şükür’ün de bulunduğunu, operasyonun genel komutasının ise Hacı İmad Muğniye’de olduğunu anlattı.

Babasıyla aynı gün konuşan Hacı Muhsin Şükür, geri döndüklerinde Hacı İmad’ın onlara, fedainin son anlarda nasıl bir hâlde olduğunu sorduğunu aktardı. Hacı Ali Kereki, bu soruya “Yüzü ıslaktı ama yüzünde iman, cesaret ve nurun parlaklığı vardı.” diyerek cevap vermişti. Hacı Ebu’l-Fazl ile Seyyid Muhsin, Şehit Hüseyni ile özel bir kavşakta vedalaşmıştı. Birkaç dakika sonra, Ahmed Kasır’ın geçen yıl gerçekleştirdiği eylemden bile daha büyük bir patlama duyuldu; yükselen alevler o denli yoğundu ki kuşlar sıcağın etkisiyle yere doğru düşüyordu.

Operasyonu Yapan Mücahidin Adı Gizli Tutuldu 

Bu operasyonu gerçekleştiren fedainin ismi, çeşitli nedenlerden dolayı onlarca yıl boyunca gizli tutuldu ve kimliği bugün dahi resmen açıklanmış değil. O dönemde herkes ona sadece “Hüseynî” fedaisi diyordu. İsrail, bu saldırıyı son derece hassas bir kayıp olarak değerlendiriyordu; çünkü Ahmed Kasır’ın eyleminden çok kısa süre sonra aynı taktiğe ikinci kez yakalanmış, çok sayıda askerini ardı ardına kaybetmiş ve direnişten iki ağır darbe almıştı.

Aksa Tufanı Savaşı başlamadan hemen önce Hacı Ebu’l-Fazl, Seyyid Hasan Nasrallah’a bu ismin artık açıklanmasını önerdi. Onun aktardığına göre Seyyid Hasan bu öneriye sıcak bakmıştı; ancak Ekim Savaşı’nın başlamasıyla süreç kesintiye uğradı ve fedainin kimliği hâlâ resmî olarak açıklanamadan kaldı.



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!