Türkiye’nin İsrail’e karşı aldığı resmi ticaret yasağı kararına rağmen, Türk ürünlerinin Yunanistan üzerinden İsrail pazarına girmeye devam ettiği ortaya çıktı.
YDH'nin Maariv gazetesinden aktardıgı haberine göre, bu dolaylı ticaret özellikle inşaat sektöründe maliyetleri artırsa da ithalat tamamen durmadı.
Türkiye, nisan ayında başlattığı ve mayıs ayında kapsamını genişlettiği ticaret yasağı ile İsrail’e doğrudan ürün satışını engelledi. Ancak gazetenin iddiasına göre, yasak Türk ürünlerinin üçüncü ülkeler, özellikle de Yunanistan üzerinden dolaşıma girmesine engel olamadı.
İsrail Müteahhitler ve Tadilatçılar Birliği Başkanı Eran Siv, Maariv’e yaptığı açıklamada, ilişkilerin kesilmesine rağmen Türkiye’den ithalatın sürdüğünü söyledi. Siv’in verdiği bilgilere göre, İsrail Merkezi İstatistik Bürosu verileri Ocak-Temmuz 2025 döneminde Türkiye’den ithalatın 1,9 milyar şekel olarak gerçekleştiğini ortaya koydu. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67 düşüş anlamına gelse de hâlâ dikkat çekici bir hacim ifade ediyor.
Siv, geçmişte yalnızca taş ve mermer alanında her ay 3 bin ila 3 bin 200 konteyner ürünün Türkiye’den geldiğini, ayrıca İran menşeli yaklaşık 200 konteynerin de belgeleri değiştirilerek Türkiye üzerinden ülkeye sokulduğunu aktardı. Bugün ise hâlâ her ay yaklaşık 1500 konteynerin Türkiye çıkışlı olduğunu, ancak bu ürünlerin Yunanistan’a yönlendirilip belgeler değiştirilerek İsrail’e ulaştırıldığını ifade etti.
Siv, bazı Türk tedarikçilerin sosyal medyada İsrail karşıtı içerikler paylaştığını hatırlatarak, İsrailli ithalatçıları alternatifler bulmaya çağırdı. Ona göre, “Türkler ürün satmazken biz de onlardan almamalıyız ve bunu ceplerinden hissetmeliler.”
İnşaat şirketi Hi Group’un kurucusu Tal Bar ise Türkiye’nin İsrail için en büyük hammadde sağlayıcılarından biri olduğunu hatırlatarak, yasağın sektörde boşluk yarattığını söyledi. Bar, Türkiye’den alınan bazı temel ürünlerin piyasada bulunmadığını, bu yüzden fiyatların hızla yükseldiğini belirtti. Örneğin, normalde 300 şekele alınan bir lavabonun fiyatının 600 şekele çıkması, projelerde ciddi maliyet artışına yol açtı.
Bar, seramikte Türkiye’nin pazar payının yaklaşık yüzde 5 olduğunu, bu açığın başka ülkelerden karşılanmaya çalışıldığını ancak talepte ani sıçramalara sebep olduğunu dile getirdi. Ayrıca, lojistik sorunların da büyüdüğünü, İspanya’dan düzenli sevkiyat yapılamadığını ve bazı limanların güvenlik gerekçesiyle gemileri kabul etmediğini söyledi.
Gasham Holdings Başkanı Şemgar Vaknin ise İsrailli ithalatçıların ticareti durdurmadığını, yalnızca Kıbrıs ve Rodos üzerinden dolaylı yollarla ürün getirdiğini açıkladı. Bu yöntemin ürünlere yaklaşık yüzde 6 ila 8 oranında ek maliyet getirdiğini belirten Vaknin, yine de bunun tolere edilebilir olduğunu savundu. Ona göre, asıl sorun sektörün içindeki düzenlemeler, iş gücü sıkıntısı ve projelerdeki uzun gecikmeler.
Yazamco 3D şirketi yöneticisi Yakir Aleksalesi ise Türkiye ile yaşanan krizi, ithalata bağımlılığın risklerini hatırlatan bir örnek olarak değerlendirdi. İsrail’in teknolojiye yönelmesi gerektiğini söyleyen Aleksalesi, üç boyutlu yazıcılarla bina üretiminin dünyada hızla geliştiğini ve bu yöntemin İsrail için de bir çözüm olabileceğini vurguladı.
Aleksalesi, “Demir Kubbe gibi karmaşık sistemleri geliştiren bir ülke, ihtiyaç duyarsa üç boyutlu baskı teknolojisini de hızla uygulamaya koyabilir. Bu, ülkenin yeniden imarında büyük bir fark yaratabilir,” dedi.