Süveyda için hazırlanan yol haritası, HTŞ’nin siyonist İsrail’in talepleri doğrultusunda Güney Suriye’den ağır silahlarını çekmesini öngörüyor.
YDH'nin haberine göre, bu gelişme, Tel Aviv’in bölgedeki müdahaleleri ve destek iddialarıyla örtüşüyor. HTŞ’nin sözde hükümetinin “dışişleri bakanı” Esad Şeybani, Amman’da ABD’nin özel temsilcisi Thomas Barrack ve Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safedi ile yaptığı görüşmede planı kamuoyuna açıkladı.
Şeybani, anlaşmanın İsrail’in istekleri doğrultusunda ağır silahların çekilmesini içerdiğini belirtirken, açıklamanın ardından örgütün siyonist İsrail’e verdiği tavizlere dair yeni detaylar gündeme geldi. Şam’daki bir askeri kaynak, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, Suriye güçlerinin iki ay önce Süveyda’da patlak veren olayların ardından bölgeden ağır silahlarını çekmeye başladığını ve İsrail’in Güney’i bir “silahsız bölge” haline getirmek istediğini söyledi.
Bu süreçte İsrail, Şam’daki hükümet binalarını, Süveyda’da orduya ait araçları ve isyancılara bağlı unsurları hedef alan saldırılar düzenlemişti. Amman’daki toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Şeybani, anlaşmanın Washington ve Amman tarafından desteklendiğini duyurdu.
HTŞ yetkilisi, hükümetin Süveyda’da istikrarı yeniden sağlamayı, suçluları adalet önüne çıkarmayı ve vilayette hizmetleri yeniden başlatmayı amaçladığını iddia etti. Ancak aynı örgüte bağlı tekfirci grupların, özellikle Sahil bölgesinde Alevilere yönelik işledikleri ağır suçlardan ötürü yargılanmadığı ya da hesap vermediği biliniyor. Buna rağmen yalnızca bir soruşturma komitesi kurulmuştu.
Toplantıda konuşan Safedi, İsrail’in Suriye topraklarını bölmeyi hedefleyen tek aktör olduğunu belirtirken, hazırlanan yol haritasının aynı zamanda İsrail’in güvenlik ihtiyaçlarını karşıladığını da kabul etti. Barrack ise Washington’un, İsrail’in Suriye ve Lübnan’daki çıkarlarını koruma hedefiyle HTŞ’ye destek vermeyi sürdüreceğini ifade etti.
Geçtiğimiz ay İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, rejimin Güney Suriye’yi “silahsız bir bölge” haline getirmek için müzakereler yürüttüğünü açıklamış, ayrıca Tel Aviv’in Süveyda’daki Dürzileri koruyacağını birkaç kez dile getirmişti. İsrail’in bu politikası, Dürzilere destek iddiasıyla yapılan müdahaleleri meşrulaştırma çabasının yanı sıra Suriye’nin parçalanmasına dönük bir strateji olarak değerlendiriliyor.
Golan gerilimi ve yeni açıklamalar
Süveyda gelişmelerinin gölgesinde Golan Tepeleri’nde tansiyon yeniden yükseldi. Dera’dan ateşlenen en az iki Grad roketinin ardından İsrail, Suriye’ye misilleme saldırısı başlattı. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, HTŞ lideri Colani’yi “İsrail’e yönelik her türlü tehditten sorumlu” ilan ederek “yakında sert yanıt verileceğini” söyledi.
HTŞ’nin sözde dışişleri bakanlığı ise yaptığı açıklamada, Golan’ı “İsrail toprağı” olarak nitelendirdi ve bölgeye yönelik bombardıman haberlerinin doğruluğunun henüz teyit edilemediğini bildirdi. Açıklamada, “Bazı taraflar kendi çıkarları için bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalışıyor” denildi. Ancak HTŞ’nin Golan’ı “İsrail toprağı” şeklinde tanımlaması, özellikle Suriye kamuoyunda tepki çekti.
Eleştirilerin başında Suriye İslami Direniş Cephesi Sözcüsü Ebu’l Kasım’ın açıklamaları geldi. Kasım, HTŞ’nin İsrail ile normalleşmeye hazır politikalarına işaret ederek, “Özgürlük talebini yıllarca dile getirenler, bugün kişisel ve ahlaki çıkarlar karşılığında Siyonistlerle normalleşmeye yöneldi. Ne fahişenin tabiatı kadifeyle değişir ne de sakal şeytanı mücahide dönüştürür” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, ABD Temsilciler Meclisi üyesi Marlin Stutzman, kısa süre önce Colani’nin İsrail ile barışa açık olduğunu ve Golan meselesinde müzakere ihtimalini gündeme getirdiğini söyledi. Stutzman, “Suriye’nin sınırlarının korunması elzemdir, ancak Colani Golan konusunda görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Bu olumlu bir işaret” değerlendirmesinde bulundu.