Gazze Hükümeti Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail Es-Sevabite: 'İşgal güçleri, Zeytun, Sabra, Şucaiyye, Tuffah, Cebaliye Belde ve Nezle gibi mahallelerde binlerce konutu tamamen ya da kısmen yıkarak, bütün semtleri haritadan silmeyi ve kasıtlı bir demografik değişimi hayata geçirmeyi hedeflemektedir.'
Gazze Hükümeti Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail Es-Sevabite: 'İşgalci İsrail, tehlikeye girmeden en büyük yıkımı gerçekleştirmek amacıyla, uluslararası insancıl hukuku açıkça ihlal ederek, uzaktan kumandalı patlayıcı robotları ölüm ve yıkım aracı olarak kullanıyor. Yaşananlar, Gazze’deki konut ve kentsel altyapının sistematik şekilde yok edilmesini amaçlayan, maddi ve kültürel soykırım stratejisinin bir parçasıdır. Bu uygulamalar, sivil halka yönelik toplu cezalandırma niteliği taşımakta olup; Roma Statüsü ve Cenevre Sözleşmeleri uyarınca savaş suçu ve soykırım suçu kapsamına girmektedir. İşgal güçleri, Zeytun, Sabra, Şucaiyye, Tuffah, Cebaliye Belde ve Nezle gibi mahallelerde binlerce konutu tamamen ya da kısmen yıkarak, bütün semtleri haritadan silmeyi ve kasıtlı bir demografik değişimi hayata geçirmeyi hedeflemektedir. Bu geniş çaplı yıkım, Cenevre Dördüncü Sözleşmesi’nin özel mülkiyetin yok edilmesini açıkça yasaklayan 53. maddesinin ağır ihlali anlamına gelmektedir. İşgalci güçler, Gazze Şehri’ne yönelik saldırıların başlangıcından bu yana 1100 sivili öldürdü, 6008 kişiyi yaraladı; 100’den fazla patlayıcı robot kullanarak, doğrudan 70'ten fazla hava saldırısı düzenledi. Cebaliye Belde ve Nezle mahallelerinde yaşananlar, “çağın suçu” olarak tanımlanabilir; çünkü işgalci güçler, herhangi bir askeri gerekçe olmaksızın, geriye kalan evleri de yıkarak sadece “yıkım için yıkım” politikası izlemektedir. Gazze’deki insani durum felakete dönüşmüş durumda: Aralıksız süren bombardımanlar, neredeyse tamamen tükenmiş gıda, su ve ilaç stokları; altyapı ve temel hizmetlerin tamamen çökmesiyle birlikte, yaşam koşulları dayanılmaz bir hâl aldı. Sürekli yerinden edilmeler sonucunda, on binlerce kişi kentin batısında dar alanlarda toplanmak zorunda kaldı. Sağlık ve çevre koşulları son derece kötü, bulaşıcı hastalıklar hızla yayılıyor ve güvenli bir barınak neredeyse yok.'
