Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, El Meyadin kanalına verdiği uzun söyleşide, örgütün güvenlik açıklarından yeni stratejik planlarına kadar birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.
YDH'nin haberine göre, Hasan Nasrullah’ın şehadetinin ardından bu kadar detaylı ilk kez konuşan Şeyh Naim Kasım, örgütün askeri durumu, Suriye’deki gelişmeler ve son operasyonlara dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Kasım, Hizbullah’ın toparlanma aşamasında olduğunu belirterek, “Yeniden güçleniyoruz, hazırlıklarımız tamam, İsrail bir saldırı başlatırsa buna karşılık vermeye hazırız” mesajını verdi.
'Güvenlikteki açık çağrı cihazı sürecinden kaynaklandı'
İlk kez kamuoyuna açıklanan güvenlik soruşturmalarına değinen Kasım, çağrı cihazlarına yönelik saldırının ayrıntılarını da paylaştı.
Son bir buçuk yılda satın alma süreçlerinde bir boşluk keşfettiklerini belirten Kasım, "Satın alma zincirinin deşifre edildiğinden haberimiz yoktu. Cihazlardaki patlayıcıyı elimizdeki imkanlarla tespit edemedik" dedi.
Bu patlayıcıların olağan yöntemlerle tespit edilemeyecek özel türde olduğunu vurgulayan Kasım, bunun açık bir zaaf olduğunu ifade etti. Ayrıca Türkiye’de bulunan 1.500 civarındaki patlayıcılı çağrı cihazının imha edilmesi için Başbakan Necib Mikati aracılığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a başvurduklarını ve gerekli adımların atıldığını aktardı.
'Nasrullah'ın şehadeti hepimizi sarstı'
Kasım, Seyyid Hasan Nasrullah’ın şehadetini beklenmedik bir kayıp olarak nitelendirdi.
"Hiçbirimiz o anın bu kadar yakın olduğunu tahmin etmiyorduk. Biri bana sorsaydı, Seyyid'in güçlü duruşu ve ilahi desteğiyle aramızda kalacağını söylerdim" diyen Kasım, haberi ilk duyduğunda inanamadığını, hatta patlamanın ona ulaşmadığını umduğunu belirtti.
Ertesi gün cenazenin çıkarıldığını öğrenince gerçeği kabul ettiğini ifade eden Kasım, şehadetin direniş yürüyüşünü durdurmadığını, aksine daha da güçlendirdiğini vurguladı.
'Suriye’nin kaybı direniş hattını zayıflattı'
Suriye’deki gelişmelerin direniş ekseninde yarattığı etkiyi de değerlendiren Kasım, "Suriye, askeri ve lojistik açıdan direnişin bel kemiğiydi. Rejimin zayıflaması direniş ekseni için ciddi bir kayıp oldu" dedi.
Hizbullah’ın Suriye’nin iç işlerine müdahalesi olmadığını belirten Kasım, İsrail ile normalleşme girişimlerinin son derece tehlikeli olduğunun altını çizdi ve Suriye halkına duydukları güveni yineledi.
7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı operasyonuna dair de konuşan Kasım, bu harekâtın kendileri için baştan itibaren planlı bir savaş değil, destek operasyonu niteliğinde olduğunu açıkladı.
Operasyondan iki gün sonra toplanan Hizbullah Şurası’nın oybirliğiyle destek kararı aldığını belirten Kasım, "Kapsamlı bir savaş ön hazırlık isterdi, biz buna hazır değildik. Bu yüzden gelişmeleri sınırlı müdahale ile takip etmeyi tercih ettik" dedi.
Operasyon öncesinde Hamas ile herhangi bir koordinasyon olmadığını vurgulayan Kasım, "Haberimiz yoktu, dolayısıyla büyük bir savaşa girmemiz mümkün değildi" ifadesini kullandı.
Ayrıca İran’ın da operasyondan haberdar olmadığını, hatta Hamas’ın yurt dışındaki bazı liderlerinin bile süreçten habersiz olduğunu belirtti.
'Ateşkes kararını tamamen biz verdik'
Ateşkes sürecine ilişkin de açıklamalarda bulunan Kasım, "İsrail saldırganlık başlattı, biz ise ilerlemesini durdurmayı başardık. Savaş daha fazla sürseydi amaçsız bir yıpratma sürecine dönüşecekti. Bu nedenle, 24 Kasım’da düşmanın ateşkesi kabul etmesi üzerine biz de onay verdik" dedi.
Kararın tamamen Hizbullah’a ait olduğunu vurgulayan Kasım, İran’ın kendilerinden böyle bir talepte bulunmadığını, sadece bilgilendirildiğini ifade etti.
'Örgüt içinde kanat yok'
Örgüt içinde farklı kanatlar olduğu yönündeki iddiaları esprili bir dille reddeden Kasım, "Eğer kanatlar olsaydı, uçarlardı. Şimdiye kadar herhangi bir kanat görmedim. Hizbullah’ta yönetim tektir, görüş ayrılıkları olsa da birlik bozulmaz" dedi.
'Nasrullah ile aramızdaki bağ çok özel'
Söyleşinin sonunda Seyyid Hasan Nasrullah ile aralarındaki özel bağı da anlatan Kasım, "Aramızdaki sevgi çok derindi. Görüşmelerde bazen ansızın ‘Seyyidim, seni seviyorum’ derdim. O da ‘Benden önce söyledin, ben de seni seviyorum’ diye cevap verirdi. Bu kalpten gelen bir bağdı" dedi.
Kasım, Nasrullah’a seslenerek, "Seni özlüyoruz ama sen muradına erdin, şehadet onuruna kavuştun. Biz ise verdiğimiz söze sadık kalarak yürüyüşe devam edeceğiz. Yol uzun, zorlukları var ama her zaman bir kazanma yürüyüşü olacak" diyerek sözlerini tamamladı.