Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, yaptığı son açıklamada, hareketin ateşkese tam anlamıyla uyduğunu dile getirirken, İsrail’in devam eden saldırıları karşısında sabırlarının sınırsız olmadığını açıkça belirtti.
YDH'nin haberine göre, cumartesi günü konuşan Şeyh Naim Kasım, Lübnan’a yönelik savaşın sona ermesini sağlayan ateşkes anlaşmasıyla birlikte yeni bir dönemin başladığını, bunun da “devlet sorumluluğu” çağı olduğunu ifade etti.
Konuşmasında, Hizbullah’ın anlaşmaya bağlılığını vurgulayan Kasım, “Ateşkesi kusursuz şekilde uyguluyoruz; ne İsrail, ne ABD, ne de içeridekiler herhangi bir eksiklik tespit edebiliyor.” dedi. Buna rağmen, bazı çevrelerin örgütün silah bırakması yönünde çağrı yaptığını hatırlattı ve şu soruyu yöneltti: “Sağduyulu bir insan, saldırılar sürerken ve İsrail taahhütlerini yerine getirmezken, savunma gücünü elinden bırakır mı?”
Kasım, siyonist İsrail’in devam eden ihlallerinin artık tamamen Lübnan devletinin sorumluluğunda olduğunu vurguladı. Özellikle Nebatiye’deki sivil hedeflerin vurulmasını, döviz bürosuna yönelik saldırıları ve Güney Lübnan’da masum insanların maruz kaldığı şiddet olaylarını kınadı. Devleti, bu saldırılar karşısında sorumluluk alarak gerekli tüm adımları atmaya çağırdı.
Halka hitaben, “Bu durumu sonsuza dek sürdürmemizi beklemeyin.” diyen Kasım, “Sizce sessiz mi kalacağız?” sorusunu yöneltti. “Bu sabrın da bir sonu var.” diyerek, İsrail’e saldırıların gerekçelendirildiğini söylemenin yanlış olduğunu vurguladı.
Kasım, İsrail’in Suriye’nin geniş bir bölgesini işgal ettiğini, altyapıları yok ettiğini ve İran’a saldırılar düzenlediğini, üstelik bunların hiçbirinde mazeret sunmadığını hatırlattı. “Zayıf taraf varsa, İsrail o boşluğu hemen doldurur ve genişler. Ama bizimle bu mümkün olmayacak.” diyerek kararlılık mesajı verdi.
Hizbullah’ın teslimiyet yerine onurlu direnişi seçtiğini vurgulayan Kasım, “Bize bir seçenek sunulduğunda, tercihimizi onurdan yana kullanırız ve çatışmayı seçeriz.” dedi. “Kimse bizi kandırmaya kalkmasın, bizi teslim alabileceğini sanmasın.” diyerek uyarıda bulundu.
Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bu yana Gazze’ye verdikleri desteği de hatırlatan Hizbullah lideri, bunun hem ahlaki hem de siyasi bir görev olduğunu söyledi. Düşmanın, Eylül 2024’te Lübnan’a karşı savaş başlatmayı planladığını, direniş liderlerini ve gençleri hedef aldığını, çağrı cihazı suikastlarına yöneldiğini ve direnişin kapasitesini zayıflatmaya çalıştığını ifade etti.
Kasım, İsrail’in amacının liderliği felç etmek, binlerce savaşçıyı ve tüm kapasiteyi etkisiz hâle getirerek Hizbullah’ı çökertmek olduğunu belirtti. Ancak direnişin bu saldırılara şehitlerin fedakârlıkları sayesinde daha da güçlendiğini ve toplumun desteğinin moralleri yükselttiğini vurguladı.
Hizbullah’ın lider kadrosunun, Seyyid Hasan Nasrullah öncülüğünde yıllardır sabırla kapasite inşa ettiğini kaydeden Kasım, verilen büyük kayıpların direnişi zayıflatmadığını, aksine kararlılığı artırdığını ifade etti.
Ayrıca, Hizbullah’ın Şura Meclisi’nin ortaya çıkan boşlukları hızla doldurduğunu, gençlerin cesurca cepheye koştuğunu ve düşmana ağır darbeler vurduklarını anlattı.
Kasım son olarak, Nasrullah ve Seyyid Safiyuddin için düzenlenen cenaze törenleri ve belediye seçimlerinin, halk tabanlarının müttefikleriyle — özellikle Emel Hareketi ile — tam bir birlik içinde olduğunu gösterdiğini belirterek konuşmasını tamamladı.