Microsoft şirketinin İsrail askeri-istihbarat sistemiyle olan “derin bağlarının,” tarafsızlık ve etik iddialarını geçersiz kıldığı kaydedildi.
YDH'nin haberine göre, Microsoft’un siyonist İsrail ile olan güçlü bağları, Gazze’deki olaylar sırasında sağladığı yapay zekâ ve bulut hizmetleri, aynı zamanda yüzlerce eski İsrail istihbaratçısını istihdam etmesiyle daha da belirginleşti. Şirket, Gazze’ye yönelik saldırılarda İsrail’e sağladığı kapsamlı yapay zekâ ve bulut bilişim hizmetleri nedeniyle ciddi eleştirilere maruz kalıyor.
Şirket geçtiğimiz hafta bu desteği doğrulasa da, iç denetim sonrası İsrail ordusunun bu hizmetleri Filistinlileri hedef almak veya onlara zarar vermek amacıyla kullandığına dair bir kanıt “bulunmadığını” iddia etti. Ancak bu iddia, savaşın boyutu ve sivil Filistinlilere yönelik teknolojik saldırıların belgelenmiş olması nedeniyle yoğun eleştirilere maruz kaldı ve yanıltıcı olduğu belirtildi.
Uluslararası Adaleti Engelleme İddiaları
Microsoft’un uluslararası adalet üzerindeki rolüne ilişkin endişeleri artıran önemli bir gelişme, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han’ın e-posta hesabının “devre dışı” bırakılması oldu. Bu hamle, İsrail Başbakanı Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililere yönelik süren tutuklama emri soruşturmalarını aksattı. Bu durum, Microsoft’un tarafsızlığına olan bağlılığını ve uluslararası adaleti engellemedeki potansiyel iş birliğini ciddi biçimde sorgulattı.
Eski İsrail Askerleri ve Ajanları İstihdamı
Microsoft’un İsrail ordusu ve istihbarat servisleriyle olan personel bağlantıları oldukça dikkat çekici. Şirket, işgal altındaki topraklardaki ofislerinde “binden fazla” eski İsrail askeri ve subayını istihdam ediyor. Ayrıca Redmond, Seattle, Boston, Miami, San Francisco ve New York gibi ABD şehirlerinde de çok sayıda “eski ajan” görev alıyor.
Sızdırılan personel kayıtlarına dayanan bir soruşturma, hâlihazırda Microsoft’ta “300’den fazla eski İsrail istihbarat görevlisinin” çalıştığını ortaya koydu. Bu durum, şirketin İsrail güvenlik yapılarıyla ne kadar iç içe olduğunu açıkça gösteriyor.
Öne çıkan bazı isimler şunlar:
- Jonathan Bar-Or: Redmond’daki Microsoft genel merkezinde baş güvenlik araştırmacısı olarak görev yapıyor ve 6,5 yıl İsrail ordusunda çalıştı.
- Eitan Steinberg: Bellevue merkezli üst düzey bulut platform yöneticisi, daha önce Elbit Systems’ta görev aldı.
- Roy Rubinstein: Microsoft’un veri analitik platformu Fabric’in başında bulunuyor ve orduda otonom araç teknolojileri ile özel birim geliştirmelerinde yer aldı.
- Joseph Berenbilt: Pennsylvania’daki mühendis, özel bir İsrail savaş biriminde görev aldı ve şimdi Azure hizmetleri kapsamında Gazze saldırılarıyla bağlantılı projelerde çalışıyor.
Yirmi Yıllık Kurumsal İş Birliği
Microsoft ile İsrail arasındaki iş birliği yeni değil; son 20 yılda, “Microsoft, İsrail istihbaratında görev yapmış kişilerce kurulan 17 şirketi satın aldı.” Bu satın almalar milyarlarca dolara mal oldu ve “dijital apartheid” altyapısına doğrudan katkıda bulundu. Bu stratejik alımlar, işgal altındaki askeri-endüstriyel sistemden uluslararası teknoloji devlerine akan “ekonomik ilişkiyi” pekiştirdi. Örneğin, 2022’de Microsoft, eski bir İsrail istihbarat görevlisi Iris Shoor tarafından kurulan web analiz şirketi Oribi’yi satın aldı.
Dijital Apartheid ve Teknolojik Baskı İddiaları
El-Meyadin’e göre, Microsoft’un kurumsal yapısı ve satın almaları, büyük teknoloji şirketleri ile askeri işgaller arasındaki iş birliğini ortaya koyuyor. Bu durum, “IBM’in Nazilerle olan iş birliğini hatırlatan bir tablo çiziyor” ve Microsoft’un Filistinlilere yönelik baskıcı teknolojik uygulamalardaki rolünü gözler önüne seriyor.
Şirketin İsrail askeri-istihbarat sistemiyle olan “derin bağlarının,” tarafsızlık ve etik iddialarını geçersiz kıldığı kaydedildi. Personel politikalarından sağlanan hizmetlere kadar “her düzeyde, Filistinlilerin haklarını doğrudan ihlal eden bir yapı” olduğu belirtiliyor.
Microsoft İç Yazışmalarda "Filistin" Kelimesini Engelliyor
Geçtiğimiz günlerde, Microsoft’un iç yazışmalarda “Filistin,” “Gazze” veya “soykırım” gibi terimleri içeren e-postaları “otomatik olarak engelleyen bir politika” başlattığı ortaya çıktı. Bu bilgi, şirketteki Filistin yanlısı çalışanlardan oluşan “No Azure for Apartheid” grubunun açıklamalarıyla gündeme geldi.
Bu filtre, e-postaları kullanıcılara bildirimde bulunmadan durduruyor ve ilk olarak Microsoft’un Build geliştirici konferansının aktivist gruplarca kesintiye uğratılmasının ardından fark edildi. Grup, “İsrail” ve “P4lestine” gibi varyasyonların filtreye takılmadığını belirtti. Microsoft, bu konuda henüz resmi bir açıklama yapmadı.
