Televizyondan yaptığı açıklamada İsrail’in saldırılarını “insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri” olarak tanımlayan El Husi, Batılı ülkeleri ve bazı Arap yönetimlerini bu zulmün suç ortakları olarak gösterdi.
YDH'nin haberine göre, Yemen’deki Ensarullah Hareketi’nin lideri Seyyid Abdulmelik El Husi, Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarının şiddetinde büyük artış yaşandığını belirterek, bu saldırıları açık bir savaş suçu olarak nitelendirdi. Geçtiğimiz haftayı “karanlık ve kanlı” olarak tanımlayan El Husi, yaşananların "eşi benzeri görülmemiş" bir yıkımı temsil ettiğini vurguladı.
Televizyondan yaptığı açıklamada İsrail’in saldırılarını “insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri” olarak tanımlayan el-Husi, Batılı ülkeleri ve bazı Arap yönetimlerini bu zulmün suç ortakları olarak gösterdi. Gazze’deki insani krizin ve kıtlığın tüm İslam dünyası ve uluslararası toplum için bir utanç vesilesi olduğunu dile getirdi.
“Kadınlar ve çocuklar hedef alınıyor, cesetler enkaz altında”
El-Husi, yalnızca geçtiğimiz hafta 3 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini veya yaralandığını söyledi. Kurbanların büyük bölümünü kadınların ve çocukların oluşturduğuna dikkat çeken el-Husi, ölü sayısının açıklanandan çok daha fazla olabileceğini, birçok kişinin hâlâ enkaz altında ya da sokaklarda cansız şekilde bulunduğunu ifade etti.
İsrail’in sivil yerleşimleri bilinçli şekilde hedef aldığını belirten el-Husi, onlarca evin doğrudan bombalandığını ve ailelerin tamamen yok edildiğini kaydetti. Ayrıca, sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların sistematik bir boyut kazandığını vurgulayarak, ambulans ekiplerinin kasıtlı biçimde bombalandığını söyledi.
Çadırlarda yaşayan yerinden edilmiş sivillerin dahi hedef alındığını belirten el-Husi, “Amerikan yapımı yanıcı bombalarla çadırlara saldırılar yoğunlaştı” ifadesini kullandı.
“Bu, sistematik bir yok etme planıdır”
Gazze’deki şiddetin rastlantısal değil, bilinçli bir tehcir politikası olduğunu söyleyen el-Husi, İsrail’in kuzey bölgelerdeki sivilleri zorla göç ettirmeye çalıştığını ve bunun bütün Gazze genelinde derin bir insani felakete yol açtığını söyledi.
İslam dünyasının sessizliğini de sert sözlerle eleştiren el-Husi, bir Siyonist yorumcunun “Bir gecede yüz Gazzelinin ölmesine artık kimse şaşırmıyor” sözlerini hatırlatarak, bu durumun Müslümanlar açısından utanç verici olduğunu ifade etti. El-Husi’ye göre, rejimlerin çoğu sadece boş açıklamalar yapıyor ve gerçek bir adım atmaktan kaçınıyor.
“İsrail başarısızlıklarının farkında”
Konuşmasında İsrail’in askeri alandaki başarısızlıklarına da değinen el-Husi, işgalci güçlerin liderlerinin dahi Gazze’deki operasyonların hedeflerine ulaşmadığını kabul etmeye başladığını söyledi. Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in “amacı olmayan bir savaş” tanımlamasını hatırlatan el-Husi, yaşananların savaş suçu kapsamına girdiğini vurguladı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in açıklamalarının da Gazze’deki suçlara dolaylı bir itiraf olduğunu belirtti. Gazze’deki kıtlık ve kuşatmayı “uluslararası toplumun iflası” olarak değerlendiren el-Husi, bunun sadece Batı’nın değil, Arap ülkelerinin de sorumluluğunda olduğunu söyledi.
“Gazze’deki açlık, İslam dünyası için utanç verici”
El-Husi, Gazze’deki kıtlığın korkunç boyutlara ulaştığını dile getirerek, birçok ailenin artık sadece günde bir buçuk öğün yiyebildiğini, bazılarının ise yalnızca iki günde bir yemek yiyebildiğini söyledi. İsrail’in açlığı ve susuzluğu bir savaş aracı olarak kullandığını ifade etti: “Milyonlar aç, çocuklar ölümle yüz yüze.”
Sağlık sisteminin ise çökmenin eşiğinde olduğunu belirten el-Husi, “Gazze’de sağlık sektörü toparlanmaya çalıştığında, düşman hemen yeniden hedef alıyor” dedi. Müslüman toplumların sessizliğinin ise İsrail’in elini daha da güçlendirdiğini dile getirdi.
Kudüs ve Batı Şeria’daki saldırılar: Yahudileştirme ve yıkım
El-Husi, işgal altındaki Kudüs’te İsrail’in Yahudileştirme çabalarını artırdığını belirtti. Batı Şeria’da ise buldozerlerle yapılan yıkımlara, sivillerin alıkonulmasına ve şehirlerdeki tahribata dikkat çekti.
İsrail ordusunu “dünyanın en korkak ordusu” olarak nitelendiren el-Husi, kara saldırılarına ancak sivil altyapıyı tamamen yok ettikten sonra başvurabildiklerini savundu. Gazze’deki direnişçilerin kararlı duruşunun, İsrail ordusunun zayıflığını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
“İslami gemiler İsrail’e malzeme taşıyor”
En çarpıcı açıklamalardan biri ise el-Husi’nin, bazı İslami ve Arap ülkelere ait gemilerin İsrail’e gıda ve malzeme taşıdığını öne sürmesi oldu. Bu iddia ile bölgedeki işbirlikçilere dikkat çekti.
Kınamalar değil, eylem gerekli
Avrupa ülkelerinin İsrail’i kınayan açıklamalarını da yetersiz bulan el-Husi, bu ülkelerin uzun süredir İsrail’e siyasi, askeri ve mali destek sağladığını hatırlattı. Washington’da yaşanan son olayların da İsrail’e karşı yükselen küresel tepkiyi bastırmak için kullanıldığını savundu. “Antisemitizm” söyleminin Filistin’e destek verenleri susturmak için araçsallaştırıldığını ifade etti.
Yemen’in saldırıları İsrail’i zorluyor
El-Husi, Yemen’in geçen hafta sekiz balistik ve hipersonik füze fırlattığını, bunlardan üçünün Tel Aviv’deki Ben Gurion Havalimanı’nı hedef aldığını söyledi. Bu saldırıların İsrail altyapısında etkili hasarlar oluşturduğunu, birçok havayolunun uçuşlarını askıya aldığını dile getirdi.
İsrail’de büyüyen paniğe işaret eden el-Husi, “Milyonlar sığınaklara kaçtı,” dedi ve bir ABD Temsilciler Meclisi üyesinin pazarda sirenler sırasında bir buzdolabına sığınmasını örnek verdi.
“Hudeyde saldırıları başarısız oldu”
Hudeyde limanlarına yönelik İsrail destekli hava saldırılarına da değinen el-Husi, 22 hava saldırısına rağmen Yemen’in direnişini sürdüreceğini vurguladı. Bu saldırıların, Yemen’in Gazze’ye verdiği desteği durduramayacağını belirtti. Liman çalışanlarını da öven el-Husi, tüm tehditlere rağmen görevlerini sürdürdüklerini söyledi.
Konuşmasının sonunda, bölgeden ayrılan ABD uçak gemisi USS Truman’a dikkat çeken el-Husi, bu ayrılışı “başarısızlık damgası” olarak nitelendirdi ve ABD’nin üç gelişmiş savaş uçağını kaybettiğini iddia etti.
