ŞİRİN EBU AKİLE'NİN DAVASI UCM'DE

Filistin Gazeteciler Sendikası, El Cezire'nin Filistinli gazetecisi Şirin Ebu Akile'nin davasının Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne intikal ettiğini duyurdu. 

Görüntülenme: 1136 Tarih: 23 Eylul 2022 14:24
ŞİRİN EBU AKİLE'NİN DAVASI UCM'DE

Şirin Ebu Akile, 11 Mayıs 2022'de Batı Şeria'nın Cenin kentinde bir İsrail askeri tarafından öldürülen Katar’ın El Cezire kanalının Filistin asıllı muhabiriydi. Filistinliler ve Katar'ın El Cezire kanalı, terörün kasıtlı olduğunu vurgularken, Siyonist İsrail ordusu bu cinayetin bir İsrail askeri tarafından işlendiğini kabul etmesine rağmen cinayetin  kasıtsız olduğunu iddia etti.
Siyonistler ve Filistinliler arasındaki askeri çatışmada sivillerin, özellikle gazetecilerin öldürülmesi, kasıtsız veya müstesna bir olay değil, sürekli ve organize bir süreçtir. Şirin Ebu Akile, gazetecilik yapan Filistinli bir sivil olarak Siyonist güçler tarafından hedef alındı. 2000 yılından bu yana 45 gazeteci Siyonist güçler tarafından şehit edildi ve Şirin Ebu Akile terörü de son olmayacak.
 Ceza Mahkemesi'ne bu suçla ilgilenme talebi, Şubat 2021'de yaptığı açıklamada, bu mahkemenin işgal altındaki topraklarda işlenen suçlarla ilgilenme yetkisini belirlemesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, mahkeme şimdi Şirin Ebu Akile suikastı konusunda yargı yetkisine sahiptir. diğer yandan Şirin Ebu Akile'nin şehadeti, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin geçen yıl Siyonistlerin suçlarını araştırmak ve soruşturmak için aldığı kararı daha ciddi bir şekilde takip etmesine neden olacak. 
Birleşmiş Milletler hukuk uzmanları daha önce yaptıkları açıklamada, El Cezire’nin Filistinli muhabiri  gazeteci Şirin Ebu Akile'nin bir basın yeleği  giydiği halde öldürülmesinin savaş suçu teşkil ettiğini açıklamıştı.


Bu davanın Ceza Mahkemesine gönderilmesi ile ilgili bir başka nokta da, 11 Mayıs'ta Cenin'de gazeteci Ebu Akile'nin meslektaşı "Ali Sammoudi"nin yaralanması ve diğer meslektaşları "Şazi Hanaişa"nın hedef alınma dosyasının Ebu Akile dosyasına eklenmesi ve her iki vaka ile ilgilenmesidir. Dolayısıyla bu davanın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yaşayan iki tanığı var. 
Bu davanın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevki, Siyonist rejimin ve onun yabancı destekçilerinin, özellikle Batılı destekçilerinin, bu davanın mahkemeye sevk edilmemesi için yoğun baskı uyguladığı bir durumda yapıldı. Ancak davayı Mahkemeye götürmek, Siyonist rejim ve destekçileri için bir yenilgi, Filistinliler için ise yasal bir zaferdir. Bu nedenle Siyonistler, geçen yıl işgal altındaki Topraklardaki gelişmelerle ilgilenmek için mahkemenin yargı yetkisinin tanınmasını şiddetle protesto ettiler.
Mahkeme tüzüğüne göre, Şirin Ebu Akile'ya suikast suçunu işleyen kişiyi cezalandırabileceği gibi, bu suçtan dolayı İsrail rejimi ordusunu da cezalandırabilir. Zira suçu işleyen asker, Siyonist rejim ordusu üyesidir ve rejim ordusu da bu cinayeti itiraf ediyor. Mahkemenin kişi ve kurumları cezalandırma yetkisi vardır ve kişilerin dokunulmazlığı bile cezaya engel olmayacaktır.
Gerçi davanın mahkemeye sevki Filistinliler için hukuki bir zafer olarak görülse de mahkemenin yasal işlemleri bile Siyonist rejim tarafından bu tür suçların tekrarlanmasını engelleyemeyecektir.
Zira bir yandan siyonist rejimin huyu cinayet işlemekken  diğer yandan Batılı güçler, özellikle Amerika bu rejimi desteklemektedir ve bu destek ise korsan rejimin uluslararası cezalardan kaçmasını sağlıyor.

parstoday

Yorumlar