SİYONİSTLER KUZEY KIBRIS'I AHTAPOT GİBİ SARIYOR (HABER ANALİZ)

Kuzey Kıbrıs’ta Siyonistlerin gayrimenkul ve arazi alımı Türkiye için yeni güvenlik sorunları yaratabilir. 

Görüntülenme: 699 Tarih: 21 Temmuz 2022 16:20
SİYONİSTLER KUZEY KIBRIS'I AHTAPOT GİBİ SARIYOR (HABER ANALİZ)

Bu günlerde Türkiye ile İsrail rejimi arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi süreci hızlandı. Siyonistlerle mali ve ticari işbirliği Türkiye’ye büyük masraf çıkardı.

Siyonistler hâlâ nankörlük huyundan vazgeçemiyor! Göstergeler Siyonist Rejim’in, Kuzey Kıbrıs’ta kurduğu yüzlerce ticari ve finansal şirket kisvesi altında sinsi eylemlere giriştiğini gösteriyor. Onlar bu şirketlerle siyasi ve güvenlik hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor.

Türk medyasının çoğu, hem hükümete yakın basın organları hem de muhalefet medyası, İsrail’in bu planı hakkında sessiz kaldı. Ancak İslamcı Saadet Partisi’nin yayın organı olarak bilinen Milli Gazete, İsrail'in bölgedeki sinsi planını ortaya çıkarmıştır.

İsrail Kuzey Kıbrıs'ta Ne Arıyor?

Türkiye'nin sondaj gemilerinin Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs kıyılarında yürüttüğü arama çalışmaları son dönemlerde enerji ve güvenlik uzmanlarının dikkatini çekmiştir. Ama gerçek şu ki Siyonistler bu konuda çok daha erken harekete geçti. Türkiye'den bir yıl önce iki Siyonist şirket Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile petrol ve gaz arama anlaşması sağlayarak faaliyetlerine başladı.

Siyonistler Türkiye'ye karşı etkin bir gizli koalisyon oluşturmak için yanlarına Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Suudi Arabistan'dan da gruplar getirdiler.

İsrail'in Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile siyasi, ekonomik ve güvenlik ilişkileri ivme kazandığı için eğitim havalimanının inşa projesi de Siyonistlere emanet edildi. Onlar Yunan savunma sanayiinin hisselerinin önemli bir bölümünü satın aldılar. Aynı zamanda Güney Kıbrıs'ta inşaat projelerini devralarak yerlerini sağlamlaştırdılar.

Siyonist İsrail’in Kıbrıs ve Yunanistan ile ilgili hedeflerine ilişkin olarak şu önemli noktalara değinilebilir:

1 . Kıbrıs adasının Doğu Akdeniz ve Türkiye'nin yanındaki jeopolitik ve jeostratejik konumu İsrail'in dikkatini çekmiştir ve bu stratejik konum İsrail'e istihbari faaliyetleri için önemli kolaylıklar sağlayabilir. Aynı zamanda Doğu Akdeniz'de daha fazla güç kazanmasına yolaçabilir.

2. Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesidir ve bazı NATO toplantılarına konuk olarak katılmaktadır. Ancak Yunanistan hem Avrupa Birliği hem de NATO üyesidir. Dolayısıyla, İsrail'in bu iki ülke ile dostluğu bazı siyasi imtiyazlar getirmekte ve Türkiye'yi dizginlemek için elverişli koşullar sağlayabilir ve birçok yönden Türkiye'yi oldu bitti durumuna sokmabilir.

3. Doğu Akdeniz'in petrol ve doğal gaz rezervleri, özellikle işgal altındaki topraklarda keşfedilen alanlar çok zengin olmasa da, İsrail sembolik olarak gaz ihracatını bir propaganda malzemesine dönüştürmenin peşinde.
Avrupa Birliği ile gaz ihracına ilişkin anlaşma imzalayan Siyonist Rejim Mısır'ı da yanında yer alarak İsrail'den gaz kondensatı transferi anlaşmasında rol oynamak ve kazanç sağlamak istiyor.

4. Siyonist Rejimin Kuzey Kıbrıs'taki hedefleri daha fazla istihbari ve güvenlik açısından karmaşıktır ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki etkisini kontrol etmek için güçlü bir araç haline gelebilir.

Bekir Şirin'in Milli Gazete yayınlanan ayrıntılı analizi, Siyonistlerin Kuzey Kıbrıs'ta kısa sürede çok sayıda arazi satın aldığını gösteriyor. Onlar hedeflerine ulaşmak için iki bölümden oluşan sinsi bir taktik kullanırlar:

A) Çok fazla ofisi ve arsası olan ve iflasın eşiğine gelen şirketleri tespit etmek.
B) Şirketi satın almak ve arazi mülkiyetini Yahudi vatandaşlara devretmek.

Bu yönetimle satın aldığı 2 bine yakın şirket üzerinden toprak edinen Siyonistler, Kuzey Kıbrıs'ta 25 bin dönüm civarında toprak satın almış durumda bulunuyor.

Kıbrıs’ta toprak satışının engellenmemesi halinde yavru vatanın, “Büyük İsrail Projesi”nin bir parçası olmasından endişe edilirken Kıbrıslı birçok vatansever söz konusu tehlikeye karşı durmaya çalışıyor. KKTC’nin Siyonizm’e yar olmaması adına çalışmalarda bulunan Kıbrıs vatandaşı H.K. gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kuzey Kıbrıs’ın bağımsızlığının tehlike altında olduğunu kaydeden H.K., yetkililerin söz konusu Siyonizm tehlikesiyle mücadele edemediğini söyledi. “Bugüne kadar ‘KKTC, Filistin olmasın!’ dendi ve Siyonistlere karşı bir mücadele yürütülmesi gerektiği belirtildi. Bunu büyük bir acıyla söylemeliyim ki; Kıbrıs’ın Filistin olmasına çok az kaldı. Eğer gerekli Siyonistlere karşı gerekli mücadele bir an önce başlatılmazsa Kıbrıs’ın da Filistin ile aynı kaderi paylaşmasından korkuyorum” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs’ta Yahudiler tarafından ciddi oranda toprak satın alınması olayının dehşet verici bir başka boyutu da bulunuyor. Buna göre 2014 yılında çok sayıda Yahudi’ye KKTC vatandaşlığı verilirken bu kişiler de toprak alımında bulunuyor. Bu kişiler, Kuzey Kıbrıs vatandaşı oldukları için istedikleri miktarda toprak satın alabiliyor.

Kıbrıs’ı sessizce adım adım işgal eden İsrail rejiminin satın aldığı toprakların büyük bir kısmının tarım arazisi olduğu da belirtiliyor. Yahudilerin Kıbrıs’ta toprak satın aldığı alanların başında Karpaz geliyor. Yakın süreçte Forbes dergisinde yayınlanan bir makalede Karpaz’da toprak satın almanın avantajlarından bahsedildiği biliniyor. Öte yandan Lefke de Yahudilerin toprak satın alımında bulunduğu alanlar arasında yer alıyor. Yahudilerin Lefke’de iki bin dönüm toprak satın aldıkları belirtilirken Gaziveren, Cengizköy, Bağlıköy ve Çamlıköy gibi bölgelerin de hedefler arasında yer aldığı kaydediliyor.

Türkiye İsrail Varlıklarının Koruyucusu Oldu

Türk güçleri yaklaşık elli yıldır Kuzey Kıbrıs’ta bulunuyor. Resmi istatistikler, 60 bin Türk ordusu ve polis teşkilatı mensubunun aileleriyle birlikte kuzey Kıbrıs'ta bulunduğunu gösteriyor.  Bu güçlerin tüm masrafları Ankara hükümetine aittir. Türkiye aslında Kıbrıslı Türkler için her yıl milyarlarca dolar harcayor.

Şimdi Kıbrıs'ta yaşayan İsrailliler on milyarlarca dolarlık gayrimenkulün sahibi ve sanki Türkiye, Siyonistlerin servetini bedava olarak koruyor.

Erdoğan hükümeti son yılda Siyonist İsrail ile ilişkilerini normalleştirmek için çok çaba sarf etmiştir.

Erdoğan hükümetinin hedeflerinden biri, İsrail ile normalleşme gölgesinde Doğu Akdeniz'de yeni doğalgaz kaynaklarını elde etmekti. Ama şimdi İsraillilerin doğrudan Avrupa Birliği ile çalıştığı ve bu anlamda Türklerin cebine para girmediği açık. Bunun yanı sıra Siyonistlerin Kuzey Kıbrıs’ta arazi alımı Türkiye için yeni güvenlik sorunları yaratabilir.

tesnim

Yorumlar