Son aylarda Recep Tayyip Erdoğan yönetimi dış politika alnında ciddi bir çark yaparak başka ülkelerle yıllardır süren gerginliklere son vermeye başladı. Türkiye en son Mısır, BAE ve Ermenistan’la ilişkilerini düzeltmeye başladı. Bu doğrultuda Erdoğan Şubat 2022’de BAE’ne gidiyor.

Öte yandan Türkiye ve Fransa diplomatları da ikili ilişkileri normalleştirme yolundaki engelleri kaldırmak için müzakere ediyor. Bu arada Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da korsan İsrail ile ilişkileri normalleştirmeye başladıklarını açıkladı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bu açıklamayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail ile ilişkileri hayati nitelediği açıklamasının ardından gündeme getirdi.

Bakan Çavuşoğlu 2021 yılının sonunda Ankara’nın başka ülkelerle diplomatik istişareleri ve ABD ve AB ile gerginlikleri giderme girişimleri hakkında açıklama yaptı. Türkiye’nin Batı’ya yönelik tutumuna temas eden Bakan Çavuşoğlu şöyle dedi:

Biz ilişkileri iyileştirmek için tüm çabamızı harcadık, ama maalesef AB aynı eğitimi sergileyemedi. Buna rağmen Fransa ile ilişkileri düzeltme müzakereleri devam ediyor. Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme müzakereleri de bu ülkenin Azerbaycan Cumhuriyeti ile savaşı sona ermesinin ardından devam ediyor.

Bakan Çavuşoğlu şöyle devam etti:

Biden yönetimi ile temaslar da arttı ve Amerika ile anlaşmazlıklarımızı gidermeye ve ilişkilerimizi iyileştirmeye çalışıyoruz. Biz ayrıca BAE, S. Arabistan, Bahreyn ve Mısır ile ilişkilerimizi normalleştirme doğrultusunda birçok girişimde bulunduk. İsrail ile diplomatik temaslarımız başlamıştır; tabi Türkiye’nin Filistin’le ilgili ilkelerini korumak kaydıyla. Biz İsrail’in yeni kabinesi ile istişarelere başladık ve bunu gerçekçi bir eğilim çerçevesinde yürütüyoruz.

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun katil rejim İsrail ile ilişkilerini iyileştirmekle ilgili sözleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam ülkelerinde hahamlar birliği üyeleri ve Türkiyeli bazı Yahudilerle görüşmesinde sarf ettiği sözlerin ardından gündeme geldi. Erdoğan o görüşmede, Tel aviv ile Ankara arasında Filistin konusundaki ihtilaflara rağmen iki tarafın iktisadi, ticari ve turistik alanlarla ilişkileri hızla gelişmekte olduğunu, bu ilişkiler bölgede güvenlik ve istikrar açısından hayati önem arz ettiğini ileri sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politika alanında başkaları ile ilişkilerini iyileştirme çabaları, Türk lirası son aylarda şimdiye kadar görülmemiş bir değer kaybı yaşadığı bir sırada gündeme geliyor. Erdoğan görüşmede Türkiye ile İsrail ilişkileri yakında normal sürece geri döneceğini belirtti. Erdoğan ayrıca KKTC’de Yahudilerin bir sinagog inşa etmelerine müsaade edeceğini belirtti.

KKTC’de Habad adlı bir Yahudi örgütün yarı gizli bir şekilde faaliyet yürüttüğü belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca Türkiye’de Yahudi karşıtlığına yer olmadığını ve Yahudi karşıtlığı ile İslam karşıtlığı ile mücadele edeceğini söyledi. Erdoğan Türkiye Holokast’ı inkar edenlerle mücadele konvansiyonunun üyesi olduğunu vurguladı.

Erdoğan’ın aralarında Rusya’da yaşayan Yahudilerin büyük hahamı Lazar’ın da aralarında bulunduğu çeşitli ülkelerin Yahudi hahamlarını ağırlaması şimdiye kadar görülmemiş bir hareketti. Görüşmede ilk kez Yahudilerin adabı ile hazırlanan Kaşer adlı bir yemek cumhurbaşkanlığı sarayında yapılarak servis edildi.

Aslında İshak Yusuf başkanlığında da bir grup siyonist İsrailli haham da Türkiye cumhurbaşkanlığı sarayına davet edilmişti, fakat Tel aviv rejimi OMICRON yüzünden Türkiye’ye seyahat yasağı uyguladığından İsrailli haham heyeti bu görüşmeye katılamadı.

Bu görüşme Erdoğan’ın İsrail ile ilişkileri normalleştirme yönünde gönderdiği ikinci sinyal oldu. Bundan önce Erdoğan İsrail Cumhurbaşkanı İshak Hertzug’u telefondan arayarak ikili ilişkilerin iyileştirilmesine vurgu yaptı.

Türkiye İsrail ilişkileri korsan İsrail’in eski Başbakanı Benyamin Netanyahu döneminde bozuldu, fakat iki taraf Ankara ve Tel aviv’deki siyasi temsilciliklerini açık tutarak iktisadi ve ticari ilişkilerini sürdürdü. Türkiye ve İsrail en son Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki savaşta Azerbaycan Cumhuriyeti cephesinde yer aldı. Türkiye bu savaşta Azerbaycan Cumhuriyeti’nin büyük hamisiydi. Bakü yönetimi ayrıca bu savaşta İsrail yapımı silahları ve teçhizatı kullandığı için Tel aviv’e teşekkür etti. Bu iş birliği Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerden gerginliği gidermek üzere atılan bir adım oldu.

Türkiye İsrail ilişkileri 2010 yılında siyonist komandoların Filistin’e insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine bakın düzenlemesi ve 9 Türk barış aktivistini katletmesi üzerine kesilmişti. Bu cinayetin ardından taraflar büyükelçilerini geri çekti.

Yine 2018 yılında da Ankara ile Tel aviv ilişkilerinde ABD yüzünden bir gerginlik meydana geldi. ABD dönem Başkanı Donald Trump Beytulmukaddes’i İsrail’in resmi başkenti tanıdığını ilan ettikten sonra Türkiye tekrar İsrail’deki büyükelçisini geri çağırdı, Tel aviv de misillemede bulundu. Bu yılın Kasım ayının başlarında da İsrailli bir çift Erdoğan’ın sarayını görüntüledikleri gerekçesiyle bir hafta tutuklandı. Türkiye yönetimi onları casusluk yapmakla suçladı, ancak İsrail suçlamaları reddetti.

Ankara’nın Erdoğan’ın gerginlik yaratan politikalarından çark etmesi, Türkiye iktisadi açıdan hiç de iyi şartlarda olmadığı bir döneme denk geliyor. Türkiye ayrıca NATO üyeleri ve birçok bölge ülkeleri ile soğuyan ilişkileri yüzünden daha da inzivaya itildiği anlaşılıyor. Bu yüzden Ankara’nın şimdi eski tutumundan geri adım atmak zorunda kaldığı ve bölge ülkelerine karşı barışçıl bir tutum izlemeye başladığı ifade ediliyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail ve bölgedeki bazı Arap rejimlerle ilişkilerini iyileştirmesi Türkiye’nin çıkarlarını temin edeceğini ve bölgede nüfuzunu arttıracağını zannediyor. Ancak gözlemciler Türkiye’nin Araplara karşı barışçıl tutumu aralarında bir ittifakla sonuçlanmayacağını ve bu durum sadece aralarındaki soğuk savaşa son verebileceğini belirtiyor.

Gerçekte Türkiye artık geçmiş yıllarda olduğu gibi Arap ülkeleri arasında pek önemsenmiyor ve hatta Filistin kozunu kullanması da eski itibarını kazanmasına yardımcı olmadığı anlaşılıyor.

Öte yandan siyonist rejim İsrail de şimdiki şartlarda Türkiye ile ilişkilerinde gerginliklerin giderilmesinin ötesinde bir beklentisi bulunmuyor ve Doğu Akdeniz doğal gaz sahalarında Türkiye’ye taviz vermemekte kararlı olduğu biliniyor.

parstoday