DOĞU PERİNÇEK: ABD'NİN İÇİNDEKİ KAVGALAR FİLİSTİN'İN YARARINADIR

IQNA’ya konuşan Türkiye Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Trump ve Biden dışında bir de yoksullaşan, işsizlik tedidi altında olan ve sağlık hizmeti alamayan bir Amerika halkı var. ABD’de üçüncü bir güç yavaşa yavaş filizleniyor" dedi. 

Görüntülenme: 1578 Tarih: 19 Ocak 2021 19:53
DOĞU PERİNÇEK: ABD'NİN İÇİNDEKİ KAVGALAR FİLİSTİN'İN YARARINADIR

Dünyada önemli gelişmeler yaşanmaktadır. ABD Kongresi’ndeki olaylar, seçimleri kaybeden Trump’ın bazı sosyal medya hesaplarının askıya alınması, İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşim birimlerini inşa etme planının açıklanması ve diğer önemli konular uluslararası gelişmelerin yeni bir aşamaya geldiğini gösteriyor.

IQNA Haber Ajansı muhabiri bazı Arap ülkelerin İsrail’le normalleşme süreci, ABD başkanlığına seçilen Joe Biden’in dış politikası ve Amerika’daki son olaylar hakkında Türkiye Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Aşağıdaki yazıda Doğu Perinçek’in IQNA’nın sorularına verdiği yanıtları okuyabilirsiniz:

İsrail ile ilişkilerini normalleştiren bazı bölge ülkeleri bu kararın Filistin halkının yararına olduğunu ileri sürmektedirler. Oysaki bölgedeki gelişmelere baktığımızda İsrail’in saldırgan tavırlarının daha da arttığını görüyoruz. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kesinlikle Filistin halkının yararına değildir. Bölge ülkelerinin ilişkilerini normalleştirme olayı diplomatik ilişkinin ötesinde İsrail’e karşı bir yumuşama ve Amerika ile İsrail’in planlarına ödün veren bir uygulama olarak kendisini gösteriyor. Onun için bu normalleşmeleri kesinlikle Filistin halkının yararına görmüyoruz. Ama Amerika’daki gelişmeler Filistin halkının yararına. Yani Amerika’nın büyük bir kargaşalığa doğru sürüklenmesi, Amerika’nın içindeki kavgalar, Biden’in salgırgan çizgisinin aynı zamanda halk tarafından bir kuvvetli tepkiyle karşılanması ve Amerika devletindeki çözülmeler ve zaaflar bölge halklarının, bölge devletlerinin ve aynı zamanda Filistin’in yararınadır.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin konusunda sözde “Yüzyılın Anlaşması” ve “ABD Büyükelçiliğin Kudüs’e taşınması” gibi birçok tartışmalı kararlar aldığını biliyorsunuz. Sizce Biden’in başkanlığı döneminde ABD’nin Filistin politikası nasıl bir seyir izleyecektir?

Biden Amerika’nın eski geleneksel saldırgan politikasını temsil ediyor. Biden ve Trump ikisi de emperyalist Amerika’nın hakim sınıfları içindeki seçenekler. İkisi de emperyalist Amerika’yı temsil ediyor. Biden okyanuslardan dünyaya namlusunu, tırnaklarını gösteren Amerika’nın temsilcisi. Bunu zaten açıkça söylüyor. Trump bir anlamda yenilgiyi kabul eden Amerika. Yani diyor ki 8 trilyon doları Ortadoğu çöllerine gömdük. Bir bakımdan bizim içimize dönüp ekonomimizi kurtarmamız lazım. Biden ise hala eski Nixon, Johnson, Obama vs... onlardan kalan saldırgan ve şiddete dayalı politikaları sürdürme hevesinde. Ama şunu görmemiz lazım: Bu ikisi arasındaki kavgadan büyük kitle hareketleri de ortaya çıktı. Bir buçuk milyon insan gidip kongre binasını sardı. Amerikan halkı da ortaya çıkmaya başladı. Oradan üçüncü bir gücün filizlenme ihtimali de önümüzde durmaktadır. O bakımdan bu gelişmeler bölge halklarının lehinedir.

Amerika’nın bu yenilgisinde İran, Türkiye, Irak, Suriye ve Rusya’nın bölgede Amerika’ya direnişi çok önemli bir rol oynadı. Yani onun Kürdistan planını, ikinci İsrail planını hep beraber bozduk. 2017 yılı sonbaharında Kürdistan güya ilan edilecekti, ama Türkiye, İran, Irak, Suriye işbirliği yaptı ve Rusya da onları destekledi. Amerika ve İsrail bu planı harekete geçiremedi. Gene Suriye’nin silahlı direnişi çok olumlu bir rol oynadı. Yani Amerika, Suriye'yi parçalayamadı. Parçalarsa oradan Kürdistan için bir parça çıkartacaktı. O da olmadı. Türkiye’nin PKK’ya karşı mücadelesi yine etkili oldu. İran ve bölge devletlerinin Amerika’ya direnişi sonuç itibariyle Amerika ve İsrail planlarını bozdu. O bakımdan gelişmeler son derece umut vericidir ve hepimiz iyiyimseriz.

ABD’de üçüncü bir gücün ortaya çıkışından bahsettiniz. Lütfen bu konuyu biraz daha açıklayabilir misiniz?

Evet, üçüncü bir güç yavaş yavaş filizleniyor. Yani Trump ve Biden dışında bir de yoksullaşan, işsizlik tedidi altında olan, işini kaybeden, arabasına benzin dolduramayan, korona ortamında tedavi göremeyen, sağlık hizmeti alamayan bir Amerika halkı var. Bu halk da hoşnutsuz olduğu için meydanlara çıkıyor. Bunlar şimdi biraz Trump’ın yanında gibi gözüküyor ama aynı zamanda Trump’ın da tam kontrolünde değil. Dikkat ederseniz Trump bunlara evinize dönün diyor. Ama onlar gidip kongreyi işgal ediyorlar. Trump bunların taleplerine cevap verebilir konumda değil. Onun için bir üçüncü gücün de yavaş yavaş ortaya çıktığı söylenebilir. Bu daha çok bir halk gücü.

Sizce İsrail’in tehlikeli planlarına karşı bölge ve İslam ülkelerinin görevi nedir?

Hepimizin birlikte Amerika ve İsrail’e karşı bir cephe tutmamız lazım. Yani Türkiye ve İran başta olmak üzere Suriye, Irak, Lübnan ve diğer Batı Asya ülkeleri olarak ortak bir cephe tutmamız gerekir. Çünkü Amerika ve İsrail hepimize yönelik tehditlerdir. İkinci bir İsrail planı var. Ama onu büyük ölçüde bozguna uğrattık. Kürdistan adı altında ikinci bir İsrail kurmaya kalktılar. Öte yandan biraz evvelden sizin de söylediğiniz gibi Yüzyılın Anlaşması diye ortaya attıkları, Filistin’i ortadan kaldırmak ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapmak isteyen bir plan var. Bu plana karşı da birleşmemiz lazım. Eğer biz bir olursak aynı Kürdistan planını bozduğumuz gibi Amerika ve İsrail’in Filistin’e yönelik tehditlerini de kesinlikle savuştururuz.

Neden bazı dünya ülkeleri ve uluslararası kurumların İsrail’in planlarına karşı çıkmasına rağmen İsrail yayılmacı politikasını sürdürmekten çekinmiyor. Örneğin bildiğiniz gibi son günlerde Batı Şeria’da yeni yerleşim birimlerini inşa etmeyi planladığını açıklamıştır. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Karşısında demek ki kuvvetli bir direnç görmüyor. Bu bizim cephenin bir zaafı olarak tespit edilebilir. İkincisi aynı zamanda bizi yokluyor, sınıyor. Bakıyor karşısında bir mukavemet, bir direnme olacak mı? Bizi deniyor. Bu bakımdan da bizim dikkatlı olmamız lazım. İsrail’in attığı bu adımlara karşı daha en baştan kararlı tavır alırsak arkası gelmeyecektir ve İsrail de ısrar edemeyecektir. Çünkü İsrail’in arkasında esas güç olan Amerika Birleşik Devletleri şu anda çok büyük zorluklarla karşı karşıya. İç çatışmalar çıktı ve bu devam edecek. Amerika’daki iç çatışmalar ve kargaşalar bitmeyecek. Çünkü bunun objektif bir temeli var. Amerika’nın ekonomisi zayıfladı ve doların saltanatı çöktü.

Amerika silahlı güçlerinin karşısında direnen ve onu dengeleyen önemli silahlı güçler oluştu. Bu ortamda Amerika eskisi kadar saldırgan bir politika izleyemez duruma geldi. Çünkü Amerika çıkmaza girdi. Bunu da Trump zaten itiraf etti. Dedi ki biz 8 trilyonu çöle gömdük ve bu saldırgan politikanın devam etmesi hem Amerika ekonomisine çok ağır zarar verecek hem de başarılı olma şansı yok. Bu durumda İsrail’in arkasında çok etkili bir Amerika görmüyoruz. Dolayısıyla bizim daha cesur ve kararlı olmamız lazım. İsrail’in attığı her adıma da kararlılıkla cevap vermemiz gerekir.

Amerika’daki gelişmeler çok çok önemli. ABD bir çıkmaza girmiştir. Amerika’nın dünya hakimiyeti iddiaları iflas etmiştir ve Amerikan sistemi yürümüyor. Amerika Birleşik Devletleri 1945’te ikinci dünya savaşından parlayarak çıkmıştı. Ama o devir artık bitmiş bulunuyor. Bu nedenle biz bölge ülkeleri özellikle İran ve Türkiye olarak çok cesur ve çok kararlı siyaset izleyeceğimiz bir döneme giriyoruz. 

iqna.ir

Yorumlar