HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin bu süreçte darbe almasını fırsata dönüştürmek isteyen ABD'nin, Türkiye'yi tekrar kirli emellerine alet etmeye çalıştığı tespitinde bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, yaptığı haftalık dış gündem değerlendirmesinde; 34 ülkenin dahil olduğu İslam Ordu'sunun işlevi, yeterli tepki almayan yüzyılın ihanet anlaşması ve Türkiye-Suriye arasındaki gerginliğe ilişkin önemli açıklamalarda ve çağrılarda bulundu.
İşgalci ABD Başkanı Trump'ın ilan ettiği yüzyılın ihanet anlaşmasının İslam dünyasından yeterli tepkiyi görmediğine dikkat çeken Sağlam, yüzyılın ihanet anlaşmasını akim bırakmanın temel yolunun Filistin meselesine yönelik duyarlılığın yitirilmemesi olduğunu açıkladı.
34 ülkenin dahil olduğu İslam Ordu'sunun işlevine de değinen Sağlam, Müslümanların en temel ve öncelikli gündeminin Kudüs'ün kurtarılmasını hedefleyen bir askeri birliğin faaliyete geçirilmesi gerektiği çağrısında bulundu.
"İslam Ordusu'nun önceliği Kudüs'ün özgürlüğü olmalıdır!"
14 Aralık 2015 tarihinde Suudi Arabistan tarafından kuruluşu açıklanan ve 34 ülkenin dahil olduğu "İslam Ordusu"nun ortak koordinasyon merkezinin Ramazan ayında kurulacağı açıklamasını değerlendiren Sağlam, "Mezhebi ihtilaflar ve ideolojik düşmanlıkların aktif olduğu bir süreçte bu ordunun aktifleştirilmesinden ve askeri ittifakın güçlendirilmesinden önce İslam ülkeleri, ihtilafları bir kenara bırakarak güçlü bir siyasi birlik oluşturmaya ağırlık vermelidir." dedi.
İslam ordusu bileşenlerinin işgal rejimiyle saldırmazlık anlaşması adımlarının kaygı verici olduğu değerlendirmesinde bulunan Sağlam, "İslam ordusuna öncülük eden ülkelerin işgal rejimiyle normalleşme adımlarından sonra şimdi de saldırmazlık anlaşması ve Bahreyn Çalıştayı benzeri bir zirve hazırlığı içerisinde oldukları görülmektedir. İşgal rejiminin bölge ülkelerine yönelik açık saldırıları ortadayken İslam ordusu bileşenlerinin işgal rejimiyle saldırmazlık anlaşması adımları kaygı vericidir. İstikrarsızlığın temel kaynağı desteklenirken askeri operasyonların temel hedefi Müslümanlar olacaktır. Bu sebeple öncelikle tüm bölge ülkelerinin dahil olduğu bir zirveyle mezhebi ve ideolojik ihtilaflar bir kenara bırakılarak birlik oluşturulmalı, akabinde Müslümanların en temel ve öncelikli gündemi olan Kudüs'ün kurtarılmasını hedefleyen askeri birlik faaliyete geçirilmelidir." ifadelerini kullandı.
Yüzyılın ihanet anlaşması
Yüzyılın ihanet anlaşmasının yeterli tepkiyi görmediğine dikkat çeken Sağlam, "Filistinlileri kimliksizleştirmeyi ve topraksızlaştırmayı hedefleyen, Kudüs'ü işgal rejimine bırakan ve direniş gruplarını pasifize eden bu sözde barış planına karşı Müslüman kamuoyu ve yönetici sınıfının sessizliği endişe vericidir. Suni gündemlerle ayrıştırılan ve gündemi değiştirilen İslam dünyası, Müslümanların en temel meselesi olan Filistin meselesinden uzaklaşmıştır. Bunun sonucunda işgal rejimiyle normalleşme adımları atılabilmiş ve işbirlikçi ülkeler tarafından Filistin halkı işgal rejiminin insafına terkedilmiştir." dedi.
İşgal rejimi ile normalleşme adımlarının durdurulması çağrısında bulunan Sağlam, "Yüzyılın ihanet anlaşmasını akim bırakmanın temel yolu, Filistin meselesine yönelik duyarlılığın yitirilmemesidir. Bu doğrultuda işgal rejimi ile normalleşme adımları derhal durdurulmalı, her türlü ticari ve siyasi ilişki sona erdirilmelidir. İşgal rejiminin güvenliğini sağlamak için derinleştirilen istikrarsızlığı sona erdirmenin temel yolu işgal rejimine karşı somut ve caydırıcı adımların atılmasından geçmektedir." diye kaydetti.
"Türkiye-Suriye savaşı bölgenin en büyük felaketi olur"
Soğuktan donarak hayatını kaybeden İman Ahmet Leyla ismindeki kız çocuğunun vicdan sahibi insanların yüreğini dağladığını söyleyen Sağlam, "Soçi mutabakatı Suriye'de siyasi çözüm için bir umut olarak belirmişti. Son haftalarda bu mutabakatın rafa kaldırılması, Türkiye ve rejim güçleri arasında lokal çatışmaların topyekûn bir savaşa dönüşme ihtimali, Rus ve rejim uçaklarının İdlib'i hedef gözetmeden bombalamaya devam etmesi büyük endişe doğurmuştur. Okulların, hastanelerin ve savaştan kaçan sivillerin vurulması kabul edilemez. Kışın çok çetin geçtiği bu günlerde bombardımanlarla insanların evlerini terk etmeye zorlanması barbarlıktır. Ailesiyle birlikte mülteci durumuna düşen bir buçuk yaşındaki İman Ahmet Leyla adındaki kız çocuğunun gözleri açık bir şekilde soğuktan donmuş hali sadece bizlerin değil, vicdan sahibi bütün insanların yüreğini dağlamıştır." ifadelerine yer verdi.
"ABD Türkiye ve Suriye arasındaki süreci fırsata dönüştürerek kirli emellerine alet ediyor"
Son olarak, Türkiye'nin Suriye ile bir savaşa girmesinin felaketler doğuracağına dikkat çeken Sağlam, "Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin bu süreçte darbe almasını fırsata dönüştürmek isteyen ABD, Türkiye'yi tekrar kirli emellerine alet etmeye çalışmaktadır. ABD ve Rusya'nın defterinde 'dostluk ve müttefiklik' diye bir kavram yoktur. 8 yıllık Suriye serüveni, ABD ve Rusya'nın çıkarları doğrultusunda Suriye'deki mevcut halin bir tercihe dönüştürdüğünü ortaya çıkarmıştır. Bu realitede Türkiye'nin Suriye ile bir savaşa girmesi, ABD ve Rusya'nın çıkarlarına hizmet etmekten başka bir sonuç doğurmayacak ve bu coğrafyanın felaketi olacaktır. Hükümet, Türkiye'yi bölge ülkeleri ile savaştırmak isteyen odakları görmek ve kirli oyunu bozmak zorundadır. Bu nedenle bütün tarafları Soçi ve Astana'da varılan mutabakata uyma ve siyasi çözümü sonuna kadar zorlamaya davet ediyoruz." şeklinde ifade etti. (İLKHA)