BDS Türkiye, 2009 yılında gönüllü bireylerin girişimi ve otuzu aşkın kitle örgütü, siyasal inisiyatif, sendika ve kurumun destek açıklamasıyla, Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi adıyla kuruluşunu ilan etti. Girişim’in ilanı, İsrail’in 2008 yılında gerçekleştirdiği, 22 gün süren, arkasında 1500’ün üzerinde ölü ve 5300’ün üzerinde yaralı bırakan ve Gazze’yi bir enkaza dönüştüren “Dökme Kurşun” saldırısının birinci yıl dönümüne denk getirilmişti.
BDS Türkiye’den Selim Sezer, gönüllülük esası temelinde çalışmalar yapan platformun işleyişini şöyle anlatıyor: “Çalışmalarda yer alan kişiler, maddi ya da başka türden bir karşılık gözetmeksizin ve katı zorlayıcı kurallar olmaksızın gönüllü olarak yer alır. Hareketin her gönüllüsü, üzerine aldığı görevleri yerine getirme sözü verir. Bunun dışında daha sınırlı ve süreksiz bir şekilde çalışmanın destekçisi konumunda olan kişiler de mevcuttur. Gönüllü ve destekçiler farklı yaşlardan, meslek gruplarından, hatta ‘belli ilkeleri ihlal etmemek ve özellikle her türlü ayrımcı eğilimi reddetmek kaydıyla’ farklı ideolojilerden olabilmektedir. Hiyerarşik mekanizmalar yoktur ve kararlar kolektif olarak, tercihen konsensüs yoluyla alınır.”
10 Yıldan Kesitler…
BDS Türkiye’nin, “bireysel katılım” ve “siyasi partilerden bağımsızlık” konularını temel çalışma ilkeleri haline getirmiş bir oluşum olduğunu da vurgulayan Sezer, “Faaliyetlerinin gerektirdiği ölçüde çeşitli siyasi partilerle temaslarda bulunabilir, destek ve işbirliği talebinde bulunabilir, yahut İsrail ve kurumlarıyla işbirliğine girdikleri ölçüde iktidar veya muhalefet partilerini eleştirebilir, teşhir edebilir. Ancak hiçbir siyasi partiyle ya da oluşumla organik bir bağ kurmaz. Bu kapsamda ayrıca, bir siyasi parti ya da oluşumun üyesi olan gönüllüler BDS Türkiye’de kendi kurumlarının temsilcisi sıfatı taşımaksızın, sadece bireysel düzlemde yer alırlar.” şeklinde açıklıyor.
Cezayir Toplantı Salonu’nda 28 Aralık günü düzenlenecek onuncu yıl etkinliğinin amacının, BDS Türkiye’nin Filistin dostlarıyla bir araya gelmesi ve işgal gerçekliği hakkında farkındalık oluşturma amacı taşıdığını belirten Sezer, “Bunun dışında etkinliğin parçası olan sergiyle, katılımcılara 10 yıllık faaliyet geçmişimizden kesitler sunulacak, ayrıca yapılacak konuşmalarla bugüne kadar yaptıklarımız ve ileriye dönük hedeflerimiz anlatılacak. Bu etkinliğin bir diğer amacı ise, gazeteci, akademisyen, sendikacı, milletvekili gibi sıfatlar taşıyan ve yakın zamanda BDS’yi ve BDS Türkiye’yi prensip düzeyinde desteklediğini ilan eden kişilerin desteklerinin kamuoyuyla paylaşılması olacak.” Dedi.
Sezer, BDS Türkiye’nin önümüzdeki dönem hedeflerini ise şöyle anlatıyor: “Öncelikle, uluslararası BDS hareketinin hedeflerine ve kampanyalarına paralel olarak, yalnızca İsrail menşeli ürünlere karşı değil, yanı sıra ve daha öncelikli olarak İsrail’in Filistin’deki yasadışı işgaliyle fiili işbirliği ve suç ortaklığı bulunan uluslararası kurum ve şirketlere ve bunların Türkiye’deki kollarına karşı boykot çağrılarımız ve kampanyalarımız devam edecek. İkinci olarak, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gelişmeler dikkatle takip edilecek ve geçmişte olduğu gibi, ikili anlaşmaların iptali ve işbirliklerinin sonlandırılması talebi çeşitli platformlarda dillendirilecek. Üçüncü olarak da boykot, Filistin sorunu, işgal gerçekliği ve İsrail olgusu hakkında toplumu bilgilendirme amaçlı yeni çalışmalar yapılacak. Şu ana kadar bu kapsamda iki somut çalışma belirlendi. Biri, kültürel ve akademik boykottan, BDS’nin faaliyetleri ile geçmişte Güney Afrika’daki apartheid rejimine karşı yürütülen boykot faaliyetleri arasındaki paralelliklere kadar farklı temaların masaya yatırılacağı bir uluslararası konferans olacak. Diğeri ise İsrail kurumları, partileri ve siyaseti hakkında, konunun uzmanlarının katılımıyla ve herkese açık olarak düzenlenecek, uzun erimli bir araştırma atölyesi olacak.”
BDS Hareketi Hakkında
Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (Boycott, Divestment and Sanctions – BDS), 2005 yılında yüzü aşkın Filistinli sivil toplum kuruluşunun çağrısıyla oluşturulan ve geride bıraktığımız on beş yıla yakın süre zarfında önemli başarılar elde eden uluslararası bir kampanyanın ve hiyerarşik olmayan sivil bir hareketin adıdır
Bölge ve dünya genelinde Filistin sorununa ilişkin farklı çözüm perspektiflerini ve programları benimsemiş kişi ve kurumlar tarafından desteklenen uluslararası BDS hareketinin ortaklaştığı üç asgari hedef şunlar:
İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği topraklardan tümüyle ve koşulsuz olarak geri çekilmesi
İsrail vatandaşı Filistinli Araplara yönelik ırkçı-ayrımcı uygulamalara son verilmesi
Birleşmiş Milletler’in 194 sayılı kararının uygulanmasıyla Filistinli mültecilerin geri dönüş
hakkının hayata geçirilmesi.
sivilsayfalar.org