Gazze Sağlık Bakanlığı, 26 Ağustos Salı günü yaptığı açıklamada, siyonist İsrail’in aç bırakma politikasının yol açtığı yetersiz beslenme nedeniyle üç kişinin daha şehit olduğu bildirdi.
Filistin Enformasyon Merkezi'nin haberine göre, bakanlığın günlük raporuna göre ölenlerin tamamı yetişkinlerden oluşuyor. Böylece açlık kaynaklı ölümlerin sayısı 303’e çıkarken, bu kişilerin 117’sinin çocuk olduğu kaydedildi.
Gazze’deki insani kriz, süregelen kuşatma, gıda ve ilaç kıtlığı nedeniyle her geçen gün derinleşiyor. İnsan hakları örgütleri, 7 Ekim 2023’ten bu yana uygulanan politikaları sivillere karşı yürütülen sistematik bir soykırım olarak nitelendiriyor.
İsrail makamları, 2 Mart 2025’ten bu yana Gazze sınır kapılarını kapatarak yardım girişlerini büyük ölçüde engelliyor. Bu uygulama, bölgede kıtlığın yayılmasına ve binlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden oldu. Sağlık Bakanlığı, insani yardım konvoylarının kasıtlı olarak kısıtlanmasının, kritik tedavi ve kurtarma çalışmalarını imkânsız hale getirdiğini vurguluyor.
Birleşmiş Milletler’den de konuya dair açıklamalar geldi. BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stéphane Dujarric, New York’ta yaptığı basın toplantısında, işgal güçlerinin pazar günü için planlanan 15 yardım misyonunun 8’ini reddettiğini, kalan 7’sinin ise sahada engellendiğini açıkladı.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), devam eden bombardımanların ve sağlık merkezlerine yönelik saldırıların hem can kayıplarını artırdığını hem de kritik altyapıyı ağır hasara uğrattığını bildirdi.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ise Mart–Haziran 2025 döneminde, 5 yaş altındaki çocuklarda yetersiz beslenme oranlarının iki katına çıktığını duyurdu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) da bu durumu teyit ederek, bölgede her beş çocuktan birinin akut yetersiz beslenme yaşadığını açıkladı.
Uzmanlara göre, sivillerin aç bırakılması ve insani yardımların bilinçli şekilde engellenmesi, uluslararası hukuk açısından savaş suçu ve insanlığa karşı suç kapsamına giriyor.
Tüm bu gelişmeler, Gazze’deki ağır insani tablonun boyutlarını ortaya koyuyor. Aç bırakma politikası, kesintisiz hava saldırılarıyla birleşerek özellikle çocuklar ve yaşlıların yaşamını doğrudan tehdit ediyor.
