HTŞ lideri Ebu Muhammed El Colani'nin, siyonist İsrail’le gerilimi azaltma amacıyla önemli bir diplomatik jestte bulunduğu ortaya çıktı.
YDH'nin haberine göre, Reuters’a konuşan üç farklı kaynak, HTŞ’nin, ünlü İsrailli casus Eli Cohen’e ait kişisel eşya ve belgeleri İsrail’e teslim ettiğini bildirdi. Bu hamlenin, hem İsrail ile düşmanlığı yumuşatma hem de dönemin ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik “iyi niyet göstergesi” olarak planlandığı ifade edildi.
Siyonist İsrail yönetimi, geçtiğimiz pazar günü yaptığı açıklamada, Eli Cohen’e ait belgeler, fotoğraflar ve kişisel eşyaların ellerine ulaştığını duyurdu. Mossad, bu arşivin ele geçirilmesinde ismi açıklanmayan bir yabancı istihbarat teşkilatıyla iş birliği yaptıklarını belirtti.
Suriye’deki güvenlik kaynaklarından biri, HTŞ lideri Colani’ye yakın bir danışman ve sürece dair bilgi sahibi olan bir başka kişiyle birlikte Reuters’a yaptığı açıklamada, söz konusu arşivin İsrail’e doğrudan değil, dolaylı bir şekilde Colani’nin talimatıyla gönderildiğini aktardı. Kaynaklara göre bu adım, “iyi niyetin göstergesi” olarak planlandı.
Reuters’ın ulaştığı bilgiler, Colani’nin bu teslimatla hem İsrail’le olan gerginliği azaltmak hem de Trump yönetimi nezdinde güven inşa etmek istediğini ortaya koyuyor.
Irkçı İsrail uzun süredir Cohen’in naaşının peşindeyken, Mossad yetkilileri arşivin teslim alınmasını “ahlaki bir zafer” olarak tanımladı. Zira bu belgelerin Suriye istihbaratının elinde onlarca yıldır saklandığı biliniyordu.
Öte yandan katil Netanyahu’nun ofisi, Beyaz Saray yetkilileri ve Suriye yönetimi, arşivin İsrail’e ulaştırılması süreciyle ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi.
Suriye güvenlik çevrelerinden edinilen bilgilere göre, HTŞ’nin Aralık ayında Esad rejiminin kontrolünü ele geçirdiği bölgelerde, devlet güvenlik kurumlarının birinde Cohen’e ait dosyalara ulaşıldı. Colani ve ona danışmanlık yapan bazı yabancı aktörlerin, bu materyali stratejik bir araç olarak kullanmaya karar verdikleri belirtildi.
Bu süreci yakından izleyen bir kaynak, Cohen arşivinin İsrail açısından büyük bir sembolik değere sahip olduğunu ve bu tür bir jestin “diplomatik sahada önemli bir mesaj” taşıdığını ifade etti.
Reuters ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri’nin, İsrail ile Suriye arasında “güven artırıcı önlemleri” içeren gizli temasların yürütülmesini sağlayan bir arka kanal oluşturduğunu aktardı.
Söz konusu görüşmelere dair bilgi sahibi başka bir kaynak ise, Şam yönetiminin bu temaslar çerçevesinde yalnızca Cohen arşivini değil, 1980’li yıllarda Lübnan’da Suriye güçleriyle yaşanan çatışmalarda öldürülen üç İsrail askerinin naaşlarını da iade etmeyi kabul ettiğini belirtti.
Geçtiğimiz hafta, bu askerlerden biri olan Zvi Feldman’ın cenazesinin İsrail’e getirildiği İsrail makamları tarafından doğrulandı.