Yemen’in başkenti Sana’daki Uluslararası Havalimanı, İsrail tarafından düzenlenen son saldırıda ağır hasar aldı.
Sana Havalimanı Müdürü Halid eş-Şayef, salı günü gerçekleşen saldırının ardından yaptığı açıklamada, maddi kaybın ilk belirlemelere göre 500 milyon doları bulduğunu duyurdu.
Şayef’in verdiği bilgilere göre, işgalci İsrail ordusu havalimanını “doğrudan ve panik hâlinde” hedef aldı. Yüksek yıkım gücüne sahip yasaklı füzelerin kullanıldığı saldırıda, hem altyapı hem de tesislerin büyük bölümü yok edildi.
Saldırı sırasında ana uçuş pisti dört füze ile vurulurken, yer yer 20 metre derinliğinde çukurlar oluştu. Yedek pist de benzer şekilde hedef alındı. Havalimanının geliş-gidiş salonları tamamen tahrip olurken, uçak yakıt ikmal biriminin de yerle bir edildiği bildirildi.
İsrail’in saldırılarında toplam altı yolcu uçağının bombalandığını belirten Şayef, bunlardan üçünün Yemen Hava Yolları’na ait Airbus A320 tipi, birinin A330 tipi, bir diğerinin ise es-Saide Havayolları filosuna ait olduğunu açıkladı. Yemen Hava Yolları'nın Ürdün’de bulunan ve Sanaa’ya gönderilmek üzere hazırlanan yalnızca bir uçağı kaldığı belirtildi.
Maddi hasarın boyutunu değerlendirmek için çarşamba günü teknik ve hukuki uzmanlardan oluşan bir ekibin havalimanına ulaşması bekleniyor.
Ulaştırma Bakanlığı’nın, daha önce 26 Aralık 2024’te gerçekleştirilen benzer bir saldırının ardından, Sanaa Havalimanı için geçici alternatifler üzerinde çalıştığını belirten Şayef, bu alternatiflerin yakında kamuoyuna açıklanacağını ifade etti. Söz konusu çözümler, havalimanı tekrar faaliyete geçene kadar devreye alınacak.
Öte yandan Şayef, İsrail’in havalimanı içinde füze rampaları bulunduğuna dair iddialarına da sert tepki gösterdi. Bu iddiaların asılsız olduğunu dile getiren Şayef, havalimanının tamamen sivil bir tesis olduğunu ve her gün Ürdün ile yapılan ticari uçuşlara ev sahipliği yaptığını vurguladı. Ayrıca, BM personelinin uçuşlarının da bu havalimanını kullandığını hatırlattı.
Son olarak Şayef, Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin, askeri teçhizat ve fırlatma sistemlerini yoğun sivil alanlardan uzak, dağlık ve korunaklı bölgelerde konumlandırdığını da sözlerine ekledi.
