SURİYE İSLAMİ DİRENİŞ CEPHESİNDEN ÖNEMLİ AÇIKLAMA

img
SURİYE İSLAMİ DİRENİŞ CEPHESİNDEN ÖNEMLİ AÇIKLAMA YDH

Suriye’de faaliyet gösteren ve kendisini İsrail işgali ile ABD'nin küresel nüfuzuna karşı Direniş Ekseni içinde konumlandıran “Uli’l el-Bas” adlı direniş grubundan önemli açıklama.

YDH'nin haberine göre, Amerikan Newsweek dergisi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in iktidardan düşmesinin Direniş Ekseni için ciddi bir darbe olabileceğine dikkat çekti. Ancak dergiye göre, aynı ideolojik çizgide kendisini yapılandıran yeni bir aktör sahneye çıktı: "Uli’l el-Bas" adlı direniş grubu.

Habere göre, Esed sonrası dönemde Suriye; İsrail ve Türkiye ile birlikte bölgesel nüfuz mücadelesinin merkezinde yer alıyor. Bu yeni milis güç, “Küresel Kötülük Ekseni”ne karşı savaştığını ve Direniş Ekseni’ne bağlılık gösterdiğini açıkça ilan ediyor.

Tam adı “Suriye İslami Direniş Cephesi – Uli’l el-Bas” olan örgüt, siyasi ofisi aracılığıyla Newsweek’e yaptığı açıklamada, ABD’nin dünya genelinde kaos ve terörü desteklediğini savunarak, Siyonist yapıların ve Türkiye’nin rolünün meşrulaştırılmasına tepki gösterdi. Bununla birlikte grup, Amerikan halkı ile hükümetini ayrı gördüğünü de özellikle vurguladı.

Grup açıklamasında, “Arka arkaya gelen ABD yönetimlerinin, Amerikan halkını yansıtmadığına ve halkın diğer milletlerle sağlıklı ilişkiler kurma potansiyelini temsil etmediğine inanıyoruz,” ifadelerine yer verdi. Ayrıca mesajlarının yalnızca halklarını temsil etmeyen hükümetlere değil, insanlığı kendi çıkarları uğruna dönüştürmek isteyen küresel güç merkezlerine yönelik olduğunu belirtti.

Golan Tepeleri'ndeki Faaliyetler

Newsweek’in analizine göre, “Uli’l el-Bas”, Esed rejiminin çöküşünün hemen ardından ortaya çıktı. İlk bildirisinde, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’nin güneyinde operasyon başlattığını duyuran grup, geniş çaplı bir silahlı direnişe girişti.

Washington merkezli düşünce kuruluşları ile İsrailli bazı analiz merkezleri, bu grubun İran’ın bölgedeki etkisini sürdürme stratejisinin bir parçası olduğunu iddia ediyor. Bunun yanında, geçmişte Esed rejimiyle birlikte savaşmış olan Suriye Sosyalist Ulusal Partisi (SSNP) gibi örgütler de İsrail’in saldırganlığına karşı kendi cephelerini diri tutma çabasında.

SSNP, 17 Aralık’ta İsrail’e karşı bir direniş cephesi kurulması çağrısında bulundu. Bu çağrıya yanıt olarak 9 Ocak’ta sahneye çıkan Uli’l el-Bas, 11 Ocak’ta bugünkü adıyla anılmaya başladı.

Newsweek, grubun kullandığı sembollerin—özellikle havaya kaldırılan Kalaşnikof tarzı tüfeğin—İran Devrim Muhafızları, Hizbullah ve Irak Direnişi gibi Direniş Ekseni aktörleriyle benzerlik taşıdığına dikkat çekiyor.

Direnişin Kimliği ve Hedefleri

Kuran’da geçen bir tabir olan “Uli’l el-Bas” ifadesi, daha önce Hizbullah liderlerinden Naim Kasım tarafından da kullanılmıştı. Grup, Direniş Ekseni ile aynı çizgide olduğunu ilan etse de, herhangi bir devlete ya da partiye bağlı olmadığını ve Suriye’deki diğer direniş gruplarıyla ortak noktaları bulunduğunu ifade ediyor.

Kendilerini “inanca dayalı, devrimci ve Arap milliyetçisi” olarak tanımlayan grup, ülkedeki mevcut yapılarla doğrudan bir bağları olmadığını söylüyor. Amacının ise halkın katılımıyla güçlü, özgürlükçü ve bağımsız bir devlet inşasına öncülük etmek olduğunu belirtiyor.

Newsweek’e göre, grup vatandaşlık, toprak bütünlüğü ve aidiyet esaslarına dayalı yeni bir devlet anlayışı geliştirmeyi hedefliyor. Bu bağlamda, Esed’in yeniden iktidara dönüşünü gerçekçi bulmadıklarını ve karar vericinin yalnızca Suriye halkı olması gerektiğini savunuyorlar.

İsrail’le Çatışma ve Bölgesel Gerilim

Uli’l el-Bas, İsrail’in güney Suriye’deki işgaline doğrudan karşı çıkan bir yapı olarak kendini konumlandırıyor. İsrail’in hava saldırılarına rağmen, grup bölgede direnmeye kararlı olduklarını ifade ediyor.

Newsweek’in aktardığına göre, Uli’l el-Bas geçen ay Dera bölgesinde İsrail askerleriyle yaşanan çatışmaları üstlendi. İsrail ordusundan üst düzey bir yetkili ise, bu çatışmaları “taktiksel ama dikkat çekici” olarak nitelendirdi. Aynı yetkili, Suriye sınırında oluşabilecek her türlü tehdide karşı tetikte olduklarını da vurguladı.

İsrail’in ülke çapında hava operasyonlarına devam ettiği; son olarak Palmira ve Hama’daki bazı askeri bölgelerin hedef alındığı belirtiliyor. İsrail’in New York’taki Başkonsolos Yardımcısı Tsach Saar, bu operasyonları “meşru müdafaa” olarak tanımladı. Saar, Esed’in düşüşünün ardından gelen yeni yapıların cihatçılarla bağlantısı olduğu yönündeki şüphelerini de dile getirdi.

Washington ve Tahran Arasındaki Satranç

Uli’l el-Bas’ın sahneye çıkışı, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da dikkatinden kaçmadı. Newsweek’e konuşan bir bakanlık yetkilisi, ABD’nin Suriye’de istikrar ve iyi yönetişimden yana olduğunu, ayrıca terör gruplarının faaliyetlerine izin vermeyeceğini ifade etti.

Grup ise, İran’ın bağımsız duruşu nedeniyle Batı tarafından sürekli tehdit edildiğini ve bunun, benzer şekilde ABD hegemonyasına karşı çıkan Venezuela gibi ülkelere yönelik politikalarla örtüştüğünü belirtti.

Son olarak, Uli’l el-Bas şu açıklamada bulundu: “Gerçek şu ki İran, Batı Asya’da gelişmiş bir devlet olarak Siyonist varlığa meydan okumaktadır.”



Makaleler

Güncel

Hava Durumu