EURO-MED: GAZZE'DE KITLIK TEHLİKESİ ALARM VERİYOR

Euro-Med, Gazze Şeridi’nde 45 gündür süren İsrail kuşatmasının yol açtığı ağır insani tabloya dikkat çekerek, kıtlığın yayılmaya başladığı uyarısında bulundu. 

Görüntülenme: 66 Tarih: 18 Nisan 2025 22:15
EURO-MED: GAZZE'DE KITLIK TEHLİKESİ ALARM VERİYOR

Filistin Enformasyon Merkezi'nin haberine göre, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi (Euro-Med), Gazze Şeridi’nde 45 gündür süren İsrail kuşatmasının yol açtığı ağır insani tabloya dikkat çekerek, kıtlığın yayılmaya başladığı uyarısında bulundu. İsrail’in temel insani yardımların ve gıda maddelerinin girişini engellemesi, 18 ayı aşkın süredir devam eden soykırım bağlamında bugüne kadar kayda geçen en uzun kesintisiz ablukayı oluşturuyor.

17 Nisan Perşembe günü yapılan açıklamada, Euro-Med’in sahadaki ekipleri, Gazze halkının ciddi bir gıda güvensizliği dönemine girmek üzere olduğunu tespit etti. İsrail’in sistematik kuşatması, insanların hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu tahıl, yağ ve protein gibi temel gıdaların ciddi şekilde azalmasına neden olurken, tarım ve gıda üretim altyapısının da saldırılarla yok edildiği belirtildi. İnsanlar artık karınlarını doyurmak için evlerindeki eşyalarını satmak zorunda kalıyor, bu da dayanma mekanizmalarının çöktüğüne işaret ediyor.

Gıda sıkıntısı nedeniyle birçok aile günlük öğün sayısını minimuma indirirken, taze ve besleyici yiyeceklerin neredeyse tamamen tükenmiş olması sonucu halk yalnızca birkaç konserveyle hayatta kalmaya çalışıyor. Kilo kaybı yaygın hale gelmiş durumda. Yardım kuruluşlarına ait mutfaklar tek gıda kaynağına dönüşürken, İsrail ordusunun bu mutfakları da sistematik şekilde hedef alması, sivilleri en temel besin kaynaklarından dahi mahrum bırakıyor.

Euro-Med’e göre, İsrail bugüne kadar 37 yardım dağıtım merkezi ile 28 toplu yemek noktasını kasıtlı olarak hedef aldı. Gazze sokaklarında sade bir tabak yemek için saatlerce kuyruk bekleyen insanların oluşturduğu görüntüler, yaşanan insani felaketin boyutlarını açıkça ortaya koyuyor.

Saha verilerine göre, kentteki tüm fırınlar kapanmış durumda; bu da ekmeğin tamamen piyasadan kaybolmasına yol açtı. Et ürünleri tamamen tükenmişken, sebzeler ise hem az miktarda bulunabiliyor hem de fahiş fiyatlardan satılıyor. İşsiz kalan ve gelir kaynakları yok olan halkın büyük bölümü, artık bu gıdalara erişemiyor. Bu tablo, derinleşen gıda krizinin gerçek bir kıtlığa dönüşme ihtimalini güçlendiriyor.

Gözlemevi, İsrail’in yürüttüğü bu sistematik aç bırakma politikasının, insan onurunu yok eden ve soykırımın en acımasız biçimlerinden biri olduğunu belirtti. Amaç yalnızca insanların gıdaya ulaşmasını engellemek değil; aynı zamanda üretimi durdurmak, yardımları bloke etmek ve yaşam kaynaklarını hedef almak.

Açlığın en yıkıcı etkilerinin kadınlar ve çocuklar üzerinde görüldüğü kaydedildi. Yetersiz beslenme, bağışıklık sorunları ve gelişim bozuklukları, Gazze’deki çocukları yavaş bir ölüme sürüklüyor. Temel gıdadan ve sağlık hizmetlerinden yoksun hamile ve emziren kadınlar da hem kendi hayatlarını hem bebeklerinin hayatını riske atıyor.

Bölgedeki 1 milyondan fazla çocuk, ciddi beslenme sorunları, içme suyu yetersizliği ve çöken sağlık sistemi nedeniyle hayati tehlike altında yaşıyor. Gözlemevi, yaşanan felaketin sadece bugünü değil, Filistin toplumunun geleceğini de tehdit ettiğini vurguladı. Fiziksel ve ruhsal sorunlarla büyüyen bir neslin ortaya çıkma riski, soykırım niyetinin açık göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Gazze’de 2,3 milyon kişi açlık, bombardımanlar ve sivil kayıplar arasında yaşam mücadelesi veriyor. Euro-Med, kıtlık riskinin son derece yakın ve gerçek olduğunu, gıda yetersizliği nedeniyle günlük ölümlerin başlama noktasına gelindiğini belirtti.

İsrail’in açlığı silah olarak kullandığı bu stratejinin uluslararası insancıl hukuka göre açık bir savaş suçu ve soykırım suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Gözlemevi, İsrail’in bu eylemlerinden dolayı hesap vermesi çağrısında bulundu.

Uluslararası topluma, Birleşmiş Milletler’e ve Cenevre Dördüncü Sözleşmesi taraflarına seslenen Gözlemevi, Gazze kuşatmasının kaldırılması, insani yardım geçişlerinin sağlanması ve kıtlık tehlikesinin önlenmesi için acil ve etkili bir müdahale çağrısı yaptı.

Ayrıca, zorla yerinden etme ve sistematik öldürme politikalarının sona erdirilmesi, halkın temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanması ve kapsamlı bir insani operasyon başlatılması gerektiği bildirildi.

Gözlemevi, WFP, OCHA ve UNICEF gibi Birleşmiş Milletler ajanslarına da çağrıda bulunarak, acil raporlar yayımlamaları, uluslararası basın toplantıları düzenlemeleri ve koridorların açılması için sorumluluk almaları gerektiğini belirtti.

Yorumlar