İMAM HUMEYNİ VE İMAM HAMENEY'İN FİLİSTİN DİRENİŞİNE ETKİSİ

İmam Humeyni ve ardından İmam Hamaney Filistin etrafında şekillenen ve nihai hedefi Filistin topraklarının özgürleşmesi olan bir eksen oluşturdu. 

Görüntülenme: 109 Tarih: 07 Şubat 2025 01:23
İMAM HUMEYNİ VE İMAM HAMENEY'İN FİLİSTİN DİRENİŞİNE ETKİSİ

Batı Asya uzmanı Seyyid Hadi Seyyidafkahi, Qudsna'ya verdiği röportajda, İran İslam Devrimi’nin Filistin Direnişi üzerindeki etkisini değerlendirdi. Seyyidafkahi, İslam Devrimi’nin, İmam Humeyni’nin ifadesiyle, bir "nur devrimi" olduğunu belirterek, bu devrimin tüm perdeleri aşarak hızla bölgedeki hakikati arayan kalpleri etkisi altına aldığını vurguladı. Devrim söyleminin, inancının ve değerlerinin hem Şii hem de Sünni toplumlar tarafından büyük bir ilgi ve hayranlıkla karşılandığını söyledi. 

İmam Humeyni ve İmam Hamaney'in Nihai Hedefi Filistin Topraklarını Özgürleştirmektir 

Seyyidafkahi, İmam Humeyni ve ardından İmam Hameney’in, devrim değerlerini kurumsal, sistematik ve hedef odaklı bir şekilde yerleştirmede başarılı olduklarını belirterek, Filistin merkezli bir eksen oluşturduklarını ifade etti. Bu eksen, nihai hedefi Filistin topraklarının özgürlüğü olan direniş cephesini meydana getirdi. 

İran İslam Devrimi'nin Filistin Direnişine Etkisi 

Ortadoğu uzmanı, Filistin halkının İran İslam Devrimi’ni büyük bir coşkuyla karşıladığını hatırlatarak, devrimin ilk günlerinde Filistin lideri Yaser Arafat’ın, İmam Humeyni’yi ziyaret ederek devrimi tebrik ettiğini ve İran’daki İsrail Büyükelçiliği’nin Filistin’e devredildiğini belirtti. Arafat’ın ardından, İran’daki ilk Filistin Büyükelçisi olarak Hani el-Hasan’ın atandığını ve zamanla Filistin’deki İslami direnişin güç kazandığını ifade etti. 

Seyyidafkahi, İmam Humeyni’nin İsrail’i bir “kanserli tümör” olarak gördüğünü ve bu tehdidin ortadan kaldırılmadığı takdirde yayılacağını, bölgeyi daha da istikrarsız hale getireceğini düşündüğünü belirtti. 

Aksa Tufanı Operasyonu Tüm Dünyayı Etkiledi 

Seyyid Afkahi, Kudüs’ün özgürlüğe kavuşmasının, bölgedeki hain yöneticilerin engellemeleri nedeniyle geciktiğini vurguladı. Bu yöneticilerin, bölgenin kaderi ve zenginlikleri üzerinde söz sahibi olduğunu ancak emperyalist güçlerin izni olmadan tek bir adım dahi atmadığını belirtti. Özgürlük sürecinin önündeki en büyük engelin bu işbirlikçi yönetimler olduğunu kaydeden Afkahi, özellikle “Aksa Tufanı” operasyonunun tüm dünyayı etkilediğini ancak bölgedeki bazı Arap ve İslam ülkelerinin—Mısır, Ürdün ve Türkiye gibi—Filistin davasına ihanet ederek İsrail’in çöküşünü engellediğini söyledi. Ayrıca, ABD’nin de İsrail’e verdiği destek sayesinde bu rejimin ayakta kaldığını, aksi takdirde hayatta kalmasının mümkün olmadığını ifade etti. 

Direniş Ekseni Yoluna Kararlılıkla Devam Etti 

Afkahi, direniş ekseninin, Seyyid Hasan Nasrallah, Yahya Sinvar, Seyyid Haşim Safiuddin ve İsmail Heniye gibi büyük komutanlarını kaybetmesine rağmen mücadelenin bundan etkilenmediğini belirtti. Bu isimlerin benzersiz liderler olduğunu ve yerlerinin kolay kolay doldurulamayacağını vurgulayan Afkahi, buna rağmen direnişin kararlılıkla devam ettiğini söyledi. 

Siyonist rejimin medya üzerinden bir zafer bildirisi yayımlamak istediğini ancak direniş ekseninin bu planı bozduğunu ifade eden Afkahi, özellikle Gazze’de Hamas’ın direnişiyle İsrail’in nasıl küçük düşürüldüğüne dikkat çekti. İsrail’in ateşkes sürecini yönetmek için ABD’den medet ummak zorunda kaldığını belirten Afkahi, Lübnan Hizbullahı’nın da liderlerini, özellikle de Şehit Nasrallah’ı kaybetmesine rağmen İsrail’e karşı savaşmaya devam ettiğini söyledi. 

Netanyahu Hizbullah Direnişi Karşısında Ateşkesi Kabul Etti 

Batı Asya uzmanı, Lübnan Hizbullahı’nın üst düzey komutanları olmadan da Siyonist düşmana ağır darbeler indirmeyi başardığını vurguladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Hizbullah’ın direnişi karşısında ateşkesi kabul etmek zorunda kaldığını ve bunu resmen ilan ettiğini belirtti. Ateşkes süresi dolduğunda ise Güney Lübnan halkının, şehitler vermelerine rağmen İsrail güçlerinin bölgelerinde kalmasına izin vermediğini, tamamen silahsız olmalarına rağmen düşmanı geri püskürterek evlerine döndüğünü ifade etti. Her ne kadar evleri yıkılmış olsa da, halkın yıkıntılar üzerine yerleşerek Hizbullah bayraklarını harabelerin üzerine diktiğini söyledi. 

Trump'ın Söylemleri Ters Tepecek 

Uzman, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın göreve geldikten sonra medya propagandasıyla İsrail lehine yeni bir denklem oluşturma çabasına girdiğini belirtti. Trump’ın, Gazze halkının Mısır’a, Batı Şeria’daki Filistinlilerin ise Ürdün’e gitmesi gerektiğini öne sürdüğünü hatırlattı. Bunun yanı sıra Meksika, Panama ve Grönland gibi konulara da değinen Trump’ın, dünyanın artık eskisi gibi olmadığını ve her istediğini yapamayacağını anlamadığını ifade etti. Bu tür açıklamalarının, Arap dünyasındaki işbirlikçi liderler tarafından bile tepkiyle karşılandığını belirten uzman, bu söylemlerin hem ABD hem de İsrail için ağır sonuçlar doğuracağını vurguladı. 

www.kudusgunu.com

Yorumlar