BPC'NİN RAPORU: İNGİLTERE GAZZE SOYKIRIMINA ORTAK

BPC, İngiltere'nin, İsrail'in Gazze soykırımındaki askeri rolünü ortaya koydu ve İngiltere'yi bu işbirliğine son vermeye çağırdı. 

Görüntülenme: 112 Tarih: 29 Ocak 2025 00:29
BPC'NİN RAPORU: İNGİLTERE GAZZE SOYKIRIMINA ORTAK

YDH'nin haberine göre, İngiliz Filistin Komitesi'nin (BPC) yayımladığı yeni bir rapor, Londra'nın İsrail'in Gazze'deki savaşına yönelik askeri desteğinin boyutlarını gözler önüne sererek, İngiliz hükümetine İsrail ordusuyla işbirliğini sona erdirme çağrısında bulundu.

Salı günü kamuoyuna açıklanan raporda, İngiliz hükümetinin Gazze'de doğrudan şiddet uygulamamış olsa da yalnızca silah lisanslarını onaylamakla kalmayıp, aynı zamanda İsrail ile derin ve geniş kapsamlı bir askeri ortaklık yürüttüğü belirtildi.

Bu ortaklık, İsrail’in askeri sanayisinden silah tedarik edilmesini ve özellikle Kıbrıs'taki Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne (RAF) ait Akrotiri üssünün, 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonunun ardından İsrail'e silah, askeri personel ve istihbarat sağlamak için İngiltere, ABD ve Almanya tarafından kullanılmasını kapsıyor.

Ayrıca, İngiltere’nin İsrail’in artan saldırıları sonrasında Yemen’deki Husilere yönelik operasyonlara katıldığı ve İsrail’in askeri altyapısını İran saldırılarından korumaya yardımcı olduğu vurgulandı.

BPC raporu, İngiltere’nin yalnızca uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemekle kalmadığını, aynı zamanda Filistin halkına karşı işlenen soykırım eylemlerine doğrudan suç ortağı olduğunu savunuyor.

Raporda, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaş süresince F-35 savaş uçakları, insansız hava araçları ve helikopterlerin kullanıldığına dikkat çekildi. Özellikle, 13 Temmuz 2024'te bir İsrail F-35 savaş uçağının, Gazze'nin El-Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş insanların bulunduğu bir kampa üç adet 2 bin librelik bomba attığı ve en az 90 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

Bu saldırının, İngiltere tarafından üretilen ve İsrail’in F-35 filosunu destekleyen yedek parçalar sayesinde gerçekleştirildiği ifade edildi. Eylül ayında, İngiliz hükümeti uluslararası insancıl hukuku ihlal edebileceği gerekçesiyle İsrail’e doğrudan F-35 bileşeni ihracatını durdurdu. Ancak İngiltere, İsrail’e ulaşabilecek küresel havuzdaki savaş uçağı parçalarının ihracatına devam etti.

F-35 programının, parçaların belirli ülkelere sevkiyatını engelleyecek bir takip sistemine sahip olmadığına dikkat çekildi. Mahkeme kayıtlarına göre, İngiltere’nin bileşenlerin İsrail’e ulaşmasını durdurması için program kapsamındaki tüm ihracatı askıya alması gerekecek, ancak hükümet yetkilileri bu adımın küresel güvenliği tehdit edebileceğini savunuyor.

Bunun yanı sıra, kampanyacılar İngiltere’nin F-35 parçalarını göndermeye devam ederek kendi politikalarını ve uluslararası yükümlülüklerini ihlal ettiğini öne sürerken, hükümet yetkilileri bu uçakların İsrail tarafından savaş suçlarında kullanılma riskinin farkında olduklarını kabul ediyor.

ABD liderliğinde yürütülen F-35 programında, İngiltere en büyük uluslararası ortaklardan biri olarak her uçağın yüzde 15’ten fazlasının üretiminden sorumlu bulunuyor. Ülkede 79 farklı şirket, F-35 programı için çeşitli parçalar üretirken, BAE Systems uçağın arka gövdesini, Martin Baker ise fırlatma koltuklarını sağlıyor.

BPC raporunda, İsrail’in Gazze’de kullandığı F-35 uçaklarının Ekim 2023 öncesinde üretilmiş olmasına rağmen, sürekli yedek parça tedarikine ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca, Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne bağlı Marham üssünün yedi kez doğrudan İsrail’e yedek parça gönderimi için kullanıldığı vurgulanıyor. Marham üssü, Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin F-35 filosunun bakım merkezi olarak faaliyet gösterirken, burada en az 130 bakım çalışanı bulunan BAE Systems ile kamu-özel ortaklığı yürütülüyor.

Declassified UK tarafından sızdırılan kargo belgelerine göre, F-35 fırlatma koltuklarını üreten İngiliz şirketi Martin Baker, Eylül 2024’te İsrail’deki Nevatim hava üssüne sevkiyat gerçekleştirdi.

İngiltere ve İsrail arasındaki askeri işbirliğinde kritik bir rol oynayan Kıbrıs'taki İngiliz üsleri de raporda ele alındı. Eski bir İngiliz kolonisi olan Kıbrıs’ta, halen İngiltere’nin kontrolünde bulunan Akrotiri ve Dikelya üsleri bulunuyor.

İngiliz hükümeti 1974'te bu üsleri kapatma seçeneğini değerlendirse de ABD, üslerin erişime açık kalması konusunda ısrarcı oldu. BPC raporuna göre, Akrotiri üssü ABD personeli tarafından kullanılırken, Dikelya ise ABD-İngiltere ortak istihbarat istasyonu olarak faaliyet gösteriyor. Ancak, İngiltere müttefiklerinin bu üslerde gerçekleştirdiği operasyonlara yetki vermek zorunda.

Aralık ayında Akrotiri üssünü ziyaret eden İngiltere Başbakanı Keir Starmer, askerlerle yaptığı konuşmada, “Bütün dünya ve evdeki herkes size güveniyor,” dedi. Ayrıca, “Burada olup bitenlerin bir kısmı her zaman konuşulamaz. Dünyaya ne yaptığınızı mutlaka söyleyemeyiz,” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sırasında, askeri kargo sevkiyatlarının Akrotiri üssü üzerinden hava yoluyla İsrail’e ulaştırıldığı ve bu kargoların genellikle Avrupa’daki ABD askeri üslerinden Kıbrıs’a getirildiği bildirildi. Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait uçakların da Gazze üzerinde gözetleme uçuşları yaptığı belirtiliyor.

Son olarak, BPC raporu İngiliz hükümetinin parlamentonun denetimi olmaksızın askeri operasyonlara katıldığını ve bu durumun uluslararası hukuk ihlallerine yol açtığını belirterek, İngiltere’nin İsrail’e verdiği askeri desteğin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Yorumlar