FİLİSTİNLİ GAZETECİ KEMAL HALEF'TEN SURİYE'DE YAŞANANLAR HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Filistinli Gazeteci Kemal Halef, Suriye’nin neden savaşmadan düştüğünü, Putin’in Başkan Esed’e ne önerdiğini ve İran ile Hizbullah’ın tavrını açıkladı. 

Görüntülenme: 65 Tarih: 22 Aralık 2024 23:16
FİLİSTİNLİ GAZETECİ KEMAL HALEF'TEN SURİYE'DE YAŞANANLAR HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Lübnan’dan yayın yapan el-Meyadin televizyonunun sunucularından Kemal Halef, Suriye’nin nasıl savaşmadan düştüğünün perde arkasındaki olayları anlattı.

Suriye ordusunun neden savaşmadan düştüğünü, Putin’in Başkan Esed’e ne önerdiğini ve İran ile Hizbullah’ın tavrını açıklayan Kemal halef şunları söyledi:

 

- Ben de başkaları gibi son saatlere ve perde arkasına ilişkin rivayetleri duydum; ama bana kalırsa bütün bunlar tahminlerden ve zanlardan ibaret. 

Şu ana kadar kesin ve teyit edilmiş olan şey şudur: Halep’in düştüğünde ve muhalifler oraya hakim olduğunda Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed Moskova’daydı. 

O, dönüşünü Putin’le görüşünceye kadar erteledi. Putin o sırada başkentte değildi; dolayısıyla Beşşar Esed, onun başkente dönüşünü bekledi. Esed, Putin’le Halep konusunu görüştü. 

Ruslar onun önüne iki yol koydu: Biz, size hava desteğiyle yardım ederiz. Ama sizin müttefik güçlerinizi kullanmanız gerekiyor. İranlılarla ve Hizbullah’la görüşün. Ta ki böylece Suriye ordusuyla birlikte ilerleme sağlansın. Çünkü Rusya’nın Suriye’de kara gücü yok; biz size sadece hava desteği sağlayabiliriz. 

[Rusların önerdiği] Diğer yol da eski nasihate geri dönülmesiydi. Yani Beşşar Esed’in Erdoğan’ın planına veya girişimine olumlu cevap vermesiydi.

Gözüken o ki Beşşar Esed, o sırada Erdoğan’ın planını kabul etmeye razı değildi. Halep’in geri alınmasına öncelik veriyordu ve ancak ondan sonra Erdoğan ile anlaşmak mümkün olabilirdi. Zira Esed, Halep’i geri alabileceğini düşünüyordu.

O, Şam’a döndü ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile görüştü. Bu görüşmede Esed, doğrudan İran’dan yardım istedi. 

Ancak burada sorun şuydu: Esed, geçen yılarda Suriye’deki İran varlığını ciddi şekilde azaltmıştı. İranlı askeri danışmanların büyük çoğunluğunun Suriye’den ayrılmasını istemişti.

İranlılar da Suriye’den İranlı askeri danışmanların veya subaylarının ikamet ettikleri Şam’ın mahallelerine yönelik İsrail saldırılarıyla ilgilenmesini istemişti. Sonuçta İranlılar güçlerinin büyük kısmını Suriye’den çekmişti.

Diğer bir mesele de İsrail’in Lübnan’a yönelik savaşıydı. Halep’in düşmesinden önce İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, Hizbullah güçlerinin Suriye’den çekilmesinde önemli bir rol oynadı.

Dolayısıyla Esed, bir kez daha müttefiklerinden güçlerini yeniden Suriye’ye getirmelerini istemek durumundaydı.

Kesin gerçeklik şu ki İranlılar ve Hizbullah Eseed’in bu isteğini yerine getirmek istedi ve Halep’i geri almak için savaşa hazırdı. 

Tabi bu istişareler sırasında muhalif güçler Hama’yı da ele geçirdi. Suriye ordusu ise düzenli bir şekilde geri çekiliyordu. Suriye ordusu düzenli bir şekilde Halep’ten ve Hama’dan çekildi.

 

- Bu kararı kim aldı?

Ben Esed’in düşmesinden iki gün önce Suriye’deydim. Geçtiğimiz yıllar boyunca savaşlarda Halep cephesinde hizmet veren Suriye ordusu subaylarının olduğunu biliyorum. O komutanlardan biri olan General Selim Harba, yanılmıyorsam 2017’de Halep’i kontrol altında tutan güçlerin komutanıydı. Bana demişti ki Halep o kadar korunaklıdır ki Türkiye ordusu bile onca teçhizatıyla oraya giremez. Biz, orayı tamamen güvenli hale getirdik.

[Gözüken o ki] Halep ve Hama’dan tümüyle çekilme konusunda bir karar alınmış.

Humus’ta çatışmaların başlaması, şartların mahiyetinin anlaşılması konusunda bir başlangıç noktası oldu. Ben bunun adını böyle koyuyorum. 

Humus çatışmalarında Hizbullah savaşçılarını bu bölgedeki çatışmalar için silahlandırdı ve muhalif güçlerin ilerleyişini önlemeye çalıştı. Öte yandan İranlılar da güç göndermek için harekete geçtiler. 

Ancak İranlıların şöyle bir sorunu vardı: Güç gönderebilmeleri için kara sınırına ihtiyaçları vardı; zira havadan güç göndermek çok tehlikeliydi. Çünkü İsrailliler, Şam havaalanına inen İran uçaklarını hedef alıyorlardı. Dolayısıyla Iraklılarla koordinasyon kurmaları gerekiyordu.

İranlıların, Hizbullah’ın ve Esed’in müttefiklerinin bu savaşta yardım etmek istedikleri sırada Türkiye devreye girdi ve İranlılar, Hizbullah ve Ruslar için yeni bir kart açtı. 

Muhaliflere karşı Suriye ordusunun savaşmayacağını ve Suriye ordusuyla daha önceden anlaşma sağlandığını söylediler. Dolayısıyla en iyi yol Esed’in müttefiklerinin yani İran ve Hizbullah’ın çekilmesidir. Biz sizin için imkanlar sağlayacağız dediler ve Suriye ordusuyla ilgili ayrıntıları ortaya koydular.   

Ben bütün bu ayrıntıları bildiğim iddiasında değilim. Ancak anlaşılıyor ki bu yeni aşamayı ifade eden plan bir anlaşma ve pazarlık sonucuydu. 

Açıkça bu anlaşmaya göre Suriye ordusu savaşmayacak ve muhalifler Şam’a girinceye kadar şehir şehir geri çekilecekti. 

Türkiye, İran ve Hizbullah güçlerinin korunması konusunda İranlılara açıklamalar yaptı ve bu konuda onlara tavsiyelerde bulundu. 

Bu sebeple İran, Doha toplantısında garantiler aldıktan sonra İran ve Hizbullah yetkilileri geri çekilme kararı aldı. 

Bu garantiler arasında Suriye’deki kutsal mekanlara, diplomatik temsilciliklere dokunulmaması gibi hususlar vardı.

Aynı şekilde Hizbullah güçlerinin Humus’tan Lübnan sınırına sorunsuz ve çatışmasız bir şekilde çekilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. 

Esed de ordunun ve İran güçlerinin savaşmayacağını anlayınca…

 

- Yani, o bu anlaşmalarda yok muydu?

 

- Hayır o yoktu. 

 

- Peki bu anlaşmayı kim yaptı ve Suriye ordusunun savaşı bırakması kararını kim aldı?  

 

- Kesin bilgim yok ama tahminime göre bu karar Suriye ordusunun büyük ve etkili komutanları tarafından alındı. Onlar yavaş yavaş askeri kararlar ve ordunun savaşmaması üzerinde etkili oldular. 

O, ise yakınlarına haber vermeden Suriye’yi terk etti. 

YDH

Yorumlar