Filistin İslami Cihad Hareketi'nin askeri kanadı Kudüs Tugayları Sözcüsü Ebu Hamza dün yaptığı açıklamada, “Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Irak, Yemen ve Suriye'deki ‘Savaş Alanlarının Birliği’ temelinde Aksa Tufanı savaşının devam edeceğini" duyurmuştu.

Ebu Hamza, Arap ve İslam uluslarına "sessizliği bozma" ve "Ramazanın, İsrail varlığı için bir panik ayı olması" çağrısında bulunmuştu.

Ayrıca, "Batı Şeria, Kudüs ve [1948'de işgal edilen topraklardaki] Filistin halkını İsrail askeri kontrol noktalarına karşı operasyonlar düzenlemeye ve yerleşimcilerin yollarını kapatmaya" çağıran Ebu Hamza, "Ramazan'ın ilk gününün tüm alanlarda ve arenalarda büyük bir seferberlikle Gazze için küresel bir destek günü olmasını" istemişti.

el-Meyadin'e konuşan Filistin Direnişi Uzmanı Hani el-Dali, Ebu Hamza'nın bu video konuşmasını yorumladı.

Hani el-Dali, Ebu Hamza'nın konuşmasının Filistin Direnişi'nin ‘Ramazan Tufanı’ olarak adlandırdığı hazırlıklar bağlamında yapıldığına dikkat çekerek, "bu bağlamda alışılmadık bir seferberlik var" dedi.

el-Dali, "Tüm Filistinli Direniş gruplarının özellikle ramazan ayı boyunca kitlesel seferberlik çağrısında bulunduğunu" ve bu nedenle "İsrail, ABD ve bölgedeki vekillerinin bu çağrıları engellemek için büyük çaba sarf ettiğini" sözlerine ekledi.

Hani el-Dali şöyle devam etti: "Ramazanın özellikle Batı Şeria ve 1948'de işgal edilen topraklardan İsrail işgal varlığına gerçek bir tehdit ve tehlike oluşturacağını doğrulayan birçok gösterge var.”

Savaş ramazan ayı boyunca devam ettiği takdirde bundan ABD'nin de etkileneceğini belirten el-Dali, ABD'nin bölgedeki çıkarlarına yönelik tehditlerin ve Batı ülkelerinde Washington'a ve bu soykırıma katılan diğer hükümetlere karşı kamuoyunun öfkesinin artacağını sözlerine ekledi.  

El-Dali, halk hareketlerinin Mısır ve Ürdün'ü de kapsayacağına dair işaretler var, dedi.

Netanyahu'ya direniş mesajları

Kudüs Tugayları sözcüsünün açıklamasını yorumlamaya devam eden Hani el-Dali, Ebu Hamza'nın konuşmasının "Filistin Direnişi liderliğinin hâlâ uyumlu, dirençli ve savaş alanını birlik içinde ve yüksek verimlilikle yönettiğini" teyit ettiğini açıkladı.

Hani el-Dali, Kudüs Tugayları Sözcüsü Ebu Hamza'nın, "İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya açık bir mesaj ilettiğini" ve "tüm açıklamalarının sadece medya saçmalığı olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını" sözlerine ekledi.

Tugaylar’ın, Gazze ve Batı Şeria'daki Direniş'in savaş alanındaki olayların gidişatı üzerindeki kontrolünü hâlâ sürdürdüğünü belirttiğini söyleyen Hani el-Dali, Ebu Hamza'nın "esirler konusunun Direniş'in elinde olduğunu" teyit ettiğini kaydetti.

Netanyahu'nun daha önce açıkladığı Gazze için, "savaş sonrası" planını yorumlayan el-Dali, buna İsrail'in değil, Direniş'in karar vereceğini söyledi.

"Direniş, esir takası karşılığında sadece insani yardım dosyalarıyla ilgili müzakereleri kabul etmeyecektir" diyen uzman, bu savaşın İsrail başbakanı için "bir bedeli ve siyasi sonuçları olacağını" teyit etti.

Müzakerelerle ilgili olarak da el-Dali, "İsrail'in uzlaşmazlığı nedeniyle müzakere sürecinde ilerleme kaydedilemediğini, Netanyahu'nun bu konuda ilerlemeye niyeti olmadığını, çünkü Direniş'in koşullarına boyun eğmenin siyasi yolunun sonu anlamına geldiğini bildiğini" belirterek, "bu yüzden Refah işgaline geçeceğini" söyledi.

Hani el-Dali sözlerinin sonuna doğru şunu vurguladı: "İsrailliler Filistin Direnişi’ni ortadan kaldıramayacaklarının farkındalar, bu yüzden sivilleri hedef alarak Filistin Direnişi’ne baskı yapmaya başvuruyorlar."

"Refah'ta Mısır'a yakın bölgeyi hedef almanın Kahire'ye de bir mesaj olduğunu ve İsrail'in, Mısır'ın egemenliğine ya da ulusal güvenliğine saygı duymadığını açıkça ortaya koyduğunu" söyleyen el-Dali, İsrail rejiminin 1,4 milyon nüfuslu Refah kentine kara saldırısında ısrar ettiğini belirtti.

YDH