Yemen geçen 10 senede oldukça inişli çıkışı bir süreç geride bırakmıştır ve bugün bu ülkenin durumu 2011’deki durumdan oldukça farklıdır.
Yemen halkı önce 2011 yılında Ali Abdullah Salih hükümetini düşürmek için ayaklanıp, Abdullah Salih’i iktidardan uzaklaştırmayı başardılar. Yemenliler devamında göstermelik bir seçimde şubat 2012’de Mansur Hadi’yi cumhurbaşkanı olarak seçtiler, ancak eylül 2014 tarihinde bir kez daha Mansur Hadi’ye karşı ayaklanma başladı. 2014 yılında Yemen halkı, Abdrabe Mansur Hadi hükümetinin başarısızlığını ülkenin genelinde düzenlenen eylemlerde protesto ettiler. Bu protestolar sonucu aynı yılın 21 Eylül ayında Mansur Hadi’ye karşı eylemler sonuç verdi.
Mansur Hadi’ye karşı itirazların artması e yoğunlaşması üzerine hükümet, milyonlarca eylemciyi temsil eden Ensarullah ile anlaşma yaptı. Ancak Ensarullah hareketinin iktidara ortak olmasından rahatsız olan Mansur Hadi istifa ederek 2015 yılının başlarında Suudi Arabistan’a firar ederek, Suudi Arabistan’ın Yemen’e karşı saldırısı için zemin sağladı.
Mansur Hadi ve Riyad yönetimi kısa sürede Ensarullah hareketini iktidardan uzaklaştırıp, yeniden Mansur Hadi’yi iktidara getirebileceklerini zannediyorlardı ancak Riyad ve Mansur Hadi’nin hedefleri gerçekleşmediği gibi, Yemen oldukça farklı şartlara sahne oldu.
Birincisi şu ki anlaşmanın üzerinden 9 sene geçerken, Mansur Hadi’nin güç yapısında hiçbir yeri yok ve bizzat Suudiler tarafından iktidardan uzaklaştırılmıştır öyle ki Mansur Hadi hatta Yemen’de bile yaşamıyor.
İkinci fark şu ki, Ensarullah hareketi ve Sana’daki müttefikleri, hükümet kurmuş ve Sana’da en organize ve tutarlı siyasi aktörlerden biri haline gelmiştir. Esasında Mansur Hadi ve Suudi Arabistan, Ensarullah’ı iktidardan uzaklaştırmayı başaramadılar, hatta tam tersine Ensarullah hareketinin kurduğu hükümeti daha da güçlenmeyi ve güvenlik sağlamayı başarmıştır. Bu doğrultuda Ensarullah lideri Abdulmelik Bedreddin Husi, 21 Eylül anlaşmasının 9. Yıldönümü dolaysıyla yaptığı konuşmada, devrim sonrasında ülkenin güvenliğin tamamen yok olduğuna tanıklık ettiğini öyle ki Sana, teröristlerin cirit attığı bir yere dönüşürken kentte bir çok patlama ve terör olayı yaşandığını, birçok vilayette konuşlanan tekfircilerin konuşlandığını ifade ederek, ancak bugün Yemen’in bağımsız bir ülke olarak, ülkede güvenliğin sağlandığını kaydetti.
Üçüncü fark ise, Ensarullah’a bağlı Sana’da konuşlu hükümetin caydırıcı gücünün Suudi Arabistan’ın Sana ile müzakere yolunda hareket edip, savaşı durdurmak zorunda kalacağı kadar artmasıdır.
Ve 4. Fark ise, Yemen 2014 yılının aksine, bölgesel ve bölge dışı güçlerin sultası altında olan bir ülke değil, bağımsız bir ülke olmasıdır. Ensarullah lideri bu bağlamda yaptığı açıklamada 21 eylül devriminin Yüce Allah’ın halka verdiği bir başarı ve en önemli kazanımlardan olduğunu, çünkü bu devrimin kendilerini vesayetin altından kurtardığını, devrim öncesine kadar Amerikalıların hasmane politikalarını dayatıp, ülkeyi tüm alanlarda tamamen çöküşe doğru sürüklediğini ifade ederek, ancak bugün ABD ve diğer ülkelerden bağımsız bir hale geldiğini sözlerine ekledi.
parstoday