2005, ikinci intifadanın son yılıdır. O zamandan beri Siyonist rejim, Filistinlilere karşı birkaç uzun vadeli ve kısa vadeli savaş yürüttü. Savaşın yanı sıra İsrailli yerleşimcilerin ve askerlerin işgal altındaki topraklarda Filistinlilere saldırması da Siyonistlerin işlediği bir başka cinayettir. Filistinlilerin evlerinin yıkılması, sınır dışı edilmesi ve zorla göç ettirilmesi işgalci rejim tarafından işlenen bir başka suçtur. Geçen yıl, 2005'ten bu yana Siyonist suçların şiddeti ve saldırı olaylarında şehit sayıları da arttı. Bu açıdan bu yıllar  Filistinliler için en zor yıl oldu. 2023 yılının başından itibaren bu suçlar giderek yoğunlaştı. Binyamin Netanyahu'nun radikal, ırkçı ve aşırılık yanlısı bir başbakan ve bakanlardan oluşan yeni kabinesi,  Filistinlilere yönelik şiddetten kaçınmıyor ve aynı anda ve birlikte tonlarca suç işliyor. Bu Siyonist suçlarda ve saldırılarda ise  asıl kurban olanlar çocuklardır. 2023'te 27 çocuk İsrail askerleri tarafından şehit edildi. 2 yaşındaki Mohammad Haysam Tamimi, 2023'teki en genç Filistinli olarak şehit oldu. Bu Filistinli çocuk, Batı Şeria'da Siyonist askerler tarafından vurulduğunda henüz 2 yaşındaydı.

İşgal altındaki Tarmus Aya köyüne yapılan saldırı da Siyonistlerin yeni bir cinayetidir.  Batı'nın ve Birleşmiş Milletler'in sessizliğinin gölgesinde yerleşim birimleri inşa etmeye devam eden Siyonistler, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Turmus Aya köyüne saldırdı. Siyonistlerin, halkı katletmek amacıyla köye saldırdığı ve halkın geçim kaynağı olan 40'tan fazla ev, 60'tan fazla araba ve tarım arazisini yaktığı bildirildi. Avrupa Birliği'nin Filistin'deki temsilcisi Sven KUEHN VON BURGSDORFF da bu köye yönelik saldırıyı eleştirerek, "Turmus Aya işgal edilmiş bir topraktır ve bu köyün sakinlerinin korunması İsrail'in sorumluluğundadır. Biz ise gerçeği keşfetmeyi amaçlıyoruz. Bu şehirde yaşananlar hakkında, bu şehre seyahat ettik. Yerleşimcilerin Turmus Aya şehrinde yaptıkları bir terör eylemidir." dedi. 

Avrupa Birliği temsilcisi Sven KUEHN VON BURGSDORFF, Turmus Aya yapılan saldırıyı eleştirerek bunu bir  terör eylemi olarak nitelendirse de Filistin topraklarında genişleyen yerleşim birimlerinin inşasının durdurulması gerektiğini söylese de önemli olan Siyonistlerin suçunun durdurulması gerektiğidir. Yerleşim yeri inşasının pratikte durdurulması veya terör ile mücadele meselesinin gerekliliğidir. Bu alanda sadece yorum yaparak ve söylemler üzerinden politika yaparak durum çözülmeyecektir.  Avrupa Birliği'nin Filistin'deki temsilcisi, Batı Şeria'da inşa edilen yerleşim yerlerini yasadışı olarak nitelendirerek Batı Şeria'daki gerilimin tırmanmasının ana nedeni olarak da yerleşim alanlarının inşası olarak nitelendirdi, ancak Avrupa Birliği, dünya siyasetinde nüfuz ve etkinliğe sahip bir kurum olarak,bu inşaatları ve insan hakları ihlallerini durdurmak için hiçbir pratik önlem almamıştır, Siyonistlerin suçlarını engellemek için pratik adımlar atmamış, pasif politikasını sürdürmüştür. 

parstoday