Şehit Ebu Verde'nin kız kardeşinin oğlu, sosyal medya üzerinden yayınladığı mesajlarda 5 günden beri kayıp olan ve kendisiyle hiçbir şekilde irtibat kuramadıkları dayısının bugün (27 Nisan Perşembe) cesedine ulaşıldığını duyurdu. Dayısının fotoğraflarını da yayınlayan yeğeni, 1948 Bölgesi'ndeki hastanelerden birinde kimliği tespit edilemeyen bir ceset bulunduğuna dair haber geldiğini ve bu habere binaen yaptıkları araştırma neticesinde dayısının hayatını kaybetmiş olduğunu öğrendiklerini ifade etti. 

Ebu Verde'nin oğlu da yaptığı açıklamada 5 gündür ulaşamadıkları babasının öldürülmüş olduğunu bugün öğle saatlerinde öğrendiklerinde sarsıldıklarını dile getirerek, onun ölümünden işgal rejimini ve yahudi yerleşimcileri sorumlu tuttu. 

Emin Ebu Verde'nin birkaç gün önce 1948 Bölgesi'nde çalışmak amacıyla sağlıklı bir şekilde yola çıktığı, bu bölgenin güney kesiminde yer alan Kiryat Melahi mıntıkasında saldırıya uğradığının tespit edildiği, yanında taşıdığı telefonun da saldırıya uğradığı yerde parçalanmış halde bulunduğu bilgisi verildi.

Bugün sabah saatlerinde de 1948'de işgal edilmiş bölgenin güney kesiminde yer alan Nakab'ın Ebu Kureynat mıntıkasında 33 yaşında bir genç kız bıçaklı saldırı sonucu öldürülmüştü. 

Sabahki cinayet 1948 Bölgesi'nde sadece birkaç saat içinde Filistinlilere yönelik olarak gerçekleştirilen dördüncü cinayet niteliği taşıyordu. Bu olaydan birkaç saat önce de 1948 Bölgesi'nin kuzey kesiminde yer alan El-Celil'in Kefer Yasif beldesinde Fevaz Abdüllatif isimli şahıs silahlı saldırıda öldürülmüştü. Ayrıca biri Hulun kasabasında diğeri El-Ad kasabasında olmak üzere iki ayrı gencin daha silahlı saldırı sonucu öldürüldüğü haber verildi. 

Emin Ebu Verde'nin şehit edildiğinin de öğrenilmesiyle birlikte Filistin'in 1948'de işgal edilmiş bölgesinde bu yılın başından itibaren işgal rejimi tarafından himaye edilen karanlık kişilerin gerçekleştirdiği sözde faili meçhul gerçekte failleri işgal rejiminin istihbarat teşkilatları tarafından yönlendirilen cinayetlerde öldürülen Filistinli sayısı 54'e çıktı. İşgal rejiminin istihbarat teşkilatı bu bölgede yaşayan Filistinlileri sıkıştırmak ve göçe zorlamak amacıyla bu tür cinayetleri bizzat planlıyor. İşgal rejiminin yargı organları ise "faili meçhul cinayetler" kategorisine sokarak üzerine gitmiyor, arka planlarıyla ilgili söze gelir herhangi bir soruşturma yapmıyor. Dolayısıyla bu tür cinayetler gerçekte terör rejiminin kendi planlı, programlı ve ırkçı tasfiye politikasına dayalı kasıtlı cinayetleri niteliği taşıyor. 

Filistin Enformasyon Merkezi