Moritanya'nın başkenti Nouakchott'ta düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı dışişleri bakanları 49. toplantısının kapanış bildirisinde, Teşkilat üyesi ülkelerin Filistin meselesine İslam ümmetinin merkezi ve ana meselesi olarak ilkeli bağlılığı vurgulanırken, üye ülkelerden Filistin'in Birleşmiş Milletler'e üyeliğinin kabulü için baskı yapmaları istendi.

Bildirinin devamında, “Kudüs Şerif, Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır ve Filistin ulusunun oraya egemenliği yalnızca onlara aittir.”

Bildiride ayrıca, uluslararası toplumdan uluslararası hukuk çerçevesinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve İsrail'in tüm yasa dışı eylemlerini önlemek için gerekli önlemleri alması ve kutsal Kudüs şehri ile ilgili uluslararası kararlara uyması istenmektedir.

Filistin'in Birleşmiş Milletler'e üyeliği konusu ve bunun gerçekleşmesinin Tel Aviv için bir kabus olması, Siyonist rejim ve ana destekçisi ABD'nin güçlü muhalefetiyle karşı karşıya kaldı. Aslında bu konunun hayata geçirilmesi, Filistin devletinin gerçekleşmesi adına büyük bir adım sayılabilir. Bu mesele hali hazırda Siyonist rejimin en radikal kabinelerinden birinin işbaşında olması dikkate alındığında ırkçı Siyonist rejimin ülkülerine ağır bir darbe indirecektir.

Bu olayın gerçekleşmesinden korkuya kapılan Siyonist rejimin Birleşmiş Milletler'deki temsilcisi Gilad Ardan, bunun gerçekleşmesinden korkarak, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e daimi üye olma çabalarının boşa çıkacağını iddia etti ve Siyonist rejim İsrail’in bunu engellemek için her yöntemi kullanacağını, Amerika ve diğer Güvenlik Konseyi üyelerinin de buna karşı olduğunu iddia ederek sözlerine ekledi.

Bu arada Filistin Özerk Yönetimi Başkanı "Mahmud Abbas", Filistin'in uluslararası kuruluşlara üye olma çabalarını sürdüreceğini vurguladı ve eğer Birleşmiş Milletler'deki daimi üyeliği konusunda sorun yaşanırsa, Genel Kurul'a gideceğini ifade etti; gerçi bazı ülkeler ise Filistin'i bu konuda veto etmekle tehdit etti.

Filistin şu anda Birleşmiş Milletler'in gözlemci üyesidir ve bu örgüte tam üye olması halinde bu, Filistin ülkesinin uluslararası alanda tanınması anlamına gelecektir. 29 Kasım 2012'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Filistin'i, alınan bir kararla gözlemci ve üye olmayan ülke olarak tanıdı.

BM Antlaşması uyarınca Filistin’in BM’e üye olması, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde daimi olan İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Amerika’nın vetosu olmadan 9 üyenin onayı ile kabul edilebilir. Tabi ki Güvenlik Konseyi’nin batı kanadı ve özellikle Amerika, muhakkak bu konuya karşı çıkacaktır.

Batılıların Tel Aviv'i desteklemesine ve Filistin'in Birleşmiş Milletler'in resmi üye devleti statüsü konusundaki sabotajlarına rağmen, mevcut durum onların ve Siyonist rejimin isteklerine aykırıdır. Zira 4 kıtadan 57 üyesi olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Filistin’in BM üyeliği için baskı yapılmasının talebi, tüm bu ülkelerin farklı siyasi eğilimlere sahip olmalarına rağmen, Filistin’ın haklarının gerçekleşmesi ve BM’e tam üyeliği konusunda aynı görüşte oldukları ve hatta bunun için baskı yapılmasını istedikleri görülüyor.

parstoday