ASLAN YUVASI GRUBUNU YAKINDAN TANIYALIM

Grubun Batı Şeria'da artan popülaritesi nedeniyle, birkaç Filistinli grup Aslan Yuvası ile bağlantı iddiasında bulundu ve direniş grubunu bağımsız hareket ettiğine dair açıklamalar yapmaya mecbur etti. Aslan Yuvası lideri The Cradle'a şunları söylüyor: "Aslan Yuvası’nda faaliyet gösteren Kassam, Saraya [Kudüs Tugayları] ve Fetih üyeleri, ulusal bir çerçevede yer alıyor ve kendi partilerini temsil etmiyorlar." 

Görüntülenme: 1011 Tarih: 21 Ekim 2022 20:53
ASLAN YUVASI GRUBUNU YAKINDAN TANIYALIM

Yousef Fares

18 Ekim 2022

11 Ekim'de Filistinli silahlı kişiler, işgal altındaki Batı Şeria'daki Nablus şehrinin batısında yer alan yasadışı Yahudi yerleşkesi Shavei Shomron yakınlarında bir İsrail askerini öldürdü. Aynı gün, maskeli adamlar şehrin dış mahallelerindeki dört İsrail hedefine daha ateş açtı.

Aslan Yuvası adlı yeni kurulan direniş fraksiyonu tarafından bir günde toplam beş operasyon gerçekleştirildiği ve örgütün bunların sorumluluğunu üstlendiği bildiriliyor.

“İsrail”de ise Pazar günü, Başbakan Yair Lapid, Başbakan Vekili Naftali Bennett, Savunma Bakanı Benny Gantz, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Eyal Hulata, Mossad Şefi David Barnia, Şin Bet Şefi Ronen Bar ve Askeri İstihbarat Şefi Aharon Haliva’nın katıldığı, ulusal bir festivalin arifesinde alışılmadık bir üst düzey güvenlik toplantısı düzenlendi.

Toplantının amacı, Haaretz'in “İsrail devleti için büyük bir baş ağrısı” olarak adlandırdığı yeni Batı Şeria direniş fenomeni Aslan Yuvası’nı tartışmaktı. O günün erken saatlerinde de İsrail Savunma Bakanlığı, Aslan Yuvası ile iltisaklı olduğu iddia edilen 164 Filistinliye giriş izni vermemişti.

Aslan Yuvası kimlerden oluşuyor?

“Savunma” Bakanı Gantz'ın “İsrail güvenliğine meydan okuma” olarak tanımladığı ve Filistin Otoritesinden defalarca kez hareketin büyümesini engellemesini talep ettiği Batı Şeria direniş grubu Aslan Yuvası hakkında ne biliyoruz?

Bu grubun ilk çekirdeği, geçen Şubat ayında Nablus'ta, İsrail rejimi güçlerinin, tamamı Fetih hareketinin askeri kolu El Aksa Şehitleri Tugayı'nın üyeleri olan Muhammed el-Dahil, Eşref Mubaslat ve Adham Mebruka'yı öldürdüğü zaman kuruldu.

Üçlü, Filistin İslami Cihadı'nın askeri kolu Kudüs Tugayları'nın lideri ve Cenin Tugayları'nın kurucusu olup Haziran 2021'in başlarında İsrail güçleri tarafından öldürülen Cemil al-Amouri ile arkadaştı.

Misilleme olarak, üçlü, İbrahim el-Nablusi ile birlikte şehirdeki işgal ordusu kontrol noktalarına karşı bir dizi saldırı operasyonuna katıldı. Ait oldukları Fetih'ten destek alamamaları, onları diğer gruplardan, özellikle de onlara maddi ve lojistik destek sağlayan Hamas ve İslami Cihad’dan yardım aramaya sevk etti.

Nablusi'nin 9 Ağustos 2022'de katledilmesinden sonra, o ve diğerleri Filistin halkı için ulusal ikonlar haline geldiler ve Nabluslu ünlü şehitlerin uzun listesine dâhil oldular. Siyasi araştırmacı Mecd Dargham The Cradle'a “Nablus'un Filistin Yönetimi ve El Fetih hareketi nezdinde özel bir statüsü olduğunu ve burada başka hiçbir örgütün aktif hale gelmesine izin verilmediğini” söyledi.

Kudüs Tugayları'na bağlı Nablus Tugayı'nın çok fazla başarı şansı olmadığından, çoğunluğu Fetih savaşçılarından oluşan ve partizan olmayan yeni grupların inşasına ihtiyaç vardı. Aslan Yuvası işte böyle doğdu ve kısa sürede Fetih üyelerinin egemenliğinde, hizipler arası bir gruba dönüştü.

Örgütün lideri konuştu

İsminin açıklanmaması koşuluyla The Cradle'a konuşan Aslan Yuvası lideri, grubunun "direniş için kurulduğunu" vurguladı ve devam etti: “Partizanlığı reddediyoruz, Allah ve millet için birlik içinde çalışıyor ve kendi partisiyle ilişkisi dışında bizimle irtibat kurmak isteyen her fraksiyon üyesine elimizi uzatıyoruz.”

Geçen ay, Filistin direnişinin Batı Şeria'daki askeri operasyonları dört İsrail askerinin ölümüne yol açtı ve yaklaşık 800 çatışma hadisesi kayıtlara geçti.

Yaniv Kubovich ve Jack Khoury tarafından yazılan ve Haaretz'de “Nablus'un Aslan Yuvası İsrail ve Filistin Otoritesi için büyük bir baş ağrısı haline geldi” başlığıyla yayımlanan makalede, bu yeni direniş grubuyla ilgili temel sorunun, üyelerinin çoğunun Fetih'e mensup olması ve Nablus'taki kalabalık ailelerden gelmeleri olduğu vurgulanıyor.

Bu durum, Filistin Yönetimini utanç verici bir duruma sokuyor zira İsrail desteğiyle Filistin güvenlik güçleri tarafından Aslan Yuvası’nı hedef alacak herhangi bir operasyon, FY’nin kendi ayağına ateş etmesi ve El Fetih ile destekçileri arasındaki meşruiyetinden geriye kalanı da yok etmesi anlamına gelecek.

Gantz yaptığı basın açıklamasında, Batı Şeria'daki durumun çok hassas olduğunu kabul etmekle birlikte, üye sayısı 30'u geçmeyen Aslan Yuvası’nı ortadan kaldırmanın "mümkün" olduğunu söyledi.

Ancak grubun lideri bunun cevabını The Cradle'a şu şekilde veriyor: "Gantz sayımız, çalışma yöntemlerimiz ve ne kadar uzağa varabileceğimiz konusunda yakında çok şaşıracak." Dergham'a göre Aslan Yuvası'nın popülaritesi eski Nablus şehri ile sınırlı değil ve etkisi şimdilerde Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerine uzanıyor.

Dergham ekliyor: “İbrahim Nablusi, Muhammed el-Azizi, Abboud Sobh ve diğerleri birer ikona dönüştüler. Onlara saldıran veya arkadaşlarını tutuklayan, işgalcilerin ajanı gibi görünecek ve Filistin Yönetiminin buna hiç tahammülü yok.”

"Silahlarınızı bırakmayın"

İbrahim el-Nablusi vurulmadan önce arkasında Arapça günlük konuşma dilinde bir mesaj bıraktı: "Ailelerinizin onuru için silahlarınızı bırakmayın!"

Bu sözler, 24 Temmuz'da Nablus'ta İsrail güçleri tarafından askeri bir baskın sırasında şehit olan savaşçıları Muhammed el-Azizi ve Abdurrahman Subh için 2 Eylül’de düzenlenen anma töreninde ilk kez ortaya çıkan Aslan Yuvası’nın kuruluş manifestosunu oluşturdu.

Tamamen siyah giyinmiş, hepsi maskeli ve silahları kalkık ve sağlarına yakın tutulmuş halde görülen Aslan Yuvası üyeleri, yüzlerce kişinin katılımıyla Nablus'un eski şehrinin sokaklarında ve sokaklarında yürüdüler.

Maskeli adamlardan biri, Aslan Yuvası’nı "sahadaki birliğinden ve geçmişteki Devrim’in köklerinden türetilen sürekli direniş olgusu" olarak tanımlayan örgüt tüzüğünü okudu.

“İşgalin küstahlığı, direniş savaşçıları olarak bize, işgalin beklemediği şekillerde yenilenen çatışmalara girmeyi dayatıyor. Özellikle de bu örgütlü ve öz-yönetimli direniş, kendi damarlarındaki kanı birçok biçim ve yöntemle her gün tazeleyebildiği için!” dedi.

Bu kişi ayrıca örgüt üyelerine “hiçbir koşulda silahı bırakmamalarını ve bunları işgale, yerleşimcilere ve düşmanla işbirliği yapanlara yönlendirmelerini” hatırlatarak, “Filistin Yönetiminin güvenlik servislerindeki kardeşlerini birleşmeye ve silahları sadece işgalcilere yöneltmeye” çağırdı.

Gururun popülaritesi

19 Eylül'de Filistin Yönetimi güvenlik güçleri, aynı zamanda Aslan Yuvası'nın liderlerinden biri olan Hamas üyesi Musab Shtayyeh'i tutukladı. Buna karşılık grup, Filistinli polislerle çatışmalara tanık olunan gösteriler için çağrıda bulundu.

İki gün süren gerginlik ve protestoların ardından grup, “iç çatışmalar sadece işgale hizmet eder, silahlarımız sadece düşmana yönelecektir” şeklinde bir açıklama yaptı. Sükûnet şehre geri döndü ve o günden bu yana Aslan Yuvası savaşçıları yerleşimci arabalarına ve İsrail askeri kontrol noktalarına düzinelerce silahlı saldırı gerçekleştirdiler.

Grubun Batı Şeria'da artan popülaritesi nedeniyle, birkaç Filistinli grup Aslan Yuvası ile bağlantı iddiasında bulundu ve direniş grubunu bağımsız hareket ettiğine dair açıklamalar yapmaya mecbur etti. Aslan Yuvası lideri The Cradle'a şunları söylüyor: "Aslan Yuvası’nda faaliyet gösteren Kassam, Saraya [Kudüs Tugayları] ve Fetih üyeleri, ulusal bir çerçevede yer alıyor ve kendi partilerini temsil etmiyorlar."

Örgüt lideri devam ediyor: "Hepsi bizim kardeşimiz. Musab Shtayyeh'in tutuklanmasına yönelik protestolar bir çatışmaya dönüşmek üzereyken, pusulamızı işgalciye yönlendirmek için bunu bitirmeyi seçtik.”

Grubu “terörist örgüt” olarak tanımlayan İbrani dilli Kanal 13, “bir yıldan kısa bir süre içinde belirsiz bir örgütten bilinen tüm Filistinli gruplardan daha fazla etkiye sahip bir örgüte dönüştü. İsraillilerin güvenliğini ve Filistin Yönetiminin istikrarını tehdit ediyor.” itirafında bulundu.

Bölgeyi geri almak

Nablus'taki Filistin direnişinden bir kaynak The Cradle'a, “Aslan Yuvası’nın Batı Şeria'daki direnişi, askeri akınlar ve rastgele baskınlarla yüzleşmekten kolektif işgal güçlerine karşı organize operasyonlar gerçekleştirmeye doğru genişlettiğini” doğruluyor.

Son operasyonlar örgütün, işgal ordusunun ve yerleşimcilerin Batı Şeria'daki şehirlerde sağlamaya çalıştığı her türlü düzen şansını baltalamaya dayanan iyi düşünülmüş bir stratejiye göre çalıştıklarını gösterdi.

Yine de, Aslan Yuvası lideri, grubun kalesi olan Nablus'ta zor günler bekliyor. İsrail güçlerinin örgüt altyapısını ortadan kaldırmak için şehirde her an başlatabileceği büyük bir güvenlik kampanyası tehdidine ek olarak, uzlaşmacı Filistin Yönetimi, grubu kontrol altına almak için büyük çaba sarf ediyor.

Filistin Yönetimi geçtiğimiz günlerde, tutuklanmayacaklarına dair İsrail garantisi karşılığında Aslan Yuvası üyelerini güvenlik hizmetlerinde görevlendirmeyi teklif etti. Grubun lideri şöyle yanıt verdi: “Tüm teklifleri reddettik. Şehitlerin kanını şahsi menfaat için kullanmayacağız!”

Gözlemcilere göre, yeni direniş fraksiyonu çok büyük bir gelişme kaydetti ve olası sınırlama veya ortadan kaldırma aşamasının çoktan ötesine geçti. Ve önümüzdeki günlerde muhtemelen çeşitli Batı Şeria şehirleri ve kamplarındaki yayılışına tanık olacağız.

Çeviri: Medya Şafak

Yorumlar