ABD Başkanı Joe Biden'ın ziyareti daha yapılmadan birçok tartışmaya, yoruma, soruya konu oldu. Muhtemel birçok senaryo yazıldı. Bu ziyaretle Siyonist düzlemde neler gerçekleşecek diye sorular soruldu ve cevap arandı. Filistin düzleminde ise ne soru var ne de muhtemel gelişmeler. Çünkü bu bir geçiştirme ve göz boyamadır. Bu da Filistin tarafının maruz kaldığı aşağılanma seviyesini gösteriyor. Madem Ramallah Yönetimi bir demet dolara razı olup, şekerle kaplı vaatlara kanıyor o zaman olacağı da buydu.
Peki, Siyonist düzlemde Biden ne kazanmak istiyor? Amerika bu ziyaretle Kongre seçimlerinin sonuçlarından morali bozulan ve seçimlerden karamsar çıkan Demokrat Parti'yi güçlendirmek istiyor. Aynı şekilde Lapid hükümeti de bu ziyaretle gelecek seçimlerde daha fazla oy toplamak istiyor.
Ancak bu ziyaretle hedeflenen en tehlikeli husus, ABD Başkanı Biden’in Siyonist rejimle birinci ve ikinci zirveye katılacak Arap ülkeleriyle ilişkileri konusunda yapacağı girişimdir. Birçok gözlemciye göre bu, Siyonist rejimi Arap rejimlerinin içine sokma şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Tabi böyle bir şey Arap kamuoyu tarafından asla kabul edilmeyecektir. Aynı şekilde bu Arap rejimlerinin yıkımına neden olacaktır. Tecrübeler, Arap ülkelerinden anlaşma, ilişkileri normalleştirme veya aynı pakta iştirak edenlerin zararla kalktıkları, söz konusu rejimlerde yıkıma ve kötüye gitmeye neden olduğu görülmüştür. Zaten Arap rejimlerinin durumu da bunu gösteriyor. Özellikle uzaktan da olsa Siyonist rejime yaklaşmak isteyen rejimlerde bunu müşahede etmek mümkündür. Dumanlar yükselen ve etrafı isli tencereye benzer. Dokundun mu mutlaka siyahlığından bir şey sana bulaşacaktır.
Siyonistleri hoşnut etmeye umut bağlayıp, bunu yaptıklarında ülke ekonomisinin şahlanacağını, dışarıdan üzerlerine mal ve yatırım yağacağını düşünenler bir baktılar ki ülke ekonomisi gerilemiş, adım adım geri gitmiştir. En önemlisi de Arap ülkelerinde ve bölgede misyonlarının kaybettiklerini görmüşler. Bütün bunlar bir pakt ve entegre olmadan oldu. Peki ya bir entegre ve koalisyon olursa ne olacak? Arap ülkelerinden Siyonist rejimi korumaları talep edildiğinde ne olacak? Onlar, işgal rejiminin kendilerini koruyacağını düşünüyorlardı. Fakat şimdi kendilerinden tersi istenecek. Bu da Arap ülkelerinden talep edilen yeni hizmetin kendilerine hezimet ve tehlike, daha çok yıkım ve belki de yeni savaşlar getireceğini gösteriyor.
Yine burada şu soru sorulabilir. Joe Biden’in Suudi Arabistan ziyareti ve buradaki zirveye katılan Arap ülkeleri liderleriyle buluşmasından ne bekleniyor?
Bazıları bu ziyaret ve zirveyle Amerika ve Siyonist İsrail’in ortak olacağı bir Arap natosunun kurulacağını ön görüyordu. Görünüşte bu nato İran’a karşı kurulacak, ama hakikatte ise Filistin halkı ve davasına karşı kurulacak. Filistin davasının tasfiyesi için kurulacak. Bu da daha kurulmadan, merkezi belirlenmeden ve ilk toplantısını yapmadan üzerine şimşekleri çekmesine neden olacak. Bu şekilde Arapların böyle bir koalisyona ortak olmaları doğrudan Filistin davasına karşı olmalarını doğuracaktır.
Amerika ve işgal rejiminin, böyle bir koalisyonun İran’a karşı olacağı propagandasıyla Arap ülkelerini böyle bir oluşumun içine çekmeye çalıştıkları doğrudur. Fakat pratikte olan ve gözle görülen durum, gece gündüz müşahede ettiğimiz husus, Siyonist işgal rejiminin Batı Şeria’da yerleşke inşaatına devam ettiği, Kudüs kaynaklarını gasp edip Yahudileştirmeye çalıştığı, Mescidi Aksa’yı yıkıp yerine Tapınak dikmek için yoğun bir çaba harcadığıdır.
İşgal altındaki Filistin topraklarında her gün olup biten budur. Saat başı çatışmalar yaşanıyor. Bu da gösteriyor ki entegrasyon, nato projesi, uçaklarla çatışma, anti füze sistemlerinin birinci ve doğrudan hedefi, iddia ettikleri gibi İran değildir. Aksine Filistin’dir. Diğer taraftan Amerika ile İsrail arasındaki çelişki ile İran ve direniş ekseni arasındaki çelişkiler bir yana, her iki blok arasındaki düşmanca tutum ancak savaşla çözülebilir türdendir. Aslında İran’a saldırı planı uzun zamandır Siyonist Genel Kurmay’ın masasındadır. Ancak kimi nedenlerden ötürü şu an ertelemiş durumda. En azından şimdiye kadar başlamamış. Bunun başlamamış olması, onun savaşı kazanma acziyeti olabileceği gibi, vereceği zarar ve bu zarara bağlı olarak ortaya çıkacak sorunlar da olabilir.
O nedenle şu anda gece gündüz Kudüs ve Batı Şeria’da meydana gelen olaylar, Gazze kuşatmasına devam edilmesi, tutuklamaların durmadan sürmesi, Filistin halkına yönelik saldırıların devam etmesi, işin özünü gösteriyor. Bu aşamada Biden’in ziyaretine bağlı olarak Siyonist rejimle yapılacak bir yakınlaşmanın, ona ortak olmanın, yapılacak bir koalisyonun temel ve birinci hedefi Filistin halkı; davası ve bu davanın tasfiyesi olacaktır. Bunun başında da Kudüs, Mescidi Aksa, yerleşke inşaatı ve toprakları Yahudileştirme faaliyetidir.
Diğer taraftan uluslar arası, bölgesel ve Filistin’deki güç dengeleri arasında yapılan bu ziyaret birinci derecede Amerika, ikinci derecede Siyonist rejimin lehinde değildir.
Ukrayna savaşı Putin ve Rusya lehine sonuçlanmak üzere. Bu durumda Joe Biden, Nato ve Amerika Dış İşlerinin savaşın devam etmesi, genişlemesi ve ekonomik olarak da Batı’yı etkilemesi üzerine ellerini birbirine vurmaktan başka bir şey düşmüyor. Özellikle haberi olmadan dünya savaşına sürüklenen dünya kamuoyunun tepkisi ciddi manada onları etkileyecektir. Bu bocalama, Biden ve Batılı liderler için olumsuz sonuçlardır.
Bölgesel olarak baktığımızda ve özellikle bu entegrasyon ve koalisyona davet edilenler açısından değerlendirdiğimizde aslında hiçbirinin NATO gibi yeni bir koalisyona girme gibi bir niyeti ve arzusu bulunmamaktadır. Bunlardan birçoğu Siyonist rejimle halkları tarafından benimsenmeyen ve reddedilen ilişkiler geliştirmişse de Amerika ve Siyonist rejimle dostlukta, İran ile düşmanlıkta veya Rusya ve Çin’e karşı bu dereceye kadar götürmek istemez.
Bu ülkelerin bütün çağrılara rağmen İran ile ilişkilerini kesmeye gitmemeleri, düşmanlığı ileri bir boyuta taşımamaları, Rusya ve Çin’le ilişkileri geliştirmeleri söylediklerimizin kanıtıdır.
Netice olarak bu ziyaret daha çok medyatik ve hayali bir başarı olacak, bunun ötesine geçmeyecek. Nato gibi bir pakt kurmaktan uzaktır. Hatta onun onda birini bile oluşturamazlar. Koalisyonlar ve paktlar böyle kurulmaz. Fakat güç dengelerini değiştirecek eylemden çok enformasyon haberlerle ses bombalarına ihtiyaç olursa yapılacak başka bir şey de olmaz.
Filistin Enformasyon Merkezi