Katar'ın el-Cezire kanalına verdiği röportajda Dr. Harrazi, İran'ın atom bombası üretebilecek teknik yeteneğe sahip olduğunu, ancak bunu yapmaya karar vermediğini, bunu istemediğini söyledi. Esasen Siyonist Rejim İsrail, Filistin işgalinin başlangıcından bu yana nükleer enerji elde etmek için çaba sarf eden İran'ın nükleer haklarına karşı çıkarken, tüm ahlaki ilke ve kriterleri ihlal ettiği için ahlaktan bahsedemez. 1960'lı yılların başında askeri amaçlarla nükleer silah elde etmiş Siyonist Rejim böyle bir yeteneğin elde edilmesinin Arap ülkelerine karşı caydırıcılık yaratmak için kaçınılmaz bir gereklilik olarak görüldüğünü ilan etmişti ve temelde şimdi bu iddiada bulunması ve ahlaktan bahsetmesi anlamsızdır. Ancak bu nükleer silah ve kabiliyetin, bu rejimin yayılmacılığına ve Birleşmiş Milletler Şartı'ndan Birleşmiş Milletler kararlarına kadar uluslararası ilke ve yasalardaki taahhütlerinin ihlal edilmesine destek olarak kullanıldığı daha sonra ortaya çıktı.
Bu rejim, nükleer silahların üretimi ve stoklanmasında herhangi bir sınırlama olmaması için NPT'yi imzalamayı reddetmiş ve aynı zamanda bu rejimin nükleer tesislerine herhangi bir denetim imkanını da engellemiştir.
Siyonist rejim, bölge düzeyinde nükleer güç tekeline sahip olmak için hiçbir Arap ülkesinin, hatta bu rejimle barış antlaşması imzalamış olan Mısır'ın bile, barışçıl amaçlarla dahi olsa nükleer güç elde etmesine ve uzlaşmacı ülkelerin bile nükleer tesislerine sahip olmalarına izin vermemiştir. Bu bağlamda Siyonist rejim Irak ve Suriye'yi de bombalayarak nükleer tesisler bile kullanmalarını engellemiştir.
Ancak bu yaklaşım şu ana kadar İran için etkili olmamıştır çünkü İran'ın nükleer gücü tamamen yerlidir ve tüm uzmanlar İran'ın nükleer gücünü askeri harekatla yok etmenin mümkün olmadığı sonucuna varmıştır. Obama döneminde Amerika ve diğer batılı ülkeler bile İran'ın nükleer gücünü, yerlileşmesi ve millileşmesi nedeniyle yok etme olasılığının bulunmadığından emin olduklarında İran ile nükleer anlaşmaya başvurdular.
O dönemde hem içeriden hem de bölgeden bazı taraflar daha fazla güç ve azami yaptırım uygulayarak İran'a karşı daha iyi sonuçlar elde edebileceklerini düşünseler de şimdi başarısızlıklarını kabul ediyorlar. Buna dayanarak Siyonist rejim İsrail, iddiasının aksine, İran'ın Irak gibi nükleer tesislerini yıldırım saldırısıyla yok edemediği gibi, işgal altındaki toprakların stratejik derinliğinin olmaması nedeniyle İran'ın ikinci saldırısına da karşı koyamaz.
İran'ın şu anda bir atom bombası olmamasına ve üretme isteği ve niyeti olmamasına rağmen, caydırıcılık yaratmak ve aslında Siyonist rejimin İran'ın nükleer tesislerine karşı olası herhangi bir askeri saldırılarına karşılık vermek için güçlü füzeler ve insansız hava araçlarıyla donatılmıştır. İşgal altındaki Filistin'in derinliklerinde stratejik hedeflere yönelik yaygın füze saldırılarının yaşandığı bir sırada İsrail'in İran'ı tehdit etmesi akıl almaz ve içi boş bir durumdur. Bu temelde bazı askeri uzmanlar İran'ın atom bombasının Dimona ve Siyonist rejimin diğer nükleer tesisleriyle aynı olduğunu söylüyor. Ancak ABD Başkanı Joe Biden'in işgal altındaki Filistin'i ziyaretiyle Siyonist rejimin bölgesel tehditlerinin arttığını da göz ardı etmemeliyiz.
parstoday