Göstericiler "Kahrolsun Amerika" sloganları atarak ve ABD bayrağını yakarak Washington'un Pakistan'a karşı tehditvari siyasetlerine yönelik öfkelerini gösterdi.
ABD'nin Pakistan'ın iç işlerine müdahale konusu, Başbakan Imran Han'ın muhaliflerinden oluşan bir koalisyonun parlamentoda kendisine karşı gensoru önergesi sunmasının ardından son günlerde hükümet ve medya çevrelerinde geniş yer buldu.
Imran Han, kendisini iktidardan düşürme girişiminin, iç muhalefet tarafından yürütülen dış komploların sonucu olduğuna inanıyor. Bu nedenle, bazı siyasi çevrelere göre, İmran Han'ın Pakistan'ın içişlerine sık sık dış müdahale planlarından söz etmesinin önemli hedeflerden biri de, muhalefeti parlamentoda güvenoyu veya güvensizlik için oy kullanma sürecini etkisiz hale getirmeye çalışmaktı.
Fakat Pakistan'da Adalet Hareketi Partisi'nin yanında yer alan müttefik partilerden biri iktidara verdiği desteği kestiğini açıklamasıyla birlikte, muhalefet koalisyonunun Pakistan başbakanı İmran Han'ı iktidardan uzaklaştırma yönündeki girişimlerinin başarılı olmasına ilişkin kaygılar da arttı ve bu durum özellikle de Adalet Hareketi Partisi liderlerini de ciddi bir şekilde endişelendirdi.
Pakistan meseleleri uzmanlarından biri olan Fercad Emin bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır: "Pakistan başbakanlarından hiçbiri şu ana kadar görev süresini tamamlamadı ve 2018'de destekli veya desteksiz başbakan seçilen İmran Han konusunda da böyle bir endişe var. İşin doğrusu ordu desteği bu alanda önemli bir rol oynuyor. Pakistan Başbakanı'nın çalışmalarına devam etme konusunda ordunun konumu yadsınamaz bir gerçeğe sahip."
Buna rağmen bazı siyasi çevreler, ABD'nin İslamabad hükümetinin son dönemdeki tutumlarından duyduğu şiddetli memnuniyetsizliği vurgularken, ABD ordusunu Afganistan'da küçük düşüren ve aşağılayan yenilgisi, Beyaz Saray'ın Pakistan başbakanı İmran Han hükümetine karşı koyma çabalarını, önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Söz konusu siyasi ve haber çevrelerin bakış açısına göre Amerika Birleşik Devletleri, Pakistan hükümetinin, Beyaz Saray'ın Afganistan ve hatta pratikte başarısızlığa uğrayan Ukrayna krizi konusundaki politikalarına daha uyumlu olmasını bekledi. Bunun gerçekleşmemesine ilaveten aynı zamanda İslamabad'ın askeri üssü için ABD'ye gereken izni vermemesi, durumu vahimleştirdi ve Beyaz Saray'ın öfkesini daha da arttırdı.
Pakistan'ın önde gelen analistlerinden İmtiyaz Gül bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunuyor: "ABD'nin bölgedeki benzeri görülmemiş jeopolitik izolasyonu ve battığı tecrit bataklığı, Afganistan'dan askeri geri çekilmesinin ardından olup bitenler Amerika'nın kafasını karıştırdı. Pakistan da dahil olmak üzere bölge ülkelerinden ABD'ye Afganistan'dan çekildikten sonra bir askeri üs verilmesine yönelik karşı muhalefetler, Washington'u eşi görülmemiş bir ikilemle karşı karşıya bıraktı, bu anlaşılabilir bir durumdur."
Her halükarda, Pakistan halkının ABD'nin bu ülkenin iç işlerine müdahalesini kınayan gösterileri, ABD'nin sömürgeci ve müdahaleci politikalarına karşı kamuoyunda öfke ve nefretin boyutlarını gösteriyor. Aynı zamanda, sokaklardaki insanların varlığı, iktidardaki Pakistan Adalet Hareketi hükümetinin halk arasındaki makbuliyetini gösteriyor ki bu, Pakistan dışından İmran Han'a karşı dikte edilen politikaların ilerlemesinin önünü engelleyebilir.
Pakistan'da tüm bu olup bitenler üzerine Pakistan Başbakanı İmran Han’ın görevden alınması için muhalefetin oylama yapılması çağrısıyla başlayan gerilim parlamentonun feshedilmesiyle sonuçlandı. Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Han'ın çağrısı üzerine parlamentoyu feshetti ve erken seçim kararı aldı. Ülkedeki anayasaya göre, parlamentonun feshedilmesi durumunda seçimlerin 90 gün içinde yapılması gerekiyor.
parstoday