Za'arir yaptığı basın açıklamasında, esirlerin idari tutuklama uygulamasına son verilmesi ve işgal yönetiminin devam eden baskılarının son bulması için direnişi zorunlu gördüklerini, bunu da yerine göre açlık greviyle, yerine göre duruşmaları boykot ederek veya zulmü protesto anlamına gelecek başka uygulamalarla gerçekleştirmeye çalıştıklarını dile getirdi. 

Za'arir, işgal rejiminin idari tutuklama uygulamasının sonlandırılmasının zorunlu olduğunu ve bunun için de Filistin sahasında her alanda dayanışma eylemlerini etkin hale getirmek suretiyle gerçekleştirmek gerektiğini ifade etti.

Za'arir, işgal zindanlarındaki Filistinli esirlerin, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ne göre savaş esiri olarak kabul ettirilebilmesi için siyasi alanda da hukuk mücadelesi verilmesi gerektiğini vurguladı. 

Za'arir, Filistinli esirlerin özgürlüklerini kazanmak ve idari tutuklama uygulamasını sonlandırmak için mücadele konusunda ısrarlı olduklarına dikkat çekti. 

İsrail işgal rejiminin Filistinlilere yönelik olarak kullandığı "idari tutuklama" uygulamasına göre bir işgal yargıcı herhangi bir suçlama yapmadan ve dava dosyası açmadan bir Filistinliyi altı ay süreyle hapse atabiliyor ve tutukluluğunu yine hiçbir gerekçe ileri sürme ihtiyacı duymaksızın altı aylık sürelerle on kez uzatabiliyor. On kez uzatmanın tamamlanmasından sonra serbest bırakması gerekse bile, tutuklu bir süre serbest bırakıldıktan sonra işgal güçlerinin birkaç gün içinde onu yeniden idari tutuklu olarak hapse atmaları imkanı var. Bu da işgal yargısına, bir Filistinliyi sadece beş yılda bir ev ziyareti izni vermek suretiyle yargısız bir şekilde müebbet hapse mahkum etmesine imkan veriyor.

Filistin Enformasyon Merkezi