Bu görüşme, Mahmud Abbas'ın yeni Siyonist kabinenin göreve başlamasından bu yana Siyonist Rejim İsrail savaş bakanı Bennie Gantz ile yaptığı ikinci görüşme sayılır. İki taraf arasındaki ilk görüşme Ağustos ayı sonlarında Ramallah'ta gerçekleşti ki son 10 yılda kendi türünde ve üst düzeyde ilk görüşme sayılırdı.
Bu hususta göze çarpan ilk nokta Filistin İslami Direniş Hareketi-HAMAS'ın bu görüşmeyi kınaması ve Abbas'ın bu girişimini Filistin İntifadasının sırtına saplanan bir hançer olarak değerlendirmesidir.  Buradaki ikinci nokta ise yapılan bu dostane görüşmenin Filistin ve Filistinlilerin zor durumda olduğu bir dönemde gerçekleşmesidir. 
Bu sıralarda Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik baskı ve saldırganlık yoğunlaştı. Gazze'deki Filistinliler de hala kuşatma altında. Dolayısıyla böyle bir görüşme Filistinlilere yönelik düşmanlığın ve baskının ve husumetin tırmandığı bir sırada gerçekleşti. 
Bu husustaki üçüncü dikkat çekici nokta ise Filistin Özerk Teşkilatı'na bağlı güvenlik güçlerinin aslında Siyonist Rejim İsrail savaş bakanının emrinde oluşunun ispatlanmasıdır. Kuşkusuz bu görüşmenin gündem maddelerinden biri de bu güçler ile Siyonist Rejim İsrail askerleri arasında Batı Şeria'da koordinasyonun arttırılmasıydı. Böylece Filistinliler daha fazla baskı altında tutulmak istenmektedir.
 Dördüncü önemli nokta ise  Siyonistlerin mevcut dönemde Filistinlilerin hareketlenmesi ve Batı Şeria'daki durumla ilgili birleşmelerinden duyduğu kaygının ortaya çıkmasıdır.  Diğer bir deyişle, Siyonistlerin temel korkusu, Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinliler arasında birlik ve beraberliğin oluşma ihtimalidir. Çünkü son birkaç yıldır yaşanan gelişmelerde Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler, Gazze halkıyla dayanışma ihtiyacının altını çiziyor.
Aslında Batı Şeria’daki Filistinliler, haklarının diyalog ve müzakere yoluyla gerçekleştirilemeyeceğini, onları Siyonist baskıdan kurtarmanın tek yolunun direnmek ve direniş seçeneklerini vurgulamak olduğu sonucuna varmışlardır. Siyonistler, Mahmud Abbas ve Batı Şeria'daki Filistinlilerle yaptıkları görüşmelerle, başta bölge Arap ülkeleri olmak üzere diğer ülkelere Filistin meselesinin sıradanlaştığını ve hatta Filistinlilerin kendilerinin bile görüşmeler gerçekleştirdiklerini aşılamaya çalışıyorlar. Bu bağlamda normalleşme yolu kolaylaştırılmak istenmektedir. 
Bu bağlamda dikkat çeken altıncı nokta ise Bennet-Lapid’in kırılgan kabinesi ile ilgilidir. Siyonist rejim kabinesi bu tür toplantılar ve görüşmelerle Filistin meselesinin çözüldüğünü ima etmeye çalışıyor, öyle ki Filistin liderlerinden biri hor düşecek şekilde Siyonist savaş bakanının konağına bile gidip onunla görüşüyor. Böylece “Siyonist kabinenin sözde gücü ve başarısı Siyonist kamuoyuna göstermek" istenmektedir. 
Bu konudaki yedinci nokta Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilerle ilgilidir. Onlara göre bu toplantılar, Filistin Özerk Yönetiminin Filistinlilerin çıkarlarını düşünmediği, Siyonistlerin çıkarlarını güvence altına almak için adımlar attığı konusunda net bir mesaj veriyor. Bu toplantı Filistinlilere Özerk Yönetimin Siyonist rejime bağlı olduğunun ve tüm kararlarında ve Filistinlilere yönelik baskılarında koordineli hareket ettiğinin açık bir kanıtıdır. 
Ancak son ve sekizinci nokta, bu tür toplantılar,  yeni intifada, Filistin'in çıkarları ve Filistin'in nihai kurtuluşu doğrultusunda olacağıdır.

Parstoday