Suudi koalisyon yaklaşık 7 senedir Yemen'e saldırmakta ve 5 senedir bu ülkeye abluka uygulayıp, Sana havalimanının faaliyetine engel olmaktadır. Yemen halkı şimdiye kadar defalarca Suudiler'in bu ülkeye yönelik ablukasını kınayarak, ablukanın son bulması ve Sana uluslararası havalimanının faaliyete yeniden başlamasını istemesine ve uluslararası örgütler de, aynı şekilde çağrıda bulunmasına rağmen, Suudi Arabistan şimdiye kadar bunu yapmaktan kaçınmıştır.
Ensarullah lideri Abdulmelik Husi pazar günü yaptığı açıklamada, Riyad yönetiminin yaklaşımını eleştirerek, Al-i Suud'un Sana hava sahasını kapatırken, Suudi Arabistan'ın kendi hava sahasını İsrail için açtığını belirtti.
İran İslam Cumhuriyeti'nin Sana Büyükelçisi Hasan İrlu'nun şehadeti bir kez daha Al-i Suud'un Yemen'deki cinayetlerini su yüzüne çıkardı. İrlu iki gün önce sağlık durumu vahimleştikten sonra Irak'ın yardımıyla Sana havalimanına gönderilen uçakla İran'a getirildi. Ancak geç kalındığı için Büyükelçi hayatını kaybetti. Suudiler, Büyükelçi İrlu'nun sağlık durumu kötüleştikten sonra intikali için izin verdiler. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade bu bağlamda yaptığı açıklamada, dayatma savaşı sırasında kimyasal saldırıda yaralanan Şehit İrlu'nun görev yerinde koronaya yakalandığını ve bazı ülkelerin geç kalınan işbirliği nedeniyle, maalesef çok kötü şartlarda ülkeye getirildiğini belirtti.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da bazı ülkelerin Hasan İrlu'nun ülkeye getirilmesine engel olduğuna işaretle, Al-i Suud'un bu olaydaki cinayetinin ebadından birinin İrlu'yu getirmek için uçağın uçmasını engellediğini, İrlu'nun bir yandan diplomat olup dokunulmazlığa sahip olurken diğer yandan hasta olduğu için Yemen'den çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Bu cinayetin diğer bir ebadı da, Suudi koalisyonun yıllardır uyguladığı abluka yüzünden Yemen'in sağlık alt yapısının yok olması ve hastaların ülke içinde tedavi görme imkanının ortadan kalkması noktasındadır. İran İslam Cumhuriyeti'nin Yemen Büyükelçisi Hasan İrlu, tıbbi imkanların bulunmadığı için Tahran'a getirilmesi gerekiyordu. Aynı durum Yemen vatandaşları için de geçerlidir. Ölümcül korona salgını yanısıra, Yemen halkı diğer ölümcül hastalıklara maruz kalmaktalar ve tedavi görmeleri için ülkede yeterli imkan bulunmamakta.
Salgın, tıbbi imkanlar ve ilaç malzemelerinin eksikliği, hastaların tedavi için yurt dışına götürülmesi, Al-i Suud'un bu ülkeye yönelik ablukasının yol açtığı sonuçların sadece bir kısmını teşkil ediyor.
Bu politikanın başka bir boyutu da, ülkedeki kıtlık ve açlıktır. Şimdiye kadar çeşitli uluslararası örgütler, Suudiler'in bu politikasının ebadı hakkında uyarıda bulunmuş, hatta BM, Yemen'deki insani krizi, 21. yüzyılın en büyük insani krizi olarak nitelemiştir.
Buna rağmen Suudi Arabistan, Sana hava sahasını açmak için hiçbir girişimde bulunmuyor ve uluslararası örgütler de Suudiler'in bu cinayetlerini durdurmak için pratik de bir şey yapmıyorlar.
BM hatta, diplomatik haklar sözleşmesi uyarınca dokunulmazlık hakkına sahip İran Büyükelçisi'nin şehadetine bir tepki göstermiş değil.
parstoday