Hiç şüphesiz 6 Filistinlinin kazdıkları tünelle Celbu’ hapishanesinden kaçmayı başarması, işgal rejimi İsrail’de büyük bir güvenlik boşluğunun varlığını gösteriyor. Irkçı israil rejimi ise esirleri tekrar yakalamakla kaybettiği istihbarat ve güvenlik haysiyetini tekrar kazanmaya çalıştı. Fakat acaba söz konusu 6 Filistinlinin tekrar tutuklanması, korsan rejim İsrail’e güvenlik ve istihbarat itibarını tekrar kazandırabildi mi?
Filistinli söz konusu esirlerin tekrar tutuklanmasına ilaveten diğer Filistinli esirlerin eylemleri ve korsan rejimde oluşan diğer sorunlar, firar eden Filistinlilerin tekrar tutuklanmasının sahte rejim İsrail’e tekrar itibarını kazandıramadığını, tutuklamanın işgal topraklarında kamuoyunu etkilemek ve siyasi rekabetlerde koz olarak kullanmak ayrıca Naftali Bennett kabinesine yönelik baskıları azaltmak bağlamında önemli olduğunu gösteriyor. 
Irkçı rejim İsrail söz konusu 6 Filistinlinin kaçmayı başarması ardından esirlere yönelik şiddet ve cinayetlerini yoğunlaştırdı. İşgal rejimin bu eylemleri Filistinli esirlerin meselesini daha da gündemde tutarken Filistin’de esirlere destek bağlamında daha fazla birleşme ve dayanışmaya neden oldu. 
Bu bağlamda Israel Haom gazetesinin askeri uzmanı Yuaf Limor bu gazetede yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:
“Birinci sorun ve İsrail için çok acil olan konu, esirlerin firar operasyonundan sonraki şartların hala gergin olmasıdır ve esirlerin meselesi eşsiz bir şekilde Filistin sahnesini birleştirmeyi başarmıştır.”
Bu arada gerçi İsrail rejimi 6 Filistinliyi tekrar tutuklamayı başardı fakat işgal altındaki kamuoyu ırkçı rejimin güvenlik ve istihbarat açılarından çok kırılgan ve hasarlara açık olduğu sonucuna varmıştır. Başka bir ifade ile işgal topraklarında kamuoyu, Filistinlilerin İsrail’e istihbarat ve güvenlik darbeler indirmede eskiden daha başarılı çalıştıklarına inanıyorlar.
Bu konu Kudüs Kılıcı operasyonunda da ispatlandı. Bu konuyu Israel Haom gazetesi de itiraf etti. Gazete, “tutuklanırken gülümseyen esirlerin fotoğrafları, İsrail için korkunç yenilginin ispatını vurguluyor, İsrail hapishane sorumlularının yaşanmasında ortak olan bir yenilgi…” şeklinde yazdı. 
Diğer yandan İslami Direniş Hareketi (Hamas) sözcüsü Hazım Kasım, “Özgürlük Tüneli” kahramanlarının yeniden gözaltına alınmalarına rağmen eylemlerinin Siyonistlerin güvenlik sistemlerinin zayıflığının ve Filistin direnişinin iradesi karşısında dayanamayacağının kesin delili olarak kalacağını ifade etti.
Dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise, 6 Filistinli esirin Celbu’ hapishanesinden kaçmalarının kısa süre karar verilerek gerçekleşen bir olay olmamasıdır, bunun için kaç aylık bir plan gerekiyor ve bu da yine siyonist rejimin güvenlik ve istihbarat zafiyetini gösteriyor. Filistinli esirlerin tekrar yakalanması, daha çok onların sığındıkları bölgenin coğrafi açıdan küçük olmasıyla mümkün oldu. Fakat bu da onların İsrail hapishanelerinden kaçmalarının stratejik değeri ile asla kıyaslanamaz. Bu yüzden esirlerin tekrar yakalanması, korsan rejimin güvenlik itibarını ihya etmekten çok, işgal edilen Filistin topraklarda istihbarat ve güvenlik ihtilafların azalması ve çatlakların doldurulmasına yönelik bir çalışmaya sebep olabilir.
Aslında 6 Filistinli esirin tekrar tutuklanması, korsan rejimin medya baskısını azaltmak ve direnişin İsrail hapishanelerinde tekrar benzer girişimlerde bulunmaları için direnişin moral kazanmasını engellemek için yapıldı. Fakat bu arada, tutuklanan esirlerin şehit edilmesine de sebep olabileceği, unutulmamalıdır.

Parstoday